İSLAM DEVLETİ’NE KARŞI SAVAŞTA KÜRTLER TOPRAKLARINI GENİŞLETİYORLAR
Isabel Coles (Reuters’ın Irak Kürt bölgesi
muhabiri) & Stephen Kalin (Reuters’ın Irak/Bağdat muhabiri)
Reuters, 10.10.2016
Tercüme: Zahide Tuba Kor
(…) Birçok ev gibi Kürt asıllı Ebu Suhail’in evi de bir Arap aileye aitti.
Aynı binadaki Arap komşularıyla birlikte yiyip içer, çocukları birlikte
oynardı.
Ancak İslam Devleti (İD)’nin 2014 yılında Irak’ta kuzeye ve batıya doğru
hızlı ilerleyişiyle Kürtlerin çoğu Zumar ilçesinden kaçtı. İki ay sonra Kürtler
karşı saldırıyla buradan İD’i püskürttü. Şu anda Zumar’ın neredeyse bütün
nüfusu Kürt; niceleri gibi Ebu Suhail de daha evvel kirada oturduğu evi ele
geçirirken zerre kadar vicdan azabı hissetmedi. Evinin asıl sahibi olan Arap’ın
İD’e destek verdiğini söyledi.
Benzer gelişmeler, (…) etnik açıdan karışık köylerde ve şehirlerde de
görülebilir. Peşmergeler İD’e karşı savaşıp örgütü püskürttükçe Arapların çoğu
evlerini terk etmek zorunda kaldı.
Sıradan Kürtler de Arapların mal ve mülklerine el koyarak, binaları tahrip
ederek ve tarım arazilerini ellerine geçirerek geriden devreye girdiler.
2014’ten bu yana Kürtler, özerk bölgelerinin yüzölçümünü toplamda %40 kadar
artırdılar.
Irak ve Suriye’de haritalar yeniden çiziliyor; İD’le çatışan gruplar, bu
savaşı kullanarak eski ihtilafları fiilen çözüp topraklarını genişletiyorlar.
Kürtler, başta diktatör Saddam Hüseyin olmak üzere ardı ardına gelen Iraklı
liderlerin yaptıkları tarihî hataları sadece ve sadece düzelttiklerini
savunuyorlar. Saddam Hüseyin’in kuzeydeki “Araplaştırma” politikası, Kürt
köylerini yerle bir etmiş ve yüz binlerce Kürt’ü yerlerinden etmişti.
Ancak Haydar el-İbadi başbakanlığındaki Irak hükümetindekiler de dâhil
farklı kesimlere göre, Kürtler yeni acılar yaratarak gelecek çatışmaların
zeminini oluşturuyorlar. Irak Kürtlerinin artan nüfuzu (…) komşu ülkeleri de
rahatsız ediyor.
Irak hükümet güçleri, Kürtler ve İran destekli milisler İD’i Musul’dan
temizlemek üzere bir saldırıya hazırlanırken son birkaç aydır gerginlikler de
giderek artıyor. Bu sıkıntılı ittifakın mensuplarının ortak bir düşmanı olmakla
birlikte üzerinde ittifak ettikleri konular son derece az.
Bir zamanlar İD’in kontrolündeki bölgelerin duvarlarında şimdi bu
gerginliği okumak mümkün: “Sadece Kürtlere mahsustur”, “Çok yaşa Kürt devleti!”
gibi duvar yazıları göze çarpıyor. Zumar’da yakılan Araplara ait bir evin
duvarında koyu kırmızıyla “Kürt” yazılmış.
Köşeyi döndüğümüzde uzun yıllardır bir Arap’a ait olan bina yerle bir
edilmiş haldeydi. Ebu Suhail, evin sahibi İD destekçisiydi diyor ve ekliyor:
“Araplar hakkın gerçek sahibine döndüğünü biliyorlar. Topraklarımız artık bizim
elimizde.”
Kürdistan Dış İlişkiler Dairesi Başkanı Falah Mustafa da aynı kanaatte.
Reuters’a dedi ki “İD’le savaşta birçok peşmerge hayatını kaybetti. Kürt
yönetimi, eski rejimin Araplaştırma politikasını yeniden devreye sokarak bunca
canın boşu boşuna feda edilmiş olmasına izin veremez. Hiç şüphesiz Araplaştırma
politikası tersine döndürülmeli.”
Sıkıntlı mazi
Kürtler topraklarını konsolide etmeyi, Avrupalı güçlerin Osmanlı’yı
parçalamasından bu yana bir yüzyıldır özlemle bekledikleri devlet oluşumunun
önemli bir adımı olarak görüyorlar. (…)
(…)
Saddam Hüseyin 1980’lerden itibaren Kuzey Irak’taki bu ve benzeri bölgelere
20 yıl boyunca Arapları yerleştirdi. Ama işler 2003’teki Amerikan işgaliyle
birlikte değişti. (…)
(…)
Ağustos 2014’te İD’in gelişi eski korkuları canlandırdı. IKYB Başkanı Mesud
Barzani, Arap milliyetçisi bir gazete olan el-Hayat’a verdiği demeçte, birçok
Iraklı Sünni’nin İD’i kendi iddialarını güçlendirmek için kullandığını anlattı.
“Arap şovenistler IŞİD üzerinden kendilerini güçlendirmeye çalıştılar. Onlar
İD’i sözde ihtilaflı bölgelerin kaderini belirleyeceği için destelediler. Ama
yanlış hesap yaptılar.”
Kürtler Ekim 2014’te Zumar’dan İD’i temizlediler. Şimdilerde ilçe Kürt
güvenlik güçlerinin sıkı kontrolü altında. İlçede kalan Araplar, konuştukları
takdirde misillemelere maruz kalmaktan korkuyorlar. Ama bazıları, Kürt güvenlik
güçlerinin militanlarla bağlantısı olduğu suçlamasıyla yüzlerce Arap’ı ilçeden
kovduğunu sessizce fısıldıyor. Kürtler bir zamanlar tamamı Araplara ait olan
caddeleri ve bölgeleri ele geçirmiş durumdalar.
Uluslararası Af Örgütü, Irak’taki ihtilaflı bölgelerden evlerine dönmeleri
engellenenlerin sayısının on binlerce olduğunu açıkladı.
Kürtler ise geri dönüşüne izin verilmeyenlerin sadece İD’le bağlantısı
bulunanlar olduğunu savunuyorlar. Kalan Arapları da demografik değişim gibi bir
politika olmadığına kanıt olarak gösteriyorlar.
Af Örgütü’nün kıdemli danışmanlarından Donatella Rovera diyor ki “Kürtler
ihtilaflı bölgeleri Araplardan tamamen boşaltamayacaklarını biliyorlar. Bu hiç
de realist bir politika olmaz. O yüzden olabildiğince çok Arap’ı temizlemekle
yetiniyorlar. Onların bakış açısına göre bu da bir ilerleme.”
Zumar çevresinde yerle bir edilen birçok Arap köyünün kalıntıları duruyor.
Buraların eski sakinleri, hatta bazı Kürtler dahi bölgenin peşmerge tarafından
yerle bir edildiğini söylüyor. İlçe dışındaki birçok yerleşim yerinde bütün
binalar moloz yığınına dönüşmüş durumda. Bunlardan birinde tek ayakta kalan
bina bir cami, o kadar.
Kürt yetkililer Arapların mülklerini hedef aldıklarını yalanlıyorlar. Bu
tahribatı koalisyon güçlerinin hava saldırılarına ve İD militanlarıyla savaşa
bağlıyorlar.
(…)
Tarih tekerrür ediyor
Zumar ilçesinin güvenlik şefi Albay Noruz Balati, Kürt bağımsızlık
mücadelesindeki rolü nedeniyle Saddam Hüseyin döneminde 17 yılını hapiste
geçirmiş.
Balati diyor ki, “Zumar’ın Arap ahalisinin %80’i İD işgalini destekledi;
çoğu zaten Saddam tarafından buraya yerleştirilmişti. Sadece 50 Arap ailenin
geri dönüşüne müsaade edildi.” Balati, diğerlerinin Kürt bölgesi içinde farklı
yerlere dağılmış durumda olduğunu kabul ediyor ve ekliyor “Biz onlardan şüphe
duyuyoruz.”
Bu arada Zumar dışında yaşayıp da evleri yıkılan veya çatışma hatlarına
yakın yerlerde bulunan Kürtler de ilçeye gelmiş durumda. Bunlardan biri olan
Said Osman diyor ki “Bu ev boştu, biz de taşındık. Sahibi kim ve şimdi nerede
bilmiyoruz. (…)”
Bazı Kürtler evleri güvenli hale geldiğinde geri döneceklerini söyleseler
de diğerleri şu an yaşadıkları evleri terk etmek için hiçbir sebep görmüyorlar.
39 yaşındaki Adnan İbrahim diyor ki “Tarih tekerrür ediyor: Kürtler
yerlerinden edilmişti, şimdi geri dönüyorlar. İşler doğal düzenine dönüyor.”
Zumar’ın alışveriş bölgesi bir zamanlar çoğunlukla Arapların elindeydi.
Şimdi ise dükkânların isimleri yeni Kürt sahiplerini yansıtıyor. “Kürdistan
Şehitleri Berberi”, “Peşmerge Kasabı” vs.
Orta yaşlı bir Kürt, bu küçük süpermarketin kendisine ait olmadığını, ama
kendi işyeri İD tarafından yerle bir edildiği için bu dükkânı sahiplenmeye
mecbur kaldığını anlatıyor. Günün erken saatlerinde dükkânın sahibi gelip kira
istemiş; ama Kürt, dükkân sahibi Arap’ın kardeşi İD bölgesinde yaşadığından
paranın yanlış ellere geçebileceğini öne sürerek kira vermeyi reddetmiş.
(…)
Duhok beni destekliyor, peşmerge de koruyor
Zumar resmen Bağdat’ın egemenliği altında; merkezî yönetim, memur
maaşlarının çoğunu ödüyor, resmi atamaları yapıyor ve yerel yönetimin bütçesine
kaynak aktarıyor.
Ama fiiliyatta ilçeyi kimin kontrol ettiği belli. Irak bayrağı hiçbir yerde
dalgalanmıyor ve ilçe giderek Duhok Kürt bölgesine entegre ediliyor.
Zumar’ın başındaki Ahmed Cafer, “(…) jeneratörler, ambulanslar ve sağlık
hizmetleri Duhok’tan. İdari olarak Ninova’ya bağlıyız, ama fiiliyatta Duhok
bizi destekliyor, peşmerge bizi koruyor. Bu bir realite” diyor.
Bazı Araplar da Kürtleri destekliyor. Zumar’ın Kürt bölgesine bağlanması
için bu yılın başında imza toplayan bir Arap şeyhi diyor ki “Bu toprakları
kanlarıyla özgürleştiren peşmerge. Bizim bağlılığımız Kürdistan’a.”
(…)
Ebu Suhayl şu sözleriyle yaygın ruh halini özetliyor: “Biz aşiretiz. Eğer
ki biri tutup da kardeşimi öldürürse, 20 yıla mahkûm olsa dahi, hapishaneden
çıktığında ben onu öldürmek zorundayım. Ancak ondan sonra kan davası gerçek
anlamda biter. Devlet bunu kontrol edemez, mümkün değil.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder