ABD’NİN BÜYÜK İSTİHBARAT
PROBLEMİ
David Ignatius (Ödüllü gazeteci ve kitapları en çok satanlar listesinde yer
alan casusluk romanı yazarı. Aynı zamanda 25 senedir Ortadoğu’yu ve CIA’yi
yakından takip eden Washington Post gazetesi köşe yazarı)
Washington Post, 28.5.2015
Tercüme: Zahide Tuba Kor
Bu ay içinde Ramadi’nin beklenmedik
bir şekilde İslam Devleti’nin eline düşmesi temel istihbarat problemlerinin en
son göstergesiydi: ABD, cihatçı düşmanlarını onlarla etkin bir şekilde savaşmak
için gerektiği düzeyde, yeterince tanımıyor.
Bu istihbarat eksikliği orduyu, CIA’yi
ve diğer kurumları sıkıntıya sokuyor. Aslında bu problem onlarca yıldır devam
ediyor ve öyle kolayca da çözülmeyecektir. Daha fazla ajan görevlendirme ve
Özel Operasyonlara bağlı birlikleri yerleştirme gibi çözümler daha fazla riski
beraberinde getirecektir.
Amerikan Genelkurmay Başkanı General
Martin Dempsey’nin PBS’ye verdiği mülakat, bilgi eksikliğine dair canlı bir
örnek. Geçen yıl Musul’un düşüşüyle ilgili ABD’nin herhangi bir planı olup
olmadığına dair bir soruya şu cevabı verdi: “Hayır, yoktu. Bizi şaşırtan şeyler
oldu; (İslam Devletinin) Suriye’nin içinde ve Irak’ın kuzeybatısında kendi
koalisyonlarını bu ölçüde kurabilmesi, ortaya koyduğu askeri kapasite, Irak
güvenlik güçlerinin çöküşü… Evet, ilk günlerde böyle birkaç sürpriz oldu.”
Peki ders alındı mı? Pek öyle
görünmüyor: Yaklaşık bir yıl sonra ABD Ramadi’nin düşüşüne yine hazırlıksız
yakalandı. Yanlış giden neydi?
Öncelikle CIA İslam Devleti içinde bir
casusluk ağı kurmak için ortaklarla çalışmalı. Cihatçıların istihdamı bir
“İmkânsız Görev” değil. İslam Devleti zehirli ve yerleştiği her yerde düşmanlar
kazandı. Ama bu bölgede çalışmak için CIA’in pratiklerini değiştirmesi lazım –
daha fazla operasyonel riskler almalı ve İHA saldırılarına ve diğer gizli
araçlara orantısız vurguyu azaltmalı.
CIA Başkan Yardımcısı Michael Morell’a
göre istihbarat problemleri 11 Eylül 2001 öncesinden beri hep var. The
Great War of Our Time başlıklı kitabında bu başarısızlıkların
1990’ların sonlarında Usame bin Ladin’i takip eden Alec Station birimiyle
başladığını ve Irak Savaşı ve Arap Baharıyla devam ettiğini belirtiyor.
Morell’a göre, CIA’in -basitçe söylemek gerekirse- yeterli bilgisi yok.
(…) Morell, CIA’in en son Arap Baharıyla
şaşkınlığa uğradığını anlatıyor: “Başarısız olduk; zira Arap sokaklarında neler
olup bittiğini anlamayabilmek için -büyük ölçüde- bir avuç güçlü lidere bel
bağlamıştık. Kendi çerçevemizi oluşturma konusunda gevşek davrandık.”
Morell’in anlattığı meselelerin
çözümünün ne anlama geldiği konusunda dürüst olalım. CIA görevlileri, ana
casusları bulup saflarına katmak ve böylece cihatçıların ininden muhbir
bulabilmek için korunaklı bölgelerinden çıkmak zorunda. “Tel örgülerin
arasında” kalmak sadece faydasız değil, aynı zamanda tehlikelidir; 2009’da çift
taraflı çalışan Ürdünlü bir ajanın Afganistan’da CIA’in korunaklı bölgesine
girip 7 Amerikalıyı öldürmesi örneğinde trajik bir şekilde görüldüğü gibi.
CIA, paramiliter Global Response
Staff’a bağlı koruma görevlileri olmaksızın savaş bölgelerinde sokaklara
istihbarat görevlileri yollamaktan sakınıyor. Hâlbuki eskiden böyle değildi (…)
Amerikan ordusu İslam Devletine karşı
direnişi pekiştirmek için iyi eğitimli bazı subaylarını tehlikeye atmalı.
Iraklılar ve Suriyeliler arazide savaşacaklar; ama Amerikan Özel Birliklerinin
de savaş alanında onlara dâhil olması halinde, daha iyi bir performans
sergileyeceklerdir. Amerikalılar, sadece hedeflere lazer ışını doğrultabilenler
değil, aynı zamanda yoldaşlarına akıl hocalığı yapan savaşçılardır. Tıpkı CIA
gibi birkaç cesur Amerikan birliği de sokakta, savaşın içinde olmalıdır.
Onlarca yıldır CIA ve ordu, istihbarat
problemlerini Ulusal Güvenlik Ajansına bel bağlayarak çözmeye çalıştı. Ama
cihatçılar, Amerikan kapasitesine dair sızan bilgilerin eğitimini aldılar ve
operasyonlarını gizlemeyi de öğrendiler. 21. yüzyılın cihatçı düşmanına karşı
istihbarat toplamak, paradoksal bir şekilde, CIA’in kurucu nesliyle özdeşleşen
eski moda casusluğa ve direniş operasyonlarına dönmeyi gerektiriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder