30 Ekim 2016 Pazar

D.IGNATIUS: İSTİHBARATLAR ARASI SAVAŞ ABD’NİN IŞİD'LE SAVAŞINA ZARAR VERİYOR


İSTİHBARAT BİRİMLERİ ARASINDAKİ SAVAŞ ABD’NİN İSLAM DEVLETİYLE SAVAŞINA ZARAR VERİYOR

David Ignatius (Ödüllü gazeteci ve kitapları en çok satanlar listesinde yer alan casusluk romanı yazarı. Aynı zamanda 25 senedir Ortadoğu’yu ve CIA’yi yakından takip eden Washington Post gazetesi köşe yazarı)
Washington Post, 20.5.2015

Tercüme: Zahide Tuba Kor

Başkan Obama, geçen hafta Ramadi’nin düşüşünden beri haklı olarak Iraklı liderleri birleşmeleri ve harekete geçmeleri için ittiriyor. Ama -İslam Devletine karşı ABD’nin askeri ve siyasi stratejisinin tek elden yönlendirilebilmesi için- kendi yönetimini de harekete geçirmesi lazım.

Irak’taki siyasi ihtilaflar Ramadi’nin aniden düşüşüne yol açtı. Şii hâkimiyetindeki hükümet, Anbar Vilayetinde savaş hazırlığındaki Sünnilere silah veya eğitim vermemiş; muhatabına güvenmeyen Sünniler de kendi aralarında kavgaya tutuşmuş ve Ramadi’yi kurtarabilme ihtimali olan Şii halk milislerinin yardımını reddetmişti. Eğer bu iç ihtilaflar sona ermezse Irak paramparça olacaktır.

ABD’nin de -Irak’ta etkili adımlar atmasını engelleyen- kendi iç öldürücü kavgalarıyla başı dertte. Bunlar, hizipçi kan davaları yerine, yönetimin farklı birimleri arasında sıradan mevzi kazanma savaşları; ama Amerikan seferberliği önünde bir engel olagelmekte. Buna, Washington’ın son derece aşina olduğu türden “farklı birimler arası gerilim” diyebiliriz, yani Dışişlerine karşı Savunma Bakanlığı ve ortada da daha ihtiyatlı duran Beyaz Saray... Ama artık buna bir son verilmeli.

Bağdat ile Washington’ın çabaları nasıl bir bütünün parçaları haline getirilebilir? Her iki meydan okuma da siyaseten zor ama imkansız değil.

Öncelikle Irak tarafına bakalım: Obama salı günü danışmanlarına, Irak Başbakanı İbadi’nin Sünnilere el uzatmasını desteklemek için ABD’nin her şeyi yapması gerektiğini söyledi. Bu da vilayet yönetimlerine bağlı Sünni ulusal muhafız tugayları ve polis birimleri oluşturulmasına -ve böylece oyunda Sünnilere de yer verilmesine- ilişkin kanunun Irak meclisinden geçmesi için ittirme anlamına geliyor. Eğer İbadi ve yönetimi daha fazla oyalanırsa geriye koruyacakları bir ülke kalmayacaktır.

Sünniler de meselenin bir parçası. Güçlerini, başta Meclis Başkanı Salim el-Cuburi olmak üzere Bağdat’taki nüfuz sahibi mantıklı liderler etrafında bir araya getirmeleri gerekiyor. Kabul etmeliler ki Ramadi, Musul ve diğer Sünni vilayet merkezlerini, İbadi yönetiminin komutasındaki ve Necef’teki Ayetullah Ali Sistani destekli ordunun ve halk milislerinin yardımı olmaksızın kurtaramazlar. Bu, birçok Sünni liderin iddia ettiği gibi İran hegemonyasına boyun eğmek demek değil. Hatta İbadi ile çalışmak, -çökmüş bir Irak devletinin İran hegemonyasına girişini engellemek için- Sünnilerin son şansı.

Washington’daki kurumlar arası çatışma karmaşasına gelince Obama her iki tarafı da idare etmeye çalışıyor Eylül ayında Afganistan’daki Amerikan birliklerine komuta eden emekli denizci John Allen’ı İslam Devletine karşı küresel koalisyonun “özel başkanlık temsilcilisi” olarak atadı. Bu unvanın ne anlama geldiği ve Allen’ın politikaların eşgüdümü için hangi yetkilerle donatıldığı hala net değil.

Obama “başkanlık temsilcisi”ni Beyaz Saray yerine Dışişleri bünyesinde görevlendirmeye karar verdi. Bu, mevzi kazanma amacıyla hareket eden Pentagon’u susturma ve –Richard Holbrooke gibi- muhaliflere gözdağı verecek bir politika baronunu engelleme amaçlıydı. Ama bu bir hataydı, zira daha baştan politikaların eşgüdümüne bir engel oldu. Ama mesele, yetkiyi elinde istifleyen ve bir dizi acemilikler yapan (mesela şubatta Merkezi Komutanlığın Musul’u geri almak için savaşın başlatılacağına dair yaptığı erken açıklama ve en son düşmeden hemen evvel Ramadi’nin durumuyla ilgili yapılan değerlendirme) kıskanç Amerikan Merkezi Komutanlığıyla şiddetlendi.

(…) Obama nihayet -doğru bir şekilde- Anbar savaşının artık öncelikleri olduğuna karar vermişe benziyor. Peki bu savaşı koordine edecek doğru kişi kim? Mantık, bunun İslam Devletine karşı oluşturulan koalisyona 60 devleti katan ve Ankara’dan Londra’ya dik başlı müttefikleriyle etkili bir şekilde müzakere eden Allen olduğunu söylüyor. Ama Obama Pentagon’un daha az tepkisini çekecek bir isme de karar verebilir. Başkan, bu savaşı koordine edecek ve (Amerikan) yönetim(i) adına konuşma yetkisi vererek Beyaz Saray bünyesinde görevini yürütecek birini atamalı.

Eğer Obama Bağdat’tan ısrarla birleşmiş bir komuta-kontrol istiyorsa aynısını Washington’da kendisi de yapmalı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder