İSTİHBARAT BİRİMLERİ
ARASINDAKİ SAVAŞ ABD’NİN İSLAM DEVLETİYLE SAVAŞINA ZARAR VERİYOR
David Ignatius (Ödüllü gazeteci ve kitapları en çok satanlar listesinde yer
alan casusluk romanı yazarı. Aynı zamanda 25 senedir Ortadoğu’yu ve CIA’yi
yakından takip eden Washington Post gazetesi köşe yazarı)
Washington Post, 20.5.2015
Tercüme: Zahide Tuba Kor
Başkan Obama, geçen hafta Ramadi’nin
düşüşünden beri haklı olarak Iraklı liderleri birleşmeleri ve harekete
geçmeleri için ittiriyor. Ama -İslam Devletine karşı ABD’nin askeri ve siyasi
stratejisinin tek elden yönlendirilebilmesi için- kendi yönetimini de harekete
geçirmesi lazım.
Irak’taki siyasi ihtilaflar Ramadi’nin
aniden düşüşüne yol açtı. Şii hâkimiyetindeki hükümet, Anbar Vilayetinde savaş
hazırlığındaki Sünnilere silah veya eğitim vermemiş; muhatabına güvenmeyen
Sünniler de kendi aralarında kavgaya tutuşmuş ve Ramadi’yi kurtarabilme
ihtimali olan Şii halk milislerinin yardımını reddetmişti. Eğer bu iç
ihtilaflar sona ermezse Irak paramparça olacaktır.
ABD’nin de -Irak’ta etkili adımlar
atmasını engelleyen- kendi iç öldürücü kavgalarıyla başı dertte. Bunlar,
hizipçi kan davaları yerine, yönetimin farklı birimleri arasında sıradan mevzi
kazanma savaşları; ama Amerikan seferberliği önünde bir engel olagelmekte.
Buna, Washington’ın son derece aşina olduğu türden “farklı birimler arası
gerilim” diyebiliriz, yani Dışişlerine karşı Savunma Bakanlığı ve ortada da
daha ihtiyatlı duran Beyaz Saray... Ama artık buna bir son verilmeli.
Bağdat ile Washington’ın çabaları
nasıl bir bütünün parçaları haline getirilebilir? Her iki meydan okuma da
siyaseten zor ama imkansız değil.
Öncelikle Irak tarafına bakalım: Obama
salı günü danışmanlarına, Irak Başbakanı İbadi’nin Sünnilere el uzatmasını
desteklemek için ABD’nin her şeyi yapması gerektiğini söyledi. Bu da vilayet
yönetimlerine bağlı Sünni ulusal muhafız tugayları ve polis birimleri
oluşturulmasına -ve böylece oyunda Sünnilere de yer verilmesine- ilişkin
kanunun Irak meclisinden geçmesi için ittirme anlamına geliyor. Eğer İbadi ve
yönetimi daha fazla oyalanırsa geriye koruyacakları bir ülke kalmayacaktır.
Sünniler de meselenin bir parçası.
Güçlerini, başta Meclis Başkanı Salim el-Cuburi olmak üzere Bağdat’taki nüfuz
sahibi mantıklı liderler etrafında bir araya getirmeleri gerekiyor. Kabul
etmeliler ki Ramadi, Musul ve diğer Sünni vilayet merkezlerini, İbadi
yönetiminin komutasındaki ve Necef’teki Ayetullah Ali Sistani destekli ordunun
ve halk milislerinin yardımı olmaksızın kurtaramazlar. Bu, birçok Sünni liderin
iddia ettiği gibi İran hegemonyasına boyun eğmek demek değil. Hatta İbadi ile
çalışmak, -çökmüş bir Irak devletinin İran hegemonyasına girişini engellemek
için- Sünnilerin son şansı.
Washington’daki kurumlar arası çatışma
karmaşasına gelince Obama her iki tarafı da idare etmeye çalışıyor Eylül ayında Afganistan’daki Amerikan birliklerine komuta eden
emekli denizci John Allen’ı İslam Devletine karşı küresel koalisyonun “özel
başkanlık temsilcilisi” olarak atadı. Bu unvanın ne anlama geldiği ve Allen’ın
politikaların eşgüdümü için hangi yetkilerle donatıldığı hala net değil.
Obama “başkanlık temsilcisi”ni Beyaz
Saray yerine Dışişleri bünyesinde görevlendirmeye karar verdi. Bu, mevzi
kazanma amacıyla hareket eden Pentagon’u susturma ve –Richard Holbrooke gibi-
muhaliflere gözdağı verecek bir politika baronunu engelleme amaçlıydı. Ama bu
bir hataydı, zira daha baştan politikaların eşgüdümüne bir engel oldu. Ama
mesele, yetkiyi elinde istifleyen ve bir dizi acemilikler yapan (mesela şubatta
Merkezi Komutanlığın Musul’u geri almak için savaşın başlatılacağına dair
yaptığı erken açıklama ve en son düşmeden hemen evvel Ramadi’nin durumuyla
ilgili yapılan değerlendirme) kıskanç Amerikan Merkezi Komutanlığıyla
şiddetlendi.
(…) Obama nihayet -doğru bir şekilde-
Anbar savaşının artık öncelikleri olduğuna karar vermişe benziyor. Peki bu
savaşı koordine edecek doğru kişi kim? Mantık, bunun İslam Devletine karşı
oluşturulan koalisyona 60 devleti katan ve Ankara’dan Londra’ya dik başlı
müttefikleriyle etkili bir şekilde müzakere eden Allen olduğunu söylüyor. Ama
Obama Pentagon’un daha az tepkisini çekecek bir isme de karar verebilir.
Başkan, bu savaşı koordine edecek ve (Amerikan) yönetim(i) adına konuşma
yetkisi vererek Beyaz Saray bünyesinde görevini yürütecek birini atamalı.
Eğer Obama Bağdat’tan ısrarla
birleşmiş bir komuta-kontrol istiyorsa aynısını Washington’da kendisi de
yapmalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder