KUZEY KORE HER ZAMANKİNDEN DAHA ÜRKÜTÜCÜ
David Ignatius (Washington Post gazetesi köşe
yazarı, ödüllü gazeteci ve kitapları en çok satanlar listesinde yer alan
casusluk romanı yazarı)
Washington Post, 13.10.2016
Tercüme: Zahide Tuba Kor
Seul
Güney Koreli yetkililer, Kuzey Kore’den yükselen nükleer meydan okumadan
bahsederken “varoluşsal tehdit”, “yakın tehlike” ve “boğaza dayanan hançer”
gibi kırmızı alarm ifadeleri kullanıyorlar. Bu uzun yıllardır devam edegelen
gerilimi tırmandırma hikâyesinin yeni bir aşamaya girdiğini Amerikalıların
anlamalarını istiyorlar.
Güney Koreli üst düzey bir yetkili bana tüm çıplaklığıyla şu sözleri
sarf etti: “Kuzeyden fırlatılacak bir nükleer füze 4-5 dakikada bu ofise
düşebilir. Bizim iki kere düşünme lüksümüz yok… Bu artık ufukta beliren kara
bulutlar mesabesinde değil, kapımızın eşiğimizdeki bir tehdit.”
Yine üst düzey bir Amerikalı askeri yetkili, birkaç mil ötedeki Amerikan
birliklerinin karargâhı olan Yongsan askeri garnizonuyla ilgili benzer bir
uyarıda bulundu. Bu üssün, tıpkı Güney Kore’nin başkenti Seul’ün büyük bir
kısmı gibi, onlarca senedir Kuzey Kore topçularının tehdidi altında yaşadığına,
ancak nükleer tehlikenin daha farklı olduğuna dikkat çekti: “Bu, sadece Kore
Savaşı’na bir geri dönüş değil, Kore Yarımadası’nın dışında da tehlike arz eden
giderek büyüyen bir tehdit.”
Bu görüşler, Kuzey Kore nükleer meselesinin niçin müstakbel Amerikan
başkanının en temel güvenlik endişesi haline gelebileceğini ortaya koyuyor.
Güney Koreli ve Amerikalı yetkililer arasındaki yaygın kanaat, Kuzey Kore’nin
civa gibi lideri Kim Jong Un’un komşularına ve ABD’ye saldırmak için
nükleer silah ve füze kapasitesi elde etmek üzere alelacele hareket ettiği
şeklinde. Müstakbel Amerikan başkanı bu konuda ne yapacağına karar vermek
zorunda.
Başarısızlıkla sonuçlanan Kuzey Kore’yle 2005-2007 dönemindeki altılı
müzakerelere başkanlık eden eski Amerikan Büyükelçisi Christopher Hill,
Seul’de toplanan Dünya Bilgi Forumu’ndaki konuşmasında şunu söyledi: “Kuzey
Kore’nin istediği şey, şimdiye kadar başaramadığı nükleer güçler kulübüne kabul
edilmek.”
Kuzey Kore’nin nükleer silah elde etmek için dur durak bilmeyen
ilerlemelerini sınırlandırma noktasında denenen her yolun başarısız kalması,
Amerikalı ve Güney Koreli yetkililerce dillendirilen bir hayal kırıklığı.
Diplomatik müzakereler, BM ekonomik yaptırımları ve askeri kuvvet kullanma
tehdidi hep başarısızlığa uğradı. Kuzey Kore, nükleer ve füze programları
dışında acınacak derecede geri kalmış bir ülke.
Gelinen noktada Çin’in elindeki kozlar dahi sınırlı görünüyor. Birçok
uzman Pekin’in Kuzey Kore’ye başarılı bir şekilde baskı uygulayabileceğini
düşünmüştü. (…) ama olmadı.
ABD bu zorlu problemle mücadele için Seul’le birlikte nasıl çalışabilir?
Bazı önde gelen Güney Koreli yetkililer faydalı önerilerde bulundular.
Yaptırımları daha da sıkı hale getirmek ilk adım. (…) Güney Kore, BM’nin
Kuzey Kore’nin Çin’e kömür ihracına izin veren muafiyeti kaldıracağı ümidinde.
Geçen sene kömür ihracatı 1 milyar dolara ulaşmış ve buradan elde edilen gelir,
nükleer programın finansmanının temel döviz kaynağı olmuştu. Çin şimdiye kadar
komşusunun daha fazla sıkıştırılmasını hep engellemişti.
Kuzey Kore Devlet Başkanı Kim ile hükümetindeki elitlerin arasını açmak
Güney Kore’nin diğer bir teklifi. (…)
Kuzey Kore’yi askeri açıdan caydırmak Güney Kore’nin ABD’den en fazla
istediği şey. Güney Kore Devlet Başkanı Park, Amerikan THAAD füze savuma
sisteminin konuşlanmasını kabul etti; ama bu sistem Aralık 2017’ye kadar
çalışır hale gelemeyecek.
(…)
(…)
Kuzey Kore yönetimiyle diplomasiyi yeniden başlatmak buralarda pek de
kamuoyu desteği görmüyor; ama Güney Kore ve ABD kapıyı açık bıraktı. Zevahiri
kurtarmaya dönük bu yaklaşım gizli olacak; ABD’nin Kuzey Kore’yle başlangıç
görüşmelerinin ardından Çin’in de sürece dâhil olmasıyla nükleerden arındırma
müzakereleri açık hale gelecektir. Ancak Kuzey Kore’nin böyle bir diyalog
istediğine dair hiçbir işaret yok.
Peki, bütün bu çabalar başarısız kalır da Kim, ABD’yi vurabilecek
nükleer başlıklı füzeleri konuşlandırırsa ne olacak? Seul’deki konferansa
katılan eski bir üst düzey Amerikalı yetkili şu yorumda bulundu: “Ön almayı
devreye sokmalıyız”.
Müstakbel Amerikan başkanını çok tatsız bir askeri tercih bekliyor;
sebebi ise çok basit: Şimdiye kadar başka yapılan hiçbir şey işe yaramadı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder