Darbeleri
mazur gören veya gösteren herkesi kınıyor, darbecileri lanetliyoruz
TÜRKİYE 1979 İRAN’INI YAŞIYOR
Soner Çağaptay (Washington Enstitüsü Türkiye
Araştırmaları Programı Direktörü)
The Wall Street Journal, 17.7.2016
Tercümeler:
Zahide Tuba Kor
(…)
Geçtiğimiz senelerde Erdoğan’ın tarzı, daha
ziyade yavaş yavaş artıran bir dozda iktidar iplerini ele geçirmekti; ancak
hafta sonundan bu yana İslami desteğin güçlü bir şekilde patlaması son derece
kışkırtıcı olabilir. Bu yaşanan Türkiye’nin 1979 İran’ı anı: Acaba mayalanan
İslami bir devrim laik güçlere galebe çalacak mı?
(…) Bu strateji işe yaradı; salalar ve
ezanlar siyasi seferberlik çağrısı işlevi gördü ve dindar Türkler laik orduya
meydan okumak için sokaklara döküldü. Hükümet yanlısı polislerle birlikte
ordunun acemice teşebbüsünü ezdiler.
(…)
İktidarı [tamamen
kontrol altına almanı]n ikinci ve daha hızlı yolu ise İslami bir devrim.
Sokaklara çıkıp darbeye meydan okuyanlar (…) daha ziyade İslamcılar ve hatta
cihatçılardı. Hafta sonundan beri Erdoğan yanlısı serseri güruhu darbeyi
destekleyen askerleri yakalayıp dövdü. Tıpkı İslam Devleti usulü, bir askerin
kafasının kesildiğini gösteren fotoğraflar sosyal medyaya düştü. [Z.T.K. Askerlerin başının kesilmesi hikayesi,
acaba psikolojik harbin bir parçası olarak, IŞİD’le benzerlik kurmak amacıyla
üretilmiş olabilir mi, araştırmak lazım]
Maalesef ki Türkiye’de cihatçı hissiyat son
dönemde gözle görünür bir şekilde arttı. Sayın Erdoğan’ın eğitim politikasının
yanı sıra İslamcı radikallerin Türkiye’yi bir toplanma/konaklama merkezi olarak
kullanmalarına izin verildiği Suriye politikasının da bu gidişatta
azımsanmayacak payı var. Pew Araştırma Merkezi’nin son dönemdeki bir anketine
göre, Türklerin %27’si İslam Devleri hakkında olumsuz duygular beslemiyor.
Sayın Erdoğan İslami bir devrimi başlatmak için artık bu güçleri kullanabilir.
Devrimlerde çoğunluklara ihtiyaç yoktur;
iktidarı ele geçirmek için şiddet kullanmaya istekli öfkeli ve heyecanlı
azınlıklar yeterlidir. Başarısız darbe teşebbüsünün ardından Türk siyasetinde
sular durulmuş değil. Sayın Erdoğan da hala bütün ülkenin kontrolünü ele alabilmiş
değil. Bu nedenle Ankara’ya dönemiyor. (…)
Eğer ki Sayın Erdoğan dini coşkuyu daha da
pompalarsa Türkiye’nin laik demokrasisini sonlandırarak yaşanan “dini
karşı-darbe”yi “İslamcı bir karşı-devrim”e dönüştürebilir. Darbe sonrası
bölünen ve kamuoyu gözünde itibarını yitiren ordu, artık böyle bir
karşı-devrimi engelleyebilecek bir pozisyonda da değil.
(…)
Sayın Erdoğan’ın darbeyi kendi gücünü
konsolide etmek için kullanma senaryosu bu ikincisinden daha muhtemel; ama
İslamcı devrim ihtimali Türkiye’de hiç bu kadar yüksek olmamıştı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder