18 Ağustos 2016 Perşembe

A.DUGIN: TÜRK DARBESİ VE AMERİKAN DEZENFORMASYONU

Darbeleri mazur gören veya gösteren herkesi kınıyor, darbecileri lanetliyoruz


TÜRK DARBESİ VE AMERİKAN DEZENFORMASYONU

Aleksandr Dugin (Rus siyaset bilimci profesör, neo-Avrasyacılığın ve Rus milliyetçiliğinin önemli bir temsilcisi; Ulusal Bolşevik Partisi, Ulusal Bolşevik Cephesi ve Avrasya Partisi kurucularından biri; Putin’e yakın isimlerden)
Katehon, 25.7.2016

Tercüme: Zahide Tuba Kor

Daha ilk bakışta her şey net: Amerikalılar ve onların nüfuz ajanları Ankara’nın Moskova’yla yakınlaştığını görerek darbenin düğmesine bastılar. Ama teşebbüs başarısızlığa uğradı. Amerikalılarla onların Türkiye’deki destekçilerinin, Türk Hava Kuvvetlerinin uçağımızı düşürmesinden ve ardından İslamcıların da pilotumuzu öldürmesinden dolayı suçlanacağı ortaya çıktı. Darbenin bastırılmasından sonra Erdoğan, darbe liderlerinden birinin İsrail’le ilişkilerden sorumlu eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk olduğunu açıkça ilan etti. Washington’la doğrudan bağlantıları olan İkinci Ordu Komutanı Adem Huduti ve Tümgeneral Avni Angun’un aralarında olduğu diğer Hava Kuvvetleri generalleri de elebaşları arasında zikredildi.
Olgular apaçık ortada: NATO üyeliğinin de etkisiyle Türk Silahlı Kuvvetleri içinde bir Amerikan nüfuz ajanları ağı kurulmuştu. Bu ağ, NATO entegre sisteminde ordunun diğer kanatlarına kıyasla bilhassa Hava Kuvvetlerinde aktifti. Bunlar ABD’de yaşayan ve Hillary Clinton’la yakın ilişkileri bulunan Fethullah Gülen’in öncülüğündeki grupla da bağlantılıydı.
Yani ilk olarak Rus savaş uçağını düşüren Türkiye’deki Amerikan ajanları, pilotun acilen çağrı işareti yolladığı gerçeğini gizleyerek Erdoğan’ı da yanılttılar. Oyunları tam ifşa olunmak üzereydi ki Atlantikçi mutemetlerinin emriyle Erdoğan’ı devirmeye kalkıştılar. Darbe bastırıldığından Erdoğan artık bir yanılsama içinde değil ve fiilen ABD’yle ipleri koparmaya ve NATO’dan çekilmeye doğru gidiyor. Bu kaçınılmaz sonucu bekleyen Kerry, bu inisiyatifin en azından kısmen Washington kaynaklı görünmesini sağlamak için Türkiye’nin NATO’dan çıkışından bahsederek bu kötü oyun sırasında bozuntuya vermemeye çalışıyor. Bu şartlar altında bu sürece hazırlık yapmak ve Rusya, Çin ve İran’la yeni temaslar kurmak mantıklı görünüyor. Erdoğan işte tam da bunu yapıyor. Artık AB’ye de NATO’ya yeter. İşte önümüzde çok kutuplu bir dünya ve Amerikan hegemonyasının sonu…
Ama biz burada bir hibrid savaşın sürmesiyle karşı karşıyayız. Amerikalıların ilk yaptığı şey, sözde darbenin bizzat Erdoğan tarafından organize edildiği yalanını yaymak oldu. Şahsi bir şeymiş gibi algılamayın, bu tipik bir Amerikan küstahlığı. Bir askeri darbeyi sahneye koydular, başarısız oldular ve ardından kendi tezgahladıkları şeyden tutup da Erdoğan’ı suçladılar. Daha da önemlisi, bu zavallıca yalan dünya medyasında körü körüne yankı buldu.
16 Temmuz’da İngiliz the Guardian gazetesi apar topar Fethullah Gülen’in darbeyi Erdoğan’ın tezgahladığı görüşüne yer verdi. 15 Temmuz’da Michael Rubin Foreign Policy’de “Erdoğan kendisinden başka kimseyi darbeden sorumlu tutamaz” başlıklı bir makale yayınladı. [Z.T.K. Makaleye http://ortadogugunlugu.blogspot.com.tr/2016/08/mrubin-darbeyle-ve-turkiyeyle-ilgili-10.html linkinden ulaşabilirsiniz] Abreu Report gibi daha küçük bir medya kuruluşu da dedi ki “Dünkü darbe, Sayın Erdoğan’ın iktidarına karşı değil, bizzat Sayın Erdoğan’ın Avrupa’nın seküler geleceğine karşı sahneye koyduğu bir darbeydi.”
19 Temmuz’da Fox News, Erdoğan’ın bu sahte darbeyi organize edip ardından da Gülen’i suçluyor olabileceğine dair bir haber yaptı. Gülen cumartesi günü Pensilvanya’daki karargahından gazetecilere darbenin bir tertip olabileceğini söyledi.  
Darbenin hemen akabinde eski Pentagon yetkilisi Michael Maloof dedi ki Erdoğan ordunun kolunu kanadını kırmak için buna çanak tuttu. The Jerusalem Post daha da spesifik bir dille Türkiye’deki “darbe teşebbüsü”nün gittikçe daha fazla bir “sahte bayrak” operasyonu gibi göründüğünü dahi yazdı [Z.T.K. yani istihbarat örgütlerinin halkı kışkırtmak ya da yönlendirmek amaçlı kendi yaptıkları bazı olayları hedefteki kişiler yürütüyor gibi göstererek kamuyu aldatmak için tasarladıkları gizli operasyonlar; buradaki kasıt, Erdoğan’ın bizzat kendisinin darbeyi sahneye koyup Gülen planlamış gibi göstermesi].
Yılan gibi tıslayıp duran uzmanlar zehirli kinlerini kusuyorlar; tabii ki bütün bunları Erdoğan’ın tezgahladığı, aksi takdirde bu kadar çabucak darbeyi püskürtemeyeceği iddiasıyla. Ne ilginçtir ki aynı medya kuruluşları darbenin daha ilk saatlerinde Erdoğan’ın kaçtığı, Rusya’dan [Z.T.K. Doğrusu Almanya olacak] sığınma talep ettiği, tüm medyanın ordunun kontrolü altına girdiği, hükümet üyelerinin tutuklandığı vb. asılsız haberleri hep bir ağızdan yayınlamışlardı. Darbe başarısızlığa uğradı ve Amerikan ağları sanki hiçbir şey olmamış gibi “aklıselim”e karşı kendi ajanlarını salmaya devam ediyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder