Darbeleri mazur
gören veya gösteren herkesi kınıyor, darbecileri lanetliyoruz
TÜRK DARBESİ VE
AMERİKAN DEZENFORMASYONU
Aleksandr Dugin (Rus siyaset
bilimci profesör, neo-Avrasyacılığın ve Rus milliyetçiliğinin önemli bir
temsilcisi; Ulusal Bolşevik Partisi, Ulusal Bolşevik Cephesi ve Avrasya Partisi
kurucularından biri; Putin’e yakın isimlerden)
Katehon,
25.7.2016
Tercüme: Zahide
Tuba Kor
Daha ilk bakışta
her şey net: Amerikalılar ve onların nüfuz ajanları Ankara’nın Moskova’yla
yakınlaştığını görerek darbenin düğmesine bastılar. Ama teşebbüs başarısızlığa
uğradı. Amerikalılarla onların Türkiye’deki destekçilerinin, Türk Hava
Kuvvetlerinin uçağımızı düşürmesinden ve ardından İslamcıların da pilotumuzu
öldürmesinden dolayı suçlanacağı ortaya çıktı. Darbenin bastırılmasından sonra
Erdoğan, darbe liderlerinden birinin İsrail’le ilişkilerden sorumlu eski Hava
Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk olduğunu açıkça ilan etti.
Washington’la doğrudan bağlantıları olan İkinci Ordu Komutanı Adem Huduti ve
Tümgeneral Avni Angun’un aralarında olduğu diğer Hava Kuvvetleri generalleri de
elebaşları arasında zikredildi.
Olgular apaçık
ortada: NATO üyeliğinin de etkisiyle Türk Silahlı Kuvvetleri içinde bir
Amerikan nüfuz ajanları ağı kurulmuştu. Bu ağ, NATO entegre sisteminde ordunun
diğer kanatlarına kıyasla bilhassa Hava Kuvvetlerinde aktifti. Bunlar ABD’de
yaşayan ve Hillary Clinton’la yakın ilişkileri bulunan Fethullah Gülen’in
öncülüğündeki grupla da bağlantılıydı.
Yani ilk olarak
Rus savaş uçağını düşüren Türkiye’deki Amerikan ajanları, pilotun acilen çağrı
işareti yolladığı gerçeğini gizleyerek Erdoğan’ı da yanılttılar. Oyunları tam
ifşa olunmak üzereydi ki Atlantikçi mutemetlerinin emriyle Erdoğan’ı devirmeye
kalkıştılar. Darbe bastırıldığından Erdoğan artık bir yanılsama içinde değil ve
fiilen ABD’yle ipleri koparmaya ve NATO’dan çekilmeye doğru gidiyor. Bu
kaçınılmaz sonucu bekleyen Kerry, bu inisiyatifin en azından kısmen Washington kaynaklı
görünmesini sağlamak için Türkiye’nin NATO’dan çıkışından bahsederek bu kötü
oyun sırasında bozuntuya vermemeye çalışıyor. Bu şartlar altında bu sürece
hazırlık yapmak ve Rusya, Çin ve İran’la yeni temaslar kurmak mantıklı
görünüyor. Erdoğan işte tam da bunu yapıyor. Artık AB’ye de NATO’ya yeter. İşte
önümüzde çok kutuplu bir dünya ve Amerikan hegemonyasının sonu…
Ama biz burada bir
hibrid savaşın sürmesiyle karşı karşıyayız. Amerikalıların ilk yaptığı şey,
sözde darbenin bizzat Erdoğan tarafından organize edildiği yalanını yaymak
oldu. Şahsi bir şeymiş gibi algılamayın, bu tipik bir Amerikan küstahlığı. Bir
askeri darbeyi sahneye koydular, başarısız oldular ve ardından kendi
tezgahladıkları şeyden tutup da Erdoğan’ı suçladılar. Daha da önemlisi, bu
zavallıca yalan dünya medyasında körü körüne yankı buldu.
16 Temmuz’da
İngiliz the Guardian gazetesi apar topar Fethullah Gülen’in darbeyi
Erdoğan’ın tezgahladığı görüşüne yer verdi. 15 Temmuz’da Michael Rubin Foreign
Policy’de “Erdoğan kendisinden başka kimseyi darbeden sorumlu tutamaz”
başlıklı bir makale yayınladı. [Z.T.K. Makaleye http://ortadogugunlugu.blogspot.com.tr/2016/08/mrubin-darbeyle-ve-turkiyeyle-ilgili-10.html linkinden ulaşabilirsiniz]
Abreu Report gibi daha küçük bir medya kuruluşu da dedi ki “Dünkü darbe, Sayın
Erdoğan’ın iktidarına karşı değil, bizzat Sayın Erdoğan’ın Avrupa’nın seküler
geleceğine karşı sahneye koyduğu bir darbeydi.”
19 Temmuz’da Fox
News, Erdoğan’ın bu sahte darbeyi organize edip ardından da Gülen’i
suçluyor olabileceğine dair bir haber yaptı. Gülen cumartesi günü
Pensilvanya’daki karargahından gazetecilere darbenin bir tertip olabileceğini
söyledi.
Darbenin hemen
akabinde eski Pentagon yetkilisi Michael Maloof dedi ki Erdoğan ordunun kolunu
kanadını kırmak için buna çanak tuttu. The Jerusalem Post daha da
spesifik bir dille Türkiye’deki “darbe teşebbüsü”nün gittikçe daha fazla bir “sahte
bayrak” operasyonu gibi göründüğünü dahi yazdı [Z.T.K. yani
istihbarat örgütlerinin halkı kışkırtmak ya da yönlendirmek amaçlı kendi
yaptıkları bazı olayları hedefteki kişiler yürütüyor gibi göstererek kamuyu
aldatmak için tasarladıkları gizli operasyonlar; buradaki kasıt, Erdoğan’ın
bizzat kendisinin darbeyi sahneye koyup Gülen planlamış gibi göstermesi].
Yılan gibi
tıslayıp duran uzmanlar zehirli kinlerini kusuyorlar; tabii ki bütün bunları
Erdoğan’ın tezgahladığı, aksi takdirde bu kadar çabucak darbeyi
püskürtemeyeceği iddiasıyla. Ne ilginçtir ki aynı medya kuruluşları darbenin
daha ilk saatlerinde Erdoğan’ın kaçtığı, Rusya’dan [Z.T.K. Doğrusu
Almanya olacak] sığınma talep ettiği, tüm medyanın ordunun kontrolü altına
girdiği, hükümet üyelerinin tutuklandığı vb. asılsız haberleri hep bir ağızdan
yayınlamışlardı. Darbe başarısızlığa uğradı ve Amerikan ağları sanki hiçbir şey
olmamış gibi “aklıselim”e karşı kendi ajanlarını salmaya devam ediyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder