SUUDİ ARABİSTAN’IN REFORMLARI GERÇEK Mİ?
SON ZİYARETİME GÖRE EVET
David Ignatius (Washington Post gazetesi köşe yazarı, ödüllü gazeteci ve kitapları en çok
satanlar listesinde yer alan casusluk romanı yazarı)
Washington Post, 1.3.2018
Tercüme: Zahide Tuba Kor
NOT: Lütfen kaynak göstermeden tercümenin
bir kısmını veya tamamını kullanmayınız, alıntılamayınız, yayınlamayınız
NOT: Bu yazının öncülü niteliğindeki “Suudi Arabistan Veliaht Prensi Ülkesine Şok Terapisi Yapıyor” başlıklı yazıyı okumak için TIKLAYINIZ.
NOT: Bu yazının öncülü niteliğindeki “Suudi Arabistan Veliaht Prensi Ülkesine Şok Terapisi Yapıyor” başlıklı yazıyı okumak için TIKLAYINIZ.
Riyad, Suudi Arabistan
Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın güçlü modernleşme mesajını
duyunca bir ziyaretçi olarak ister istemez “Bu gerçek mi?” diye düşünüyorsunuz.
(…)
Suudi Arabistan’la ilgili dışarıdan birinin güvenilir tahminlerde bulunması
imkânsızdır. Ama gerek sokakta görüştüğüm genç Suudilerden gerekse kıdemli din adamlarından
reformlara güçlü destek ifadeleri duyduğum ziyaretim sırasında topladığım
bilgilerden size veriler sunabilirim.
Muhammed bin Selman’ın dönüşüm gündemini başarıp başaramayacağı hala ucu
açık bir soru. Ancak onun, 2016’dan bu yana Suudi destekli Dünya İslam Birliği
(Rabıta) teşkilatı başkanlığını yürüten Şeyh Muhammed el-İsa adında önemli bir
müttefiki var. (…) el-İsa, -ulema arasında da destek gördüğünü söylediği-
veliaht prensin son adımlarını onaylıyor.
El-İsa, sembolik bir konu olan, haziran ayında kadınların araba sürmesine
izin verilecek olmasıyla söze başladı. “Kadınların araba kullanması asla dini
bir mesele değildir, alışkanlıklar ve kültürle ilgilidir” dedi ve ekledi:
“Aşırıcılar bunu dinle bağlantılandırmak istedi” ama ulemanın çoğu “bu kararı
hoş karşıladı”. Yine âlimlerin Muhammed bin Selman’ın dini polisin yetkilerini
azaltması adımını da desteklediğini söyledi: “Dini polis kendisine ait olmayan
bir yetkiyi üzerine almıştı… Kimse onları reddetmedi. Akıllıca bir karardı bu.”
(…)
Bazı uzmanların bu değişimlere karşı dini bir tepki doğacağına dair
öngörülerini sorduğumda, İsa bu görüşün “tamamen yanlış” olduğunu söyledi. (…)
Suudi Arabistan’ın niçin bu kadar uzun bir süredir dindar
fundamentalistlere destek çıkar izlenimi verip İslam’ın bu denli muhafazakâr
bir yorumunu desteklediğini sorarak kendisini sıkıştırdığımda şu cevabı verdi:
“Yanlışlar olduğu gerçeğinden kaçamayız, daha sonra bunlar düzeltildi… Bu
aşırıcılıkla yüzleşmek bizim görevimiz.”
(…)
Pazartesi günkü ziyaretimde gördüğüm üzere, Suudilerin radikal İslam’a
karşı bu yeni duruşunun operasyonel bir yönü de var: Yeni kurulan -kısa adıyla
ETIDAL veya itidal- Aşırıcı İdeolojiyle Mücadele Küresel Merkezi. Devasa bir
kubbe altında yüzlerce uzman, bilgisayar ekranı önünde oturarak aşırıcı
gruplara destek emarelerini yakalamak için Arapça sosyal medya trafiğini
izliyor. Bu gözetlemenin kısmen de olsa o uğursuz “Büyük Birader”e benzer bir
niteliği de var; ama Batı’nın Suudilerin aşırıcılıkla daha sert mücadele etmesi
gerektiği yönündeki taleplerine cevap veriyor.
Sıradan Suudiler bu değişimlerle ilgili neler düşünüyor? (…) Riyad’ın
kuzeybatısındaki Thager Plaza’nın dışındaki bir kafede 5-6 genç Suudi’ye
sordum.
Tabii ki bu bilimsel bir araştırma sayılmaz. Ama her genç adam, eski şeylerin
değişiminden duydukları içten gelen coşku ve heyecanı dillendirdiler. Bilhassa
Muhammed bin Selman’ın (…) 381 zengin Suudi’yi tutuklattığı ve zararı tazmin
için serbest bırakılmadan evvel yaklaşık 100 milyar dolar ödemek zorunda
bıraktığı yolsuzlukla mücadele kampanyası en revaçta.
(…)
İşte bu, kraliyette daha modern, daha girişimci, daha genç merkezli ve daha
az geri kafalı bir topluma doğru açılıyor gibi görünen kapı. Şimdilik yukarıdan
aşağı otoriter bir süreç. Ama giderek ivme kazanıyor gibi görünüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder