SUUDİ ARABİSTAN VELİAHT PRENSİ ÜLKESİNE
ŞOK TERAPİSİ YAPIYOR
David Ignatius (Washington Post gazetesi köşe yazarı, ödüllü gazeteci ve kitapları en çok
satanlar listesinde yer alan casusluk romanı yazarı)
Washington Post, 27.2.2018
Tercüme: Zahide Tuba Kor
NOT: Lütfen kaynak göstermeden tercümenin
bir kısmını veya tamamını kullanmayınız, alıntılamayınız, yayınlamayınız
Riyad, Suudi Arabistan
Suudi Arabistan’ın genç Veliaht Prensi
Muhammed bin Selman, Riyad’daki sarayında gece yarısı verdiği geniş kapsamlı
röportajda kraliyetin kültürel ve siyasi hayatını modernize etmek için gerekli
“şok” terapisinin bir parçası olan yeni reform dalgasını anlattı.
Bildiğini okuyan dik kafalı olarak
tanınan 32 yaşındaki Muhammed bin Selman, Suudi ordusunu ve devlet
bürokrasisini sarsan ve çalışma bakan yardımcılığına bir kadını getiren
(Tamadur bint Yusuf el-Ramah) yeni kraliyet kararnamelerini yayınladıkları
günün gecesi röportaj verdi. İki saatten fazla yolsuzlukla ve İslami
aşırıcılıkla mücadelesini ve bölge stratejisini anlattı.
Veliaht prens, sadece kıpır kıpır genç
Suudilerin değil, aynı zamanda cezayla aklı başına gelen kraliyet ailesinin de
desteğini aldığını söyledi. Bazılarının riskli olarak gördüğü, iç ve bölge
politikalarına yönelik eleştirileri reddetti ve kraliyetin kalkınmasını ve İran
gibi düşmanlarla mücadeleyi finanse etmek için değişimlerin hayati önemde
olduğunu savundu. Mart ayı sonuna doğru ABD’ye yapacağı ziyaret öncesinde insan
hakları aktivistlerini serbest bırakıp bırakmayacağını sorduğumda Suudi
standartlarının ABD’ninkinden farklı olduğunu ve “işe yarayan şeyi
değiştirmemek gerektiği”ni söyledi; ama daha sonra bir yardımcısı kanalıyla
diğer alanlarda olduğu gibi bunda da reform yapmayı düşünebileceğini belirtti.
Kraliyete gerçekleştirdiğim kısa
ziyarette Muhammed bin Selman’ın reformlarının ne denli iyi işlediğini
değerlendirmek imkânsızdı. Tabii ki kültürel bir telaş var: Kadınlar haziran
ayında araba kullanmalarına müsaade edildiğinde ne tür bir araba satın almayı
planladıklarını misafirlere anlatıyorlar; onlar için yeni jimnastik salonları
açılıyor, kadın girişimciler yiyecek arabaları işletiyorlar ve kadın
taraftarlar futbol maçlarına izleyici olarak katılıyorlar.
Muhafazakâr muhalifler yeraltına inmiş
olabilirler. Ama Eylül 2017’de Ipsos tarafından yapılan bağımsız bir ankette
Suudi Y kuşağının [Z.T.K. 1980-2000 arasında doğan kuşak]
%74’ünün gelecekten iyimserliğini; temel endişelerinin yüksek fiyatlar,
işsizlik ve yolsuzluk olduğunu ortaya çıkardı.
Veliaht prens, daha evvel kendisiyle
yaptığım iki röportajda soruları İngilizce almış ama Arapça cevaplamıştı; bu
defa tamamen İngilizce konuştu. ABD’de kendisini destekleyen bazılarının çok
fazla cephede birden mücadele yürüttüğü ve çok risk aldığı yönündeki
kaygılarını, “başarı için değişimin bu hızı ve genişliği şart” diyerek ciddiye
almıyor.
Pazartesi gecesi yaşlı babası Kral
Selman’ın ilan ettiği kadrolarda değişimin, modernleşme hedeflerini
başarabilecek “enerjisi yüksek” insanları başa geçirme çabasının bir ürünü
olduğunu söyledi. “Biz [modernleşmeye] inananlarla çalışmak istiyoruz”
dedi. Kararnamelerle kraliyetin daha genç üyeleri kilit vilayetlere atandı.
Bunlar arasında Asir vali yardımcılığına atanan Prens Turki bin Talal da var.
Bu atama kraliyet ailesi uyumunun da bir göstergesi; zira ağabeyi Prens Elvelid
bin Talal geçen kasım ayında yolsuzluk suçlamasıyla gözaltına alınan 381
kişiden biriydi. (Daha sonra serbest bırakıldı)
Muhammed bin Selman genelkurmay
başkanını görevden alıp komuta kademesini yeniledi; bu değişimler Suudi savunma
harcamasından daha iyi bir sonuç almak için planlanmış. Veliaht prens, dünyanın
dördüncü büyük savunma bütçesine sahip olduklarını, ama ordu kalitesi
bakımından 20. veya 30. sırada yer aldıklarını belirtti. Suudilerin umduğundan
çok daha uzun bir savaşa girildiği Yemen’de Husilere ve onların İranlı
destekçilerine karşı Yemenli kabileleri harekete geçirmeye dayalı iddialı
planlarını anlattı.
Yolsuzluğun çok yaygın olmasından dolayı
kasım ayındaki yolsuzlukla mücadele darbesinin kraliyetin ihtiyaç duyduğu şok
terapilerine bir örnek olduğunu söyledi. “Her yeri kanserli bir bedene
sahipsiniz. Bu kanser de yolsuzluklar. Kemoterapi şoku gerekli, yoksa kanser
bedeni kemirip bitirecek” dedi ve ekledi: Bu yağmayı durdurmadan kraliyet bütçe
hedeflerini tutturamaz.
(…) “Yolsuzluğa batmış prensler
azınlıktı; ama kötü aktörler daha fazla dikkat çektiler. Bu, kraliyet ailesinin
enerjisini harap etti” dedi ve ekledi: Tutuklananlardan 56’sı dışında tamamı,
zararı tazmin ettikten sonra serbest bırakıldı: “Çoğu vahim hatalar
yaptıklarını biliyorlar ve çaresine baktılar.”
Muhammed bin Selman, kraliyet içindeki
İslami aşırıcıları kontrol altında tutmak için de bir “şok”a ihtiyaç olduğunu
anlattı. Kadınlara daha fazla hak veren ve dini polisin yetkilerini azaltan
reformların Muhammed Peygamber dönemindeki uygulamaları yeniden hayata
geçirmekten ibaret olduğunu vurguladı.
Veliaht prens, kasım ayında Lübnan
Başbakanı Saad Hariri’ye istifa baskısından dolayı insafsızca eleştirildiğini
söyledi. “Şu an” İran destekli Hizbullah milisleri karşısında görece “daha iyi
bir konumda” diye de ekledi. Kısa bir süre sonra Hariri, kraliyeti tekrar
ziyaret edecek.
Muhammed bin Selman’ın hayranları, bazen
onun gücü konsolide etme teşebbüsünü modern Suudi Arabistan’ın kurucusu
Abdülaziz ibn Suud’unkine benzetiyorlar. Ama o bu mukayeseyi reddedip günümüze
sarıyor: “Yeni bir akıllı telefon yaratamazsın. Steve Jobs bunu çoktan yaptı.
Bizim yapmaya çalıştığımız yeni bir şey.”
NOT: Bu yazının devamı niteliğindeki “Suudi Arabistan’ın Reformları Gerçek Mi? Son Ziyaretime Göre Evet” yazısını okumak için TIKLAYINIZ
NOT: Bu yazının devamı niteliğindeki “Suudi Arabistan’ın Reformları Gerçek Mi? Son Ziyaretime Göre Evet” yazısını okumak için TIKLAYINIZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder