ABD, MÜTTEFİKLERİNİN SURİYE’DEKİ İHTİRASLARI ARASINDA KAPANA KISILDI
Sudarsan Raghavan (Washington Post Kahire büro
şefi) & Liz Sly (Washington Post Beyrut büro şefi)
The Washington Post, 1.9.2016
Tercüme: Zahide Tuba Kor
Pentagon’un ekseriyeti Sünni Kürt kuvvetleri silahlandırma kararı, İslam
Devleti’ne karşı kuzey Suriye’de büyük faydalar sağladı. (…)
(…) Ardından yaşanan gelişme Kürt liderleri hazırlıksız yakaladı: Türklerle
saf tutan Amerikan müttefikleri, Kürt kuvvetlerin zar zor kazandıkları toprağı [Menbic’i]
geri vermesini emretti.
Kobani’de yaşayan Kürt özerk yönetiminin eski yetkililerinden biri olan
İdris Naasan bu konu hakkında dedi ki “Kürt müttefikler olarak terörizme karşı
savaş verirken ve birçok zafer elde ederken ABD’den maalesef ki çok daha fazla
şey beklemiştik. Onların bize destek çıkıp Türklerin bizi hedef almasına
müsaade etmemesini umuyorduk.”
Suriye’nin Kürt bölgelerinde Washignton’ın kendilerine ihanet ettiği
duygusu giderek yerleşiyor ve bu da İslam Devleti’ne karşı mücadeleyi
zayıflatabilir.
Türkiye içinde de Türk askeri kuvvetlerinin Suriye’nin kuzeyinde Kürtlerle
savaşmayı bırakmasını isteyen Obama yönetimine karşı öfke giderek büyüyor. (…)
(…)
Uzunca
bir süredir kaynayan rekabetlerle giderek karmaşıklaşan savaş alanında ABD iki
hayati ortağı arasında sıkışıp kaldı: Kürtler ve NATO’daki müttefiki Türkiye.
ABD’nin çatışmaya bir son verilmesi yönündeki çağrılarına rağmen her iki taraf
da Suriye’deki kendi menfaatlerini korumaya ahdetmiş durumda ve bu da hem
Amerikan nüfuzunun sınırlarını hem de Suriye savaşının ne denli büyük
hedeflerin rekabet alanı olduğunu ortaya koyuyor.
Stratejik
ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi Ortadoğu uzmanı Anthony Cordesman dedi ki
“ABD ve Avrupa’daki bizler IŞİD’i ana hedef olarak görüyor olabiliriz. Ama
diğer herkes için bu, aslında milli, etnik veya mezhepçi bir güç ve kimlik
mücadelesi. Bu ortamda ABD çok uğraş verebilir. Ama ne Türkiye’yi milli
menfaatlerinden taviz vermeye ne de herhangi bir Kürt fraksiyonunu kendi
menfaatleri için çalışmamaya ikna edebilir.”
(…)
Artık soru şu:
Acaba Kürtler, özellikle Rakka’nın kurtarılması harekatında aynı motivasyon ve
şevkle İslam Devleti’yle savaşmayı sürdürecek mi?
Levanten Grubu
güvenlik danışmanı kıdemli uzman Michael Horowitz, Menbic’e işaret ederek dedi
ki “Kürt savaşçılar, şu anda ABD’nin tahliye etmesini istediği bir şehir için
çarpışıp canlarını vermişti. Öyle sanıyorum ki Suriyeli Kürtler bundan sonra
herhangi bir Amerikan destekli saldırıya katılmadan evvel iki kere
düşünecektir.”
(…)
Şiddetli
çatışmaların ardından Türkiye ve ona bağlı Suriyeli isyancılar, yaklaşık 20
köyü ele geçirerek Kürt müttefik kuvvetlerini güneye, Menbic’e doğru
püskürttüler. İslam Devleti’yle savaşa fazla odaklanılmaması Amerikalı üst
düzey yetkililer arasında rahatsızlık yarattı.
(…) Ancak
Amerikan yönetiminden gelen bütün bu açıklamalar, Washington’ın Türk baskısı
karşısında boyun eğdiğini söyleyen Suriyeli Kürtleri tatmin etmedi.
Kendini bir Kürt
aktivist olarak tanımlayan Gilgo şu tweeti attı: “Bırakın, Rakka’nın
kurtarılması için ABD adına Türkiye bir ordu toparlasın.” İslam Devleti’yle
savaşmak üzere YPG’ye gönüllü olarak katıldığını söyleyen İngiliz vatandaşı
Macer Gifford ise Facebook hesabında Obama yönetimini “deneyip de başarıya
ulaştığı müttefikleri”ni terk etmekle ve “İslam Devleti’ne can suyu vermekle”
suçladı ve “Bu, tam anlamıyla bir ihanetten başka bir şey değil” diye de
ekledi.
Amerikan Merkezi
Komutanlığının başındaki General Joseph Votel, Türkiye’nin Cerablus’a askeri
operasyonunun bir sürpriz olmadığını söyledi; ama Amerikalı yetkililerin
Türkiye’den ve Suriyeli isyancı müttefiklerinden beklentisinin sadece ve sadece
İslam Devleti’ni hedef alması olduğunu da vurguladı. “IŞİD’den başka bir şeye
odaklanmaya başladıklarında onlara verdiğimiz desteği geri çekmeliyiz
düşüncesindeyim” diye de ekledi.
(…)
Tennessee
Teknoloji Üniversitesi Kürt uzmanı Michael M. Gunter’e göre, Türkiye ABD
menfaatleri açısında “Kürtlere kıyasla çok daha önemli”. “Kürtler, İslam
Devleti’ne karşı savaşmaya muhtemelen devam edecekler, çünkü aşırı derecede
Amerikan desteğine bağımlılar.” Gunter dedi ki “Kürtlerin bizden başka
gidecekleri bir kapısı yok. Evet, onlar deliye dönecekler, esip gürleyecekler
ve ‘Biz sizin istediğiniz gibi iyi bir müttefik olamayabiliriz’ de diyecekler.
Ama uzun vadede ABD olmaksızın Kürtler çaresizdir.”
Buna rağmen üst
düzey bir Suriyeli Kürt yetkili dedi ki, Washington kimin vazgeçilmez bir
müttefik olduğunu artık belirlemeli. YPG’nin siyasi kanadından üst düzey bir
siyasi danışman olan Sihanouk Dibo da dedi ki “ABD iki tarafı aynı anda elinde
tutamaz.”
Diğer Suriyeli
Kürt yetkililer de Kürt savaşçıların her ne zaman müttefiklerini ve
destekçilerini korumaları gerekse Fırat’ın batısına geçeceklerini vurguladılar.
Eski bir Suriyeli Kürt yetkili olan Naasan dedi ki “Türkiye’nin bize yeşil ışık
yakmasını beklemeyeceğiz. Onlar zaten hep kırmızı çizgiler çekip bunları
aşmamızı isteyip duruyorlar.”
Gerek Naasan
gerekse diğer Kürt yetkililer, Amerikalılardan hayal kırıklığına uğramış
olsalar da İslam Devleti’yle savaşmayı sürdüreceklerini söylediler. Aslında ABD
şu anda her zamankinden çok daha fazla Kürt kuvvetlerine dayanma ihtiyacında
olabilir diye de eklediler.
Naasan dedi ki
“Amerika veya Avrupa Türkiye’ye güvenmiyor. Onlar Suriye’ye giriş-çıkış yapan
terörist kapısının Türkiye olduğunu gayet iyi biliyorlar. Onlar Kürtler
olmaksızın terörizme karşı savaşı kazanamayacaklarının da gayet iyi
bilincindeler.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder