25 Eylül 2016 Pazar

J.MALSIN: TÜRK ORDUSUNUN İÇ SAVAŞI



TÜRK ORDUSUNUN İÇ SAVAŞI

Jared Malsin (Time dergisi Ortadoğu büro şefi)
Time, 31.8.2016

Tercüme: Zahide Tuba Kor

Türkiye’deki darbe büyük bir kargaşaya yol açtı ve generaller üstlerinin yardımı olmaksızın karar almak durumunda kaldılar.
[Z.T.K. Yazı, Tümgeneral İbrahim Aydın’ın Ankara’da bir düğün sırasında savaş uçaklarının sesini duyarak hemen koştuğu bir askeri üste Türkiye’nin siyasi geleceği için nasıl savaş verdiğini uzun uzun anlatarak başlıyor.]
(…)
Onlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan veya siyasi ve askeri bir liderden herhangi bir emir almamışlar. Kendisiyle yapılan iki röportajda Aydın, ordunun darbe karşıtı sadık kısmının verdiği tepkinin organik ve doğaçlama olduğunu söyledi. Özel birliklerden bir grubu Beştepe’deki ana jandarma üssünde darbecilerle çarpışmak üzere yollamışlar ve bu çatışmalar iki-üç saat sürmüş. Arkada kalan diğer bir grup ise ülkenin farklı yerlerindeki jandarma komutanlarından hangilerinin darbeye katılıp hangilerinin hükümete sadık kaldığını açığa çıkarmak için çalışmış.
(…)
(…) Darbenin başarılı olabilmesi için silahlı kuvvetlerin çoğunluğunun onlara katılması gerekirdi, ama bunun yerine ordu bölündü ve kilit konumdaki komutanlar aktif bir şekilde isyana direndi.
(…) 
Emeklilik için belgelerini darbeden evvel teslim etmiş olan Aydın, darbenin püskürtülmesinden iki hafta sonra ordudan ayrıldı. O ve yoldaşlarının darbeye verdiği tepkinin vatanperverliğin otomatik bir yansıması olduğu iddiasında. “(…) Bunu ordumuza ve kendimize bir hakaret olarak gördük. (…)” diyor.
Aydın’ın Erdoğan yönetimini darbeye karşı savunmadaki önemli rolü gerçekten sıradışı; zira 2015’te MİT TIR’ları davası kapsamında tutuklanmış (…) ve bir aylık tutukluğun ardından suçsuz bulunarak serbest bırakılmış.
15 Temmuz Kalkışması, Türkiye’nin siyasi satranç tahtasını yeniden kurdu ve Erdoğan’ı geçmişte ihtilaflar yaşadığı Aydın gibi subaylarla zımni bir koalisyona soktu. (…)
Ancak bu birlik hali Ankara’daki çok daha derin bir tedirginliği maskeliyor. Erdoğan agresif bir şekilde orduyu yönetmeye çalışırken kendisini eski düşmanlarına bel bağlar halde buldu. Daha evvel Erdoğan’ın İslamcılıktan esinlenen yönetimi altında yabancılaşan ulusalcı generaller şu anda hükümetin orduyu ıslah etme planlarında hayati bir rol oynuyorlar. Hükümet İslam Devleti ve Kürt militanlarla savaşmak üzere Suriye’nin kuzeyine tanklar ve savaş uçakları yollarken dahi gerek hükümet gerekse ordu hala daha darbenin şokunu atlatmaya çalışıyor.
Washington’daki Ortadoğu Enstitüsü Türkiye Araştırmaları Merkezi Direktörü Gönül Tol diyor ki “Bence bu bir formalite evliliği ve kısa vadeli bir anlaşma. Şu anda Kemalist ordu ile hükümet birbirine muhtaç. Hükümetin perspektifinden Erdoğan, bölgede gücünü yansıtmak ve hem PKK hem de İslam Devleti’yle savaşı sürdürmek için tamamen kendi kontrolü altında güçlü bir orduya gerçekten ihtiyaç duyuyor. Ordunun da kendisini yeniden inşa etmesi gerekiyor. Bunun uzun yıllardan beri yaşanmış en büyük travma olduğu kanaatindeyim.”
Darbe teşebbüsünü atlattıktan sonra Erdoğan ve hükümeti, silahlı kuvvetleri yeniden şekillendirmek için tarihi bir adım attı. Yetkililer aralarında 143 general ve amiralin de olduğu neredeyse 10 bine yakın askeri tutukladı. Olağanüstü hal ilanından sonra hükümet, ordunun kuvvet komutanlıklarını doğrudan sivillerin kontrolüne alan bir kararname yayınladı. Reformların amacı (…) ordunun bir daha darbe yapmasını engelleme niyeti taşıyor. Tutuklananlar arasında elit pilotların ve NATO’ya bağlı pozisyonlarda hizmet etmiş birçok komutanın bulunması, darbenin Türkiye’nin Batılı güçlerle ilişkisindeki yıkıcı etkisini gözler önüne seriyor.
Erdoğan’ın şu anda kendisine güvendiği subaylardan bazılarının geçmişte darbe tezgahlama suçlamasıyla yargılananlar olması baş döndürücü siyasi kaderin bir cilvesi. (…) Balyoz Davası’nda hapse mahkum edilen 5 subay, Türkiye’deki haberlere göre, 15 Temmuz’da Ankara’da darbeyi engellemek için bilfiil çarpıştı.
New York merkezli Yüzyıl Vakfı’ndan Türkiye uzmanı Selim Sazak diyor ki “Şu anda Erdoğan’ın çevresindeki herkes potansiyel olarak Gülenci. Hangilerinin Gülenci olup hangilerinin olmadığının farkına varabilmesinin bir yolu, bir turnusol testi yok. Erdoğan’ın güvenebileceği insanlar sadece, geçmişte Gülen tarafından açıkça kurbanlaştırılmış ve iftiraya uğramış ve son on yıldır bu çevrelerde hiç bulunmamış insanlar.”
Türkiye, kilit siyasi, hukuki ve askeri liderler arasında çok derin güvensizliklerin olduğu bir anda ordusunu yeniden organize etmeye çalışıyor. Darbe teşebbüsü ve akabinde yaşanan baskı, ordunun moralini fena halde bozdu ve saflarını darmadağınık etti. Darbenin akabinde hükümet, Amerikan birliklerince kullanılan İncirlik’in elektriklerini kesti. Diğer askeri üslerin girişi kamyonlar park edilerek kesildi. Kanlı darbe girişiminin akabinde planlanan reformlara karşı kimse muhalefetini dillendirmedi, ama bazı eski askeri yetkililer mevut sivil-asker ilişkilerinin durumundan rahatsız.
(…)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder