TÜRKİYE ARTIK GÜVENİLİR BİR MÜTTEFİK DEĞİL
Steven A. Cook (Amerikan
Dış İlişkiler Konseyi Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezi’nde kıdemli
araştırmacı) &
Michael J. Koplow (İsrail
Politika Forumu politika direktörü)
The Wall Street Journal, 10.8.2016
Tercüme: Zahide
Tuba Kor
Bu hafta Erdoğan ve
Putin’in bir araya gelmeleri ve ikili ilişkileri geliştirme taahhütleri, geçen
ayki başarısız darbeden bu yana Türk-Amerikan ilişkilerindeki bozulmanın en son
işaretiydi.
ABD ve Türkiye daha
evvel de zor günler yaşadı; tıpkı Türkiye’nin 1974’te Kıbrıs’ı işgali ve
ABD’nin 2003 Irak işgali sırasında olduğu gibi. Ama iki ülke liderleri, bir
şekilde ilişkileri yeniden rayına sokmanın bir yolunu bulmuşlardı. Bu defa
işler farklı olacak.
(…)
Bu günlerde ABD ile
Türkiye’nin hemfikir olduğu meseleler çok az. İki ülke Suriye ve Esed’in görevi
bırakmasının aciliyeti, Suriyeli Kürtlere destek, Irak’ın toprak egemenliği ve
İran’a yaptırımların devamı konularında anlaşmazlık içindeler.
Amerikalı yetkililer
özel alanda Sayın Erdoğan’ın “dengesiz” olduğunu itiraf etseler de Türk lidere
Amerikan politikaları üzerinde olağanüstü kozlar verdiler. ABD’nin korkusu,
kamuoyu baskısının özellikle Suriye konusunda Ankara’nın çok daha az
işbirliğine gitmesiyle sonuçlanması.
Hiçbir konu iki taraf
arasındaki görüş ayrılıklarını İncirlik Üssü’ndeki acıklı oyundan daha iyi
gösteremez. (…) Türkler, kendi kendini hilafet ilan eden yapıyı vurmak için İncirlik’in
kullanıma açılmasını tam bir yıl süren müzakerelerin ardından kabul etti.
Ankara sonunda bu
koalisyona katıldığında da PKK ve Kürt milliyetçilerine karşı savaşı önceledi. IŞİD’e
daha fazla odaklanmaya başlaması ise son altı aydır Ankara, İstanbul ve diğer
şehirlerde büyük can kayıplarıyla sonuçlanan saldırılar yüzünden.
Başarısız darbe
Türkiye’de Washington’a yönelik daha evvel görülmemiş bir öfke yarattı ve bu da
ikili ilişkilerdeki krizi derinleştiriyor. (…)
(…)
Türkiye’nin ABD’yle
ilişkilerini savunmak yerine Sayın Erdoğan, Amerikan Genelkurmay Başkanı Joseph
Votel’i darbecileri desteklemekle suçladı. (…) Türk gazeteleri Amerikan
Dışişleri Bakanlığı eski yetkilisi Henri Barkey’yi darbenin arkasında olmakla
suçladı. (…)
ABD’nin buna tepkisi
ürkekçeydi (...). Eğer ki Ankara ABD’nin Ortadoğu ve Orta Asya’daki
politikalarında vazgeçilmez bir aktör olsaydı Türklerin davranış şekli hoş
görülebilirdi. Ama öyle değil.
İncirlik pistleri önemli.
İslam Devleti’ni bombalamak ve Suriyeli isyancılara silah akıtmak ABD’nin bir
önceliği. Ama her iki görev de bir başka yerden yürütülebilir. ABD’ye yönelik
temelsiz ithamlar, Sayın Erdoğan’ın sadece kendi gücünü göstermek için ABD’nin
İncirlik’i kullanım iznini iptal edebileceği izlenimini uyandırıyor. Amerikan
birliklerini Türkiye dışında konuşlandırmaya dönük bir plan geliştirmesi,
mesela Kıbrıs, Ürdün ve Irak’ın Kürt bölgesinde ufak havaalanlarını kullanmak
için anlaşmalar yapması ABD için basiretli bir adım olacaktır.
Bütün bunlar Amerikalı
karar alıcılar için Ankara ile Washington arasında artık değerler veya
menfaatler birlikteliği olmadığını netleştiren birer işaret olmalı. Sayın
Erdoğan’ın imana geleceği ümidiyle Türkiye’nin aşırılıklarını görmezden gelmek
yerine daha güvenilir müttefikler aramanın tam zamanı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder