25 Eylül 2016 Pazar

S.A.COOK & M.J.KOPLOW: TÜRKİYE ARTIK GÜVENİLİR BİR MÜTTEFİK DEĞİL



TÜRKİYE ARTIK GÜVENİLİR BİR MÜTTEFİK DEĞİL
Steven A. Cook (Amerikan Dış İlişkiler Konseyi Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezi’nde kıdemli araştırmacı) & Michael J. Koplow (İsrail Politika Forumu politika direktörü)
The Wall Street Journal, 10.8.2016

Tercüme: Zahide Tuba Kor

Bu hafta Erdoğan ve Putin’in bir araya gelmeleri ve ikili ilişkileri geliştirme taahhütleri, geçen ayki başarısız darbeden bu yana Türk-Amerikan ilişkilerindeki bozulmanın en son işaretiydi.
ABD ve Türkiye daha evvel de zor günler yaşadı; tıpkı Türkiye’nin 1974’te Kıbrıs’ı işgali ve ABD’nin 2003 Irak işgali sırasında olduğu gibi. Ama iki ülke liderleri, bir şekilde ilişkileri yeniden rayına sokmanın bir yolunu bulmuşlardı. Bu defa işler farklı olacak.
(…)
Bu günlerde ABD ile Türkiye’nin hemfikir olduğu meseleler çok az. İki ülke Suriye ve Esed’in görevi bırakmasının aciliyeti, Suriyeli Kürtlere destek, Irak’ın toprak egemenliği ve İran’a yaptırımların devamı konularında anlaşmazlık içindeler.
Amerikalı yetkililer özel alanda Sayın Erdoğan’ın “dengesiz” olduğunu itiraf etseler de Türk lidere Amerikan politikaları üzerinde olağanüstü kozlar verdiler. ABD’nin korkusu, kamuoyu baskısının özellikle Suriye konusunda Ankara’nın çok daha az işbirliğine gitmesiyle sonuçlanması.
Hiçbir konu iki taraf arasındaki görüş ayrılıklarını İncirlik Üssü’ndeki acıklı oyundan daha iyi gösteremez. (…) Türkler, kendi kendini hilafet ilan eden yapıyı vurmak için İncirlik’in kullanıma açılmasını tam bir yıl süren müzakerelerin ardından kabul etti.
Ankara sonunda bu koalisyona katıldığında da PKK ve Kürt milliyetçilerine karşı savaşı önceledi. IŞİD’e daha fazla odaklanmaya başlaması ise son altı aydır Ankara, İstanbul ve diğer şehirlerde büyük can kayıplarıyla sonuçlanan saldırılar yüzünden.
Başarısız darbe Türkiye’de Washington’a yönelik daha evvel görülmemiş bir öfke yarattı ve bu da ikili ilişkilerdeki krizi derinleştiriyor. (…)
(…)
Türkiye’nin ABD’yle ilişkilerini savunmak yerine Sayın Erdoğan, Amerikan Genelkurmay Başkanı Joseph Votel’i darbecileri desteklemekle suçladı. (…) Türk gazeteleri Amerikan Dışişleri Bakanlığı eski yetkilisi Henri Barkey’yi darbenin arkasında olmakla suçladı. (…)
ABD’nin buna tepkisi ürkekçeydi (...). Eğer ki Ankara ABD’nin Ortadoğu ve Orta Asya’daki politikalarında vazgeçilmez bir aktör olsaydı Türklerin davranış şekli hoş görülebilirdi. Ama öyle değil.
İncirlik pistleri önemli. İslam Devleti’ni bombalamak ve Suriyeli isyancılara silah akıtmak ABD’nin bir önceliği. Ama her iki görev de bir başka yerden yürütülebilir. ABD’ye yönelik temelsiz ithamlar, Sayın Erdoğan’ın sadece kendi gücünü göstermek için ABD’nin İncirlik’i kullanım iznini iptal edebileceği izlenimini uyandırıyor. Amerikan birliklerini Türkiye dışında konuşlandırmaya dönük bir plan geliştirmesi, mesela Kıbrıs, Ürdün ve Irak’ın Kürt bölgesinde ufak havaalanlarını kullanmak için anlaşmalar yapması ABD için basiretli bir adım olacaktır.
Bütün bunlar Amerikalı karar alıcılar için Ankara ile Washington arasında artık değerler veya menfaatler birlikteliği olmadığını netleştiren birer işaret olmalı. Sayın Erdoğan’ın imana geleceği ümidiyle Türkiye’nin aşırılıklarını görmezden gelmek yerine daha güvenilir müttefikler aramanın tam zamanı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder