25 Eylül 2016 Pazar

E.SCHLOSSER: TÜRKİYE’DEKİ HİDROJEN BOMBALARI



TÜRKİYE’DEKİ HİDROJEN BOMBALARI

Eric Schlosser (Amerikalı gazeteci; ana-akım medyanın göz ardı ettiği konulara odaklanan ve toplumun dışlanmış kesimlerine kulak veren araştırmacı gazeteciğiyle meşhur bir yazar. ABD’nin nükleer silahların çalınmasını, sabotaja uğramasını ve patlamasını engellemek için 70 yıldır verdiği çabaları konu alan “Command and Control: Nuclear Weapons, the Damascus Accident, and the Illusion of Safety” başlıklı kitabın da yazarı)
The New Yorker, 17.7.2016

Tercüme: Zahide Tuba Kor

Türkiye’deki darbe teşebbüsünden bu yana hala cevabı verilmemiş nice sorular arasından ABD ve dünyanın geri kalanı için milli güvenlik problemleri doğurabilecek en kritik meselelerden biri, İncirlik’te bulunan Amerikan hidrojen bombalarının ne denli güvenli olduğu sorusu.
(...) İncirlik Üssü’nde elektriklerin kesilmesi üzerine jeneratörler çalıştı; Amerikan Hava Kuvvetleri uçaklarının inip kalkması yasaklandı; güvenlik tehdidi en üst seviye olan FPCON Delta’ya, yani bir terör saldırısı meydana geleceği veya geldiğinde verilen alarm seviyesine çıkarıldı. Üs komutanı General Bekir Ercan Van ile dokuz Türk komutan darbeye destek vermek suçlamasıyla tutuklandı. (...)
Amerikalı Bilim Adamları Federasyonu Nükleer Enformasyon Projesi Direktörü Hans M. Kristensen’a göre, İncirlik’in yeraltındaki depolarında yaklaşık 50 tane B-61 hidrojen bombası, yani NATO stokundaki nükleer silahların %25’ten fazlası bulunuyor. B-61’in nükleer patlama gücü, görevin özelliklerine göre ayarlanabiliyor. Hiroşima’yı vuran bombanın 15 kilotonluk TNT’ye denk bir patlayıcı gücü vardı. Buna mukabil İncirlik’teki B-61 bombalarının gücü 0,3 kilotondan 170 kilotona kadar değişebilir durumda.
(...)
(...) Silahlar teknik olarak Amerikalı subayların gözetiminde olup savaş zamanı NATO personelince kullanıma hazır halde tutulmakta. Ancak silahların gözetimi kontrolüyle aynı şey demek değil. (...) Bu silahların çalışması veya NATO müttefiklerince kullanımı çok büyük bir endişe kaynağı oldu. Zira gizli bir raporda Senato heyetinin uyardığı üzere “Nöbetçilerin asli sadakati ABD’ye değil, kendi ülkelerine”.
1962 Küba Füze Krizi sırasında Amerikan Savunma Bakanı Robert McNamara, Türk yetkililerin NATO’nun nükleer füzelerini izinsiz SSCB’ye fırlatabileceklerinden endişeliydi ve İncirlik’teki ABD’li gözetmenlere eğer ki herhangi bir kimse bu füzeleri kullanmaya kalkışırsa sabote etme emri vermişti. İzinsiz kullanımı engellemek için daha sonra NATO’nun bu hidrojen bombalarına şifreli şalterler yerleştirildi. (...) Yunanistan’la Türkiye 1974’te savaşın eşiğine geldiğinde ABD gizlice NATO’nun Yunanistan’daki bütün silahlarını geri aldı ve Türkiye’deki nükleer silahların her birini çalıştıracak telleri keserek kullanılamaz hale getirdi.
Amerikan Başkanları Baba ve Oğul Bush dönemlerinde stokların azaltılması sayesinde ABD’nin şu anda NATO şemsiyesi altında konuşlandırdığı tamamı B-61 bombaları olan 180 tane nükleer silah var. Bu silahlar İncirlik’in yanısıra Almanya, Hollanda, Belçika ve İtalya’daki üslerde bulunuyor. Bu silahların sembolik değeri askeri faydasından çok daha fazla. (...) NATO’da nükleer silahların korunması gerektiğini savunanlara göre, B-61 bombaları ABD’nin ittifaka kalıcı sadakatinin bir göstergesi ve ayrıca Rusya’ya gözdağı verici ve NATO üyelerinin kendi hidrojen bombalarını geliştirmelerini caydırıcı bir işleve sahip. Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier gibi nükleer silahlara karşı çıkanlara göre ise bunlar “tamamen manasız” olup teröristlere davetiye çıkarıcı nitelikte.
(...)

İncirlik Üssü’ndeki güvenlik endişeleri, son dönemde nükleer silahların depolandığı alanın çepeçevre tel örgülerle çevrilmesine yol açtı. İncirlik, Suriye sınırından yaklaşık 110 kilometre uzaklıkta ve ekim ayından bu yana buradaki Amerikan uçakları ve insansız hava araçları IŞİD mevzilerine hava saldırıları düzenliyor. Suriye’deki isyancıların kontrolündeki bölgelere yakınlığı ve Türkiye’de terör saldırılarının tırmanması nedeniyle Pentagon, birkaç ay evvel İncirlik’teki Amerikan birliklerinin tamamının ailelerine “tahliye emri” verdi. Ülkeyi derhal tek etmeleri istendi. Geriye sadece 2000 Amerikan askeri personeli kaldı. İncirlik diğer herhangi bir NATO üssünden muhtemelen çok daha fazla nükleer silah barındırsa da onları atacak şekilde donatılmış herhangi bir Amerikan veya Türk savaş uçağına sahip değil. Bombalar kullanılmayı veya suiistimal edilmeyi bekleyerek öylece yerin altında duruyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder