İŞİD’İN BAĞDAT, İSTANBUL VE SUUDİ ARABİSTAN
SALDIRILARI TERÖRİZMİN VE YENİ NORMALİN BİR GÖSTERGESİ
Aaron David Miller (Woodrow Wilson Bilim İnsanları
Merkezi başkan yardımcısı)
The Wall Street
Journal, 6.7.2016
Tercüme: Zahide
Tuba Kor
(…)
(…) İslam Devleti ve biatlıları ile onların temsil ettiği
radikal ideoloji, bir nesil problemi olup en azından şu an için kapsamlı bir
çözümü bulunmuyor.
(…)
Saldırıları önlemek ve ilham kaynağını kökünden kazımak için
kendi kendimize her ne söylersek söyleyelim ve her ne yapmak istersek isteyelim
terör saldırıları artık yeni normalin bir parçası. Artık teröre karşı bir
“savaş kazanma” ihtimalimiz yok. 11 Eylül saldırılarından neredeyse 15 sene
sonra el-Kaide çok daha zayıf ama hala aktif; onun Arap Yarımadası el-Kaidesi
gibi kolları tehlikeli ve ABD’yi ve Amerikan menfaatlerini vurmaya motive olmuş
halde.
İslam Devleti’nin Suriye ve Irak’taki sözde Hilafetini
zayıflatıp yok etmek üzere Amerikan öncülüğünde başlatılan saldırı kampanyası
ivme kazanıyor. IŞİD toprak, savaşçı ve büyük ölçüde petrol tesislerine erişim
imkanını kaybediyor. (…) Ancak Irak ve Suriye’de zemin kaybederken dışarıdaki
operasyonlarını genişletti ve Batı da dahil birçok ülkede büyük saldırıları
yönetme ve ilham kaynağı olma kapasitesini ve motivasyonunu halen koruyor.
IŞİD zayıflıyor, ama Suriye ve Irak’ta veya daha geniş
Ortadoğu’da tükenmiş değil. Çok büyük bir ihtimalle Hilafet dağılırken örgüt
araziye uyarak kontrolsüz ve işlevsiz Arap devletlerinde diğer Sünni, Şii ve
Kürt yarı özerk milisler ve terör örgütleriyle birlikte faaliyetlerini
sürdürecek. IŞİD’in Afganistan, Türkiye, Mısır ve Libya’da bir mevcudiyeti
sözkonusu. Kötü yönetim ya da anarşiyle malul olan ve mezhepçi nefretin
serpildiği çökmüş Ortadoğu’nun mümbit topraklarında IŞİD’in ve ona benzer
örgütlerin habis ama kendini muzaffer addeden cihatçı ideolojisinin kök salması
ve önümüzdeki yıllar boyunca hayatta kalması muhtemeldir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder