TÜRKİYE’NİN MİLİTANLARI DAHA FAZLA
ÖRGÜTLENİYOR
Stratfor raporu, 15.4.2016
Tercüme: Zahide Tuba Kor
Özet
Türkiye’nin en büyük Kürt militan grubu
genişlemeye çalışıyor ve bu yolda yardım için Rusya’ya yüzünü dönebilir. PKK,
kapasitesini daha da genişletmek ve destek tabanını Kürt toplumunun dışına da
yaymak için ülkedeki solcu militanlarla şemsiye bir örgüt kurdu. Halkların
Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) adını alan yeni grup, PKK’nın en radikal solcu
fraksiyonunun başındaki kişi [Z.T.K Duran Kalkan’ı kastediyor] tarafından
yönetilecek. İlan edilen hedefi, Türk devletine, bilhassa AKP yönetimine karşı
siyasi gündemini propaganda ve –yabancı ülke vatandaşlarını hedef almak da
dâhil– terör saldırıları yoluyla desteklemek. Rusya’nın bölgede kendi
çıkarlarına ulaşmak için Türkiye’deki militan örgütleri, özellikle de PKK’yı
kullanma konusunda uzun bir tarihi [tecrübesi] olduğundan Moskova’nın
HBDH’nin yarattığı bu fırsatı havada kapacağına pek de şüphe yok. PKK’nın bu en
yeni girişimini destekleyerek Rusya, Türkiye’yi içeride kendi meseleleriyle
meşgul edip Moskova’nın Ortadoğu’nun diğer yerlerindeki işlerine/gündemine
karışmasından [Ankara’yı] uzak tutabilir.
Analiz
Yeni şemsiye örgütün kurulmasıyla ilgili
görüşmeler Aralık 2015’te su yüzüne çıkmaya başladı ve iki ay sonra HBDH ilk
toplantısını Suriye’nin Lazkiye şehrinde gerçekleştirdi – ki bu dikkat çekici
bir tercihti; zira Rus ordusu hükümet kontrolündeki bu şehri kendi
operasyonları için bir üs olarak kullanıyor. Ardından 12 Mart’ta örgüt resmen
kuruluşunu ilan etti. HBDH’nin misyonu, Türkiye’deki devrimci güçleri
birleştirip güçlendirmek ve Türk hükümetine karşı silahlı mücadeleyi
desteklemek. Örgüt ayrıca Türkiye’deki Kürtlerin hedeflerinde mesafe kat etme
konusunda HDP de dâhil Kürt siyasi partilerinin başarısızlığına vurgu yaptı.
Şimdiye kadar bu yeni koalisyona katılan 10
gruptan her biri Türkiye merkezli ve HBDH’nin misyonu da, dar bir şekilde,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hükümetiyle savaş ve Türkiye
Kürtlerinin çıkarlarını savunmakla sınırlı. Ancak HBDH’nin lideri Duran Kalkan,
örgütün rolünü, bölgenin diğer yerlerinde de Kürtleri savunacak ve Suriye’nin
kuzeyindeki devrimci sürece katkıda bulunacak şekilde genişletmekten bahsetti.
Aslında HBDH’nin içindeki gruplardan bazıları, zaten Suriye iç savaşında Kürt
YPG’nin yanında savaşan solcu militanlar koalisyonu olan Enternasyonalist
Özgürlük Taburuna bağlı. Bu grubun içinde yer alan Türkiye Komünist İşçi
Partisi/Leninist, Türkiye Komünist Partisi/Marksist-Leninist ve
Marksist-Leninist Komünist Partisi zaten yıllardır PKK’yla aynı eğitim
kamplarını paylaşmaktalar.
Ancak şu an için HBDH’nin faaliyetleri, örgütün
askeri planlarını desteklemekle sorumlu dört “eylem bölgesi” tarafından
yürütülerek Türkiye sınırları içiyle sınırlı tutulacak. HBDH Türkiye’nin doğu
ve kuzeydoğusunda lojistik merkezlerini ve ayrıca birçok şehirde “öz savunma”
ofislerini zaten açmış durumda ve doğrudan kontrolü ellerine alabilmek için
yerel siyasi liderleri istifaya teşvik ediyor. HBDH’nin örgüt yapısının ne
ölçüde gelişmiş olduğunu bilmek zor. Mesela HBDH’nin kurulduğu hafta kendisine
bağlı iki örgüt biri Ankara, diğeri İstanbul’da olmak üzere iki ayrı saldırı
gerçekleştirdi. Ancak bu saldırıların HBDH merkezinden [emir alarak] mi,
yoksa bağımsız bir şekilde mi gerçekleştirildiği belirsiz.
Ankara üzerindeki baskılar artıyor
HBDH, Kürt örgüt PKK tarafından yönlendirilse de
bu oluşum Türkiye’deki komünist harekete de yeni bir hayat üfleyebilir.
Nihayetinde HBDH içindeki grupların birçoğu komünist hırsları olan örgütler ve
bu şemsiye örgütün Türk devletine saldırma misyonu, benzer hedefleri olan ancak
fazla kaynağı bulunmayan diğer komünist grupları da cezbedebilir. Bunlardan
biri de yıllardır giderek zayıflayan Erdoğan yönetimine muhalif Marksist bir
örgüt olan DHKP-C. Ancak Marksist grupların liderleri ile HBDH yetkilileri
arasındaki şahsi çatışmalar iki taraf arasında daha yakın eşgüdümü
engelleyebilir.
Bu arada HBDH’nin kurulması Türk siyasetinde
şiddet kullanmayan Kürt partiler için problem yaratabilir. PKK Ankara’yla
diyalog kanallarını açmayı reddeden militan gruplarla ittifakı genişlettikçe bu
partiler, –daha ılımlı hedefler peşinde koşmaya çalıştıklarından–
meşruiyetlerini sürdürmekte zorlanacaklardır. Hele de eğer yeni örgütlenen
militanlar, –tek başlarına hareket etmelerine kıyasla– el ele verdikleri
takdirde Türkiye’nin güvenliğine yönelik daha büyük bir tehdit oluşturacak
şekilde [kendi aralarında] yeterince uyum sergileyebilirlerse –ki bu
kuvvetle muhtemel–, bu [ihtimal] daha da gerçek olacaktır.
Rusya kendi adına, yeni şemsiye örgütle
ilişkilerini artırarak Türkiye’deki Kürt ve solcu militan gruplar arasındaki
işbirliğini daha da teşvik etmeye çalışabilir. Moskova bunu geçen yıl
Türkiye’nin Suriye’de Rus savaş uçağını vurma kararının intikamını almak için
bir fırsat olarak görebilir. Ama daha önemlisi, Kürtler Moskova’nın cebinde
kritik bir müzakere aracı. Teoride Rusya Türkiye’de artan Kürt tehdidini,
Ankara’yla gelecekteki müzakerelerde elindeki kozları artırmak veyahut
Ankara’nın dikkatini dağıtmak suretiyle Suriye ve Karadeniz’deki varlığını
artırmasından alıkoymak için kullanabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder