2016’DA DÜNYA: TAHMİNLERİMİZİN BİR ÖZETİ
Geopolitical Futures Raporu, 2.12.2015
Tercüme: Zahide Tuba Kor
NOT: Geopolitical Features’ın
“2040’a Doğru: Gelecek Öngörümüzün Bir Özeti” başlıklı benzer bir raporunun
tercümesine şu linkten ulaşabilirsiniz:
Özet
Gelecek sene ABD, İslam Devleti (İD)’ne karşı mücadelede Ortadoğu’nun
mevcut kendi ayakları üzerinde durabilen devletlerine dayalı yeni bir strateji
benimseyecektir. İD’le komşu olan bölgedeki dört büyük devlet –Türkiye, İran,
Suudi Arabistan ve İsrail– savaşa dahil olmak istemiyorlar; ama ABD, İD’i
mağlup etme ve bölgeyi istikrara kavuşturma yükünü üstlenmesi için bunlardan en
az birini teşvik etmeye çalışacaktır. Bu ülkenin, Suriye’deki çıkarlarını
korumak için Amerikan desteğiyle harekete geçmek zorunda kalacak Türkiye
olacağını zannediyoruz. Yine ABD’nin Ukrayna’da bir uzlaşma için arabuluculuğa
yardımcı olacağını ve müttefiklerini Rus sınırı boyunca güçlendireceğini
bekliyoruz.
Avrupa 2016’da birçok meydan okumayla yüzleşecektir. İktisadi krizin
Yunanistan’dan İtalya’ya taşınacağını tahmin ediyoruz; zira İtalya hâlihazırda
yüksek işsizlikle ve artan borçlarla baş etmek zorunda. Paris’teki son terör
saldırısıyla birlikte iyice karmaşık bir hal alan Avrupa’nın mülteci krizi de
derinleşecektir. Bu sorunun çözümü, ortak bir mülteci politikası üretmek ve
Avrupa’nın dış sınırlarında devriye gezebilecek bir kuvvet kurmak olacaktır.
Ancak bu sorumluluk, –Yunanistan ve Macaristan gibi daha zayıf ülkelerin
sınırlarını koruma sorumluluğunu almak istemeyen– üye devletlerin
üstlenebileceğinden çok daha büyüktür. Bu iki krizin yanı sıra, AB’nin
Ukrayna’da uzlaşma için arabuluculukta öncü rol oynamakta başarısız kalması,
2016’da Avrupa’yı saracak parçalanmayı yansıtmaktadır. Rusya’ya gelince, ister
resmi olsun isterse gayriresmi, Ukrayna’da bir anlaşmayı kabul edecektir. Ancak
Rusya’nın nihai hedefi, Ukrayna da dahil kendisine komşu olan Avrupa
ülkelerinin tarafsız kalmasını sağlamaktır. Bu yüzden ordusunu [sınıra]
konuşlandıracak ve ABD de [Rusya’yı] çevreleme hattını güçlendirmeyi
sürdürmek zorunda kalacaktır.
Asya’da Çin’in mevcut otoriterliği, su yüzüne çıkmaya başlayan temel
iktisadi problemlerle birlikte bir ölçüde artacaktır. Çin hükümeti, Güney Çin
Denizi’ne yönelik istilasını bölgenin başat gücü olduğuna halkını ikna etmek
için kullanacaktır; ancak bu, çatışmayla sonuçlanmayacaktır. Çin, iktisadi
dengesizliğini kontrol altında tutmak için tedbirler alacak ve bu da Çin’le
ihracata bağımlı olan ekonomileri etkileyecektir.
Ortadoğu, 2016’da İslam Devleti’yle baş etme problemiyle kendini
tüketecektir. Tahminimiz o ki İD, faaliyetlerini Suudi Arabistan, Mısır, Yemen
ve Libya gibi ülkelere yayacaktır. Hatta Arap dünyasının ötesinde Sahra Altı
Afrika’ya ve Asya’nın güneybatısına kadar da uzanabilir. Ancak odaklanacağı
asıl nokta, Suriye ve Irak’taki topraklarını savunmak olacaktır; hâlihazırda
kontrol ettiği alanların çoğunu eline tutabilecek ve hatta Esed rejiminin ya da
rakip isyancı grupların kontrolündeki bazı bölgelere de girebilecektir. İD’in
kapasitesini hafife alan ABD’nin 2016’da arzu edilen herhangi bir sonuca
ulaşması muhtemel görünmüyor. Yukarıda da belirtildiği üzere Türkiye,
çatışmanın kendi sınırına yayılmasıyla birlikte İD’le baş etmek zorunda
kalacaktır.
Küresel meselelerin cereyan ettiği alanların çevresinde kalan ülkelerde
de bazı değişimler bekliyoruz. 2016 Latin Amerika’da parlak bir yıl olmayacak;
ancak sol politikalardan uzaklaşmasıyla kendini yeniden tanımlama yılı
olacaktır. Latin Amerika Çin’deki talebin yavaşlaması, Amerikan dolarının
güçlenmesi, iktisaden hammadde ihracatına bağımlılık ve düşük emtia fiyatlarının
beraberinde getirdiği olumsuz mali etkilerle boğuşmaya devam edecektir.
Bölgenin sol eğilimli ana ekonomileri olan Arjantin ve Brezilya, ticareti
geliştirme ve kamu harcamalarını yavaş yavaş dizginleme gibi daha merkez sağ
politikalara kayan tedrici siyasi ve iktisadi reformlara girişecektir. Bu
reformlar sözkonusu ülkeleri 2016 yılında doğrudan yabancı yatırım için daha
cazip merkezler haline getirecektir. Ancak önümüzdeki sene aşırı iktisadi ve
siyasi dalgalanmaları devam edeceğinden Venezüella, bölgedeki bu gidişata
aykırı bir örnek olacaktır. Çin’in iktisadi yavaşlaması Afrika’daki bazı
ülkeleri olumsuz etkileyecektir. Ayrıca kıtadaki bazı ülkeler petrol ve diğer
emtia fiyatlarındaki düşüşün olumsuz etkileriyle yüzleşmektedir. Ancak kıtanın
parlak noktası, büyüme oranlarının yüksek olduğu Doğu Afrika ülkeleri –yani
Etiyopya, Kenya ve Tanzanya ekonomileri– gibi görünüyor. Genel olarak 2016’da
Afrika’da ciddi bir siyasi dönüşüm öngörmüyoruz. Avustralya ihracat piyasasına
bağımlı olmayı sürdürecek; temel stratejisi, ABD’den destek karşılığında askeri
maceralara destek vermek olmaya devam edecektir.
Temel tahminlerimizin öne çıkanları:
• ABD küresel meseleleri şekillendirirken stratejisinin yönünü, temel
olarak kendi askeri kuvvetini kullanmaktan bölgeler arasında bir güç dengesini
teşvik etmeye doğru değiştirmeye devam edecektir.
• ABD’nin İran’la ilişkileri –İran’ın nükleer programının geleceğine
bakılmaksızın– güçlenecektir.
• ABD Ukrayna’ya müdahil olmayacak, ama Rusya ile Avrupa arasında bir
güç dengesinin kurulmasını teşvik edecektir. Ruslar ve Amerikalılar 2016’da
Ukrayna çatışmasına ilişkin olarak gizli veya açık bir uzlaşmaya varacaklardır.
• Avrasya’daki istikrarsızlık artacaktır.
• Avrupa’da iktisadi kriz, mülteci krizi ve Paris saldırılarıyla birlikte
terörizmden duyulan endişe önce 2016’da insanların, daha sonra da malların
serbest dolaşımına bir sınır getirmek zorunda bırakarak AB’nin yüzünü
değiştirecektir. Üye devletler özerkliklerini artırırken AB’nin gücü
zayıflayacaktır.
• Almanya, Yunanların yerine getiremeyecekleri anlaşmalarla
Yunanistan’daki mali krizin üstesinden gelmeye çalışmaktadır. 2016’da bu krizin
merkezinin Yunanistan’dan batık krediler problemiyle yüzleşen İtalya’ya kayması
muhtemeldir.
• Çin Komünist Partisi’nin otoriterliği biraz daha artacak ve Çin’in
temel iktisadi problemleri zaman zaman nükseden krizlerle giderek büyüyecektir.
• Güney Çin Denizi üzerindeki ihtilaflar 2016’da ciddi bir çatışmaya yol
açmayacaktır. Ancak Çin hükümeti, büyümenin yavaşlamasına rağmen bölgede hâkim
güç olduğuna halkını ikna için bu meseleyi kullanmaya devam edecektir.
(…)
• Türkiye kendini korumak için, ABD’nin de desteğiyle, Suriye’de daha
aktif bir rol oynayacaktır. Süreç Suriye’ye ani ve kuvvetli bir giriş şeklinde
işlemeyecek olsa da Türk operasyonlarında yavaş ama sağlam/istikrarlı bir artış
bekliyoruz.
• Benzer şekilde, Rusların Suriye’deki varlığından ve küresel enerji
fiyatlarında düşüş de dahil çeşitli konulardan endişe duyan Türkler, ABD’ye
yaklaşacaklar ve Ruslara daha düşman hale geleceklerdir. Gelecek yıl Türkiye’yi
Ortadoğu’da bölgesel bir güç olarak göreceğiz.
(…)
Diğer Tahminler:
ABD:
• Amerikalılar bazı Ortadoğu ülkelerini İD’i mağlup etme ve bölgeyi
istikrara kavuşturma yükünü ele alması için teşvik edecektir. Ancak birbirlerini
dengeleyeceklerinden bu ülkelerin hiçbiri bölgede hâkim güce dönüşemeyecektir.
• ABD, İD’e karşı İsrail’in adımlarını sınırlandırmaya çalışacaktır ki
İslam dünyasında [İsrail saldırıları karşısında] İD’i desteklemeye dönük
bütüncül bir duruş ortaya çıkmasın.
• Güney Çin Denizi krizinde ABD, Çin’in istilasına karşı bölgeye
kuvvetlerini getirecek, ama bir çatışmadan da kaçınacaktır.
Avrupa:
• Ukrayna meselesinde bir uzlaşmayı müteakip ABD, Baltıklardan
Karadeniz’e kadar uzanan coğrafyada Avrupa ülkelerine destek vermeye ve
kaynaklarını konuşlandırmaya devam edecektir.
• Rusya’ya komşu olan Amerikan müttefikleri, Ukrayna konusunda
Moskova’ya verilecek bir tavizin Rus egemenliğinde bir Ukrayna’nın başlangıcı
olmasından korkacaklardır. Ancak Almanya, doğusunda bir çatışma endişesinin
ortadan kaldırılmasından dolayı memnun olacaktır. Diğer meselelerle boğuşan
Avrupa’nın kalan kısmı ise olan bitene kayıtsız kalacaktır.
Asya:
• Doğu Asya’nın çevresi (periphery) için bu yıl son derece zor
geçecektir. Gerek sanayi ürünü gerekse doğal kaynak ihracatçısı ülkeler, bir
zamanların yükselen ekonomisi olan Çin’e bağımlılıklarının sonuçlarıyla
yüzleşeceklerdir.
• Orta Asya’da para biriminin zayıflığı ve işten çıkarmalar yüzünde
protestolar yaşanabilir; ancak iktisadi kötüye gidiş, iktidarda kalmak için
havuç ve sopayı başarılı bir karışımla kullandığını çoktan ispatlamış Orta Asya
rejimlerini tehdit etmeyecektir.
• Diğer Asya ve BRICS ülkelerine kıyasla Hindistan, 2016’da konjonktürün
aksine bir iktisadi başarı yaşayacaktır. Hindu milliyetçiliği ve Hindistan’ın
diğer tarihi ayrılıkları büyük bir kargaşaya yol açmayacaktır.
Ortadoğu
• İslam Devleti Suudi Arabistan, Mısır, Yemen ve Libya gibi ülkelerdeki
faaliyetlerini genişletecektir.
• İD mevcudiyetini Sahra Altı Afrika ve güneybatı Asya’da da
artıracaktır.
• İD’e karşı Amerikan çabaları 2016’da beklenen sonuçları vermeyecektir.
İD taktik bazı gerilemeler yaşayabilir; ancak onu stratejik anlamda bölgeden
çıkarmak aşırı derecede zor olacaktır.
• İsrail, stratejisini değiştirmeksizin ölçülü bir şiddetle yaşamaya
devam edecektir.
• Suudi Arabistan lüzumsuz riskler almadan gücünü test etmeye devam
edecektir.
• Kuzey Afrika dramatik değişimler olmaksızın yoluna devam edecektir.
Diğer bölgeler
(…)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder