SURİYE, RUSYA VE ARAPLAR: İŞLER DAHA DA
KÖTÜLEŞEBİLİR Mİ?
Cemal Kaşıkçı (Suudi
kraliyet ailesine en yakın gazetecilerden; yazılı ve görsel birçok Arap medya
kuruluşunda yazar ve yorumcu. Geçmişte Suudi Arabistan’ın eski ABD Büyükelçisi Prens
Türki el-Faysal’ın basın müşavirliğini yürütmüş ve birçok Arap ülkesinde
muhabirlik yapmış)
(İngilizcesi) Arab News, 6.10.2015 / (Arapçası)
el-Hayat, 3.10.2015
Tercüme: Zahide
Tuba Kor
(…)
(…) İşler bundan
daha kötü olamazdı, ama Esed kaynaklı bir başka trajediye hazırlık yapmamız
lazım. Ruslar savaşta çok zalim oyunculardır ve insan haklarının onlar için
hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur. Tek bir savaşçıyı öldürmek için bütün bir
alanı ve burada yaşayanları yakarlar. Bunu tek bir yılda 5 milyon kişiyi
yerinden ettikleri Afganistan’da, ardından da Çeçenistan’da yaptılar.
Eğer Ruslar
durdurulamazsa Suriye’de aynı suçları tekrarlayacaklardır.(…)
Suudi medyan
okuması
Yaşananlar Suudi
Arabistan için büyük bir meydan okuma (…). Bu bir Rus işgali değil, ama bir
Rus-İran anlaşması. (…)
Rusya’nın
Suriye’deki askerî varlığının İran’a rağmen olduğunu sanmak cahilce. (…)
Eğer onlar zafer
kazanırsa, Esed sarayında kalmaya devam ederken İran tüm Suriye’yi elinde
tutacak ve istediğini yerinden edip istediğini dışarıdan getirerek Şiiliği
yayacaktır. Belki de bir gün [Filistinli mülteciler gibi] Suriyeli
mültecilerin “geri dönüş hakkı”nı konuşuyor olacağız. Bazıları abarttığımı
düşünebilir, ama İran küstahlığının herhangi bir sınırı var mı?
Suudi Arabistan
bütün bunlara direnecek. Beklentim şu ki önce diplomatik olarak harekete geçip
Rus müdahalesini reddeden bir Arap duruşu oluşturmaya çalışacak, ardından
uluslararası bir karşı duruş oluşturacak, daha sonra da direnişe desteğini
artıracaktır.
Bunlar tehlikeli
şeyler. Ortak bir Arap duruşu oluşturmak bazı müttefiklerimizin samimiyetini de
test edecektir. Mesela Mısır Rus saldırganlığı konusunda oldukça hevesli, ama
Mısır olmadan Arap Birliğinden herhangi bir karar çıkamaz ve Suudi Arabistan da
müttefiklerinin, hasmı Rusya’ya daha önce görülmemiş bir destek vermesini
kabullenemeyecektir.
Riyad,
Amerikalılara bütün bunların zafiyetleri yüzünden yaşandığını söylemeli.
İtibarlarının Ukrayna’dan Şam’a kadar yerle bir olmasını durdurmak için
Washington harekete geçmeli. (…)
Suudi
Arabistan’a aşina olmayanlar bilmeliler ki Suud, eğer harekete geçemeyecekse [boşuna]
tehditler savurup gözdağı vermez. Mesela hiçbir zaman İsrail’i yok etme
tehdidinde bulunmadı. Dolayısıyla Dışişleri Bakanı Cübeyr’in “askerî hareket”
ifadesinde ısrarcı olması Riyad’ın çatışmaya hazır olduğu anlamına geliyor.
Seçenekler
Suriye’de
İran-Rus projesine engel olmanın bin bir yolu var ve Suud, Suriye’deki saha
bilgisine ve buradaki halkın desteğine dayanarak bir karar vermek zorunda. İlk
adım Rusya’nın hedef aldığı en önemli iki grubu –yani Ahraru’ş-Şam ve
Ceyşu’l-İslam’ı– korumak olacaktır; Rusya IŞİD’e benzeterek bunların imajlarını
bozmaya çalışıyor, her ne kadar bu örgütler rejime kıyasla IŞİD’le çok daha
fazla savaşsa da.
(…)
Suudi Arabistan
omuzlarında ağır bir yük taşıyor, ama bunu yapması gerekiyor. İran
kabadayılıkta artık kendisini daha rahat hissediyor. Ruslar hava savaşını
üstlenmiş durumda, Tahran da karadaki misyonunu tamamlamak için binlerce
[asker] yolluyor. Duyduğu güven Yemen’de kendisini riske atmasına yol açtı. (…)
Yine hacda yaşanan izdihamın ardından Hameney Riyad’a karşı kuvvet kullanmakla
tehdit etti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder