5 Haziran 2016 Pazar

D.IGNATIUS - ‘BÜYÜK KÜRDİSTAN’I ENGELLEME OYUNU


KOMŞULARIN ‘BÜYÜK KÜRDİSTAN’I ENGELLEME OYUNU

David Ignatius (Ödüllü gazeteci ve kitapları en çok satanlar listesinde yer alan casusluk romanı yazarı. Aynı zamanda 25 senedir Ortadoğu’yu ve CIA’yi yakından takip eden Washington Post gazetesi köşe yazarı)
Washington Post, 27.5.2016

Tercüme: Zahide Tuba Kor

Suriye’nin yaşadığı büyük acıların sebeplerinden biri, Suriye halkı üzerindeki etkilerini hiç dikkate almaksızın, bölgesel güçlerin [kendi aralarında] nüfuz mücadelesi olarak yürüyen “büyük oyun”da konumlarını geliştirmek için vekil güçleri kullanmaları.

Bunun bir örneği Suriyeli Kürt milis grupları arasındaki soğukluk hali. YPG olarak bilinen bir grubun ABD ve daha az görünür olmakla birlikte Rusya ve İran’ın dâhil olduğu tuhaf bir koalisyon tarafından zımnen desteklendiği görülüyor. Rojava Peşmergesi veya “Roj Peş” olarak bilinen çok daha küçük grup ise Irak Kürdistan’ı ve Suudi destekli resmi Suriye muhalefeti tarafından destekleniyor; ayrıca Türkiye’den de yardım alıyor olabilirler.

Kürt hizipçi siyaseti, bölgesel güçler tarafından “büyük Kürdistan”ın yayılmasını sınırlandırma girişiminin bir uzantısı olabilir. Bu büyük ulus, tüm Kürt gruplar için arzu edilen bir hedef; ama ayakta kalabilmeleri için birlikte iş tutmaları gereken komşularının buna tamamen karşı olduğunu biliyorlar.

Zaman zaman YPG ve Roj Peş, birliği ve yayılmayı engelleyecek bir oyunda satranç taşları gibi görünüyorlar. Eğer ki bugün olduğu gibi, YPG ve Roj Peş birlikte savaşmayı reddederse, -bırakın Türkiye ve İran’a doğru [Kürt yayılmasını]- Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nden Rojava olarak bilinen Suriye Kürt topraklarına doğru ulusaşırı bir hareketin yayılması dahi çok da muhtemel olmayacaktır.

Cumartesi günü Suriye içindeki YPG ile Sünni Arap ortaklarının bir eğitim kampına gerçekleştirdiğim ziyaretten sonra bu grubun askeri gücünü –ve Amerikalı komutanların onlara niye bu denli stratejik bir rol biçtiğini– idrak edebildim. Ancak Roj Peş benim için hala esrarını koruduğundan Kürt Bölgesel Yönetimi’nden onlarla bir röportaj ayarlamasını istedim.

Roj Peş Komutanı Tuğgeneral Muhammed Receb Dehdo, perşembe günkü telefon görüşmemizde bana, gerek Musul Barajı yakınındaki gerekse Suriye’nin doğu sınırında yer alan Irak kamplarından Rojava dedikleri ata topraklarına girmeye hazır eğitimli 3000 savaşçısının olduğunu anlattı. Ama kendilerinden çok daha büyük bir güç olan ve Suriye’de savaşla yoğrulmuş en az 25.000 savaşçısı bulunan YPG tarafından şimdiye kadar engellendiklerini de ekledi.

Roj Peş’in KDP destekli Zeravani Kuvvetleri tarafından eğitildiklerini anlattı. Bu kuvvetin başında, bölgesel yönetimin başkanı olan ve aynı anda hem ABD hem de Türkiye’yle dostane ilişkilerini sürdüren Mesud Barzani bulunuyor. Dehbo, milislerinin Sincar ve Vanke’de İslam Devleti’ne karşı yürütülen büyük savaşlarda çarpıştığını anlattı.

Dehbo, YPG’yi kastederek “Biz onlarla birlikte çalışmaya hazırız” dedi. Ortak operasyon için planlar ABD tarafından hazırlanıyordu, ta ki ağustos ayında ortak komuta merkezinin nerede olacağı tartışmasıyla süreç çökene kadar. YPG, hem Washington hem de İran’a dost olan KYB’nin yönetimindeki Süleymaniye’yi tercih etti. Poj Peş ise Barzanilerin kontrolündeki Suriye sınırına yakın Kürdistan’ın kuzeyindeki Zaho şehrini istedi.

Mesud Barzani’nin Kürt milli güvenlik danışmanı Aziz Ahmed, “Onların tamamı Kürt. Evlerine, topraklarına geri dönmek istiyorlar. YPG’nin onların dönüşlerini engellemesinin hiçbir haklı gerekçesi yok” dedi ve ekledi: “Bu birliğin ABD için diğer bir seçenek olduğunu düşünüyoruz. Sadece YPG’ye bel bağlamak zorunda değil.”

Diğer bir Kürt milli güvenlik danışmanı Mesrur Barzani, bir görüşmemizde bu açıklamayı tekrarlamıştı: “Rojava Peşmergesi örgütlü, savaş imtihanından geçmiş bir kuvvet” ve “şüpheli hiçbir grupla da bağlantılı değil.”

Her ne kadar Roj Peş’in Suriye’deki çatışmaya askeri katkısı sınırlı olsa da genel Suriye muhalefeti içinde Kürtlere daha fazla ağırlık katabilir. Nitekim Roj Peş’e yakın Suriyeli bir Kürt olan İbrahim Bro, Cenevre’de müzakereleri yürüten muhalefetin resmi “Yüksek Müzakere Komitesi”nin bir parçası.

Bir de PKK konusu var. General Dehbo, tıpkı Irak Kürdistan’ındaki destekçileri gibi, Türkiye’nin görüşünü paylaşıyor: “YPG ile PKK arasında siyasi ve askeri olarak hiçbir fark bulunmuyor.” Uzun ismi Kürdistan İşçi Partisi olan PKK, Türkiye’nin güneydoğusundaki Kürt bölgelerinde güvenliği tehdit eden bir terör örgütü olarak görülüyor. Türkiye PKK’ya İslam Devleti’ne eşdeğer bir tehdit muamelesi yapıyor.

PKK destekçileri ise terörist sıfatına saçmalık diyor. Birçoğu, eğer Türkiye güneydoğusundaki Kürt mevzilerine yönelik roket saldırılarını ve topçu atışlarını durdurursa Ankara’yla diyalogun yeniden başlamasını desteklediklerini söylüyor.

Suriye içindeki vekâlet savaşlarına ilişkin dalaverelerin ipucu Roj Peş’in istihbarat şefi Yarbay Hüseyin Ahmed Hasan’dan geldi. Perşembe günü telefonla gerçekleştirdiğim bir röportajda bana dedi ki, “Johariye Kuvveti” birliğinin İranlı komutanları YPG’nin bazı üyelerine eğitim verilmesi ve silah temininde yardımcı oluyor. Ayrıca “İran ve Suriye istihbarat subayları YPG komutanlarına Poj Peş’in Suriye’ye girişine izin verilmemesini salık veriyor” diye de ekledi.

Bütün bunlar, geçen yüzyılda Avrupalı sömürgeci güçlerin farklı Kürt ve Arap fraksiyonları birbirine karşı oynamalarına imkan veren böl-yönet manipülasyonunun bir başka çeşidi. Eğer Kürtler ortak davalar edinebilselerdi, bölgesel güçlerin neo-emperyalist oyunlarının bir parçası olmak yerine çok daha akıllıca hareket ederlerdi. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder