KERRY SURİYE
GÖRÜŞMELERİNDEN İŞ ÇIKMAYACAĞINI GÖREMEYEN TEK KİŞİ
Jennifer Rubin (Amerikan
muhafazakar görüşüne ve Cumhuriyetçi Parti’ye yakın Washington Post blog
yazarı)
Washington Post,
4.2.2016
Tercüme: Zahide
Tuba Kor
Suriye’nin
geleceğine ilişkin görüşmeler durdu. (…)
Ne bekliyordu
ki? ABD’nin Türkiye’deki eski büyükelçisi Eric Edelman “Maalesef bu tamamen
tahmin edilen bir sonuçtu” diyor ve ekliyor: “Tüm kozları Rusya ve İran’a
teslim ederek Obama yönetimi fiilen bu sonucu garantiledi. Bir dışişleri
bakanının bu kadar uzun bir süre ve bu kadar yoğun bir emek sarf edip de
karşılığını bu denli az görmesi nadirdir.” Ve nadiren bir dışişleri bakanı kaba
güç ile diplomasi arasındaki bağı bu denli az bilir.
Kerry, ister
Ukrayna ister Suriye isterse İran olsun müzakerelerle ilgili temel
gerçeklikleri hiçbir zaman idrak edememiş gibi görünüyor. Hedefine kilitlenmiş
düşmanlarla muhatap olurken hiç kimse, askeri avantajları veya askeri güç
kullanma tehdidini bir kenara bırakıp da hedeflerine müzakere masasında
ulaşmayı bekleyemez. (…)
Suriye
müzakerelerine gelince, Demokrasileri Savunma Vakfından Jonathan Schanzer bana
dedi ki “Kürt temsiline ilişkin didişme [müzakerelerin başarısızlığa
uğrayacağının] bir göstergesiydi. Ama aynı şekilde İran’ın ve Suriye rejiminin
pozisyonunu üstü örtülü ve aşırı bir şekilde meşrulaştırmak da. Ama tabuta
çakılan çivi, Amerikan stratejisinin ve ahlaki netliğinin/berraklığının
olmamasıydı. Savaş alanında hem Esed’i hem de IŞİD’i temizlemeye dönük net bir
plan olmaksızın Suriye’yi yumuşak bir inişe geçirmenin [yani çatışmayı
azaltmanın] makul bir yolu yok.”
Amerikan
yönetimi sürekli Rusya’nın Suriye’deki rolünü yanlış anlamakta ve hafife
almakta. (…)
(…)
Uzmanlara ve
yetkililere göre Rus hükümeti, bu kazançları, ülkenin bütçesinden nispeten
düşük bir maliyetle, çok az can kaybıyla ve çok büyük ölçüde destek veren bir
kamuoyuyla elde ettiğine inanıyor.
Rus müdahalesi,
Obama yönetiminin savaşın müzakereler yoluyla sonlandırılması yaklaşımını
alaşağı etti. (…)
(…) Rusya
müttefiklerinin arkasında dururken, biz bunu yapmadığımız gibi bir de ortak
düşmanlarımızı (Esed, İran, Putin) güçlendirecek şekilde davrandık. Bu onların
nasıl kazanıp bizim kaybettiğimizi ortaya koyuyor:
“Putin
Ortadoğu’da jeopolitik satrancı oynayabildi, çünkü bunun pek de bir maliyeti
yoktu” diyor Moskova’dan bağımsız bir siyasal analist olan Konstantin von
Eggert. “Suriye’deki çatışmaya girmek, Putin’e ABD’nin rejim değiştirme
politikasına karşı mücadele etme imkan sağladı, askeri gücünü göstererek
bölgedeki müttefiklerine Moskova’nın sadık/vefakar bir ortak olduğu güvencesini
verdi” diye de ekliyor.
Unutmamalıyız ki
jeopolitik yenilginin yanı sıra Amerikan yönetimi, [Suriye’de] -boyutunu
ancak Ruanda [soykırımı]nın geçebileceği- devasa bir insani felakete de
başkanlık etti/seyirci kaldı. (…) Washington Post’un başyazısında da
belirtildiği üzere:
Bütün bunlar
yaşanırken Sayın Kerry ve Obama yönetiminin ürettiği tek karşılık, retorik [yani
sadece etkili konuşmalar yapıyorlar]. (…)
Amerikan
sorumsuzluğunun/amaçsızlığının maliyeti oldukça yüksek ve barış, istikrar ve
insan hakları için Amerikan gücünün araçlarını kullanmaktan tamamen aciz bir
yönetimin geriye kalan günlerinde bu maliyet sadece daha da fazla artacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder