29 Mayıs 2017 Pazartesi

R.SILVERSTEIN: SURİYE’DE İSRAİL İLE IŞİD’İN ZIMNİ İTTİFAKI



FIRSATÇILIĞIN ZİRVESİ: SURİYE’DE İSRAİL İLE IŞİD’İN ZIMNİ İTTİFAKI

Richard Silverstein (“İsrail milli güvenlik devletinin aşırılıklarını ifşa etme”yi görev edinen Tikun Olam bloğunun yazarı. Yazıları aynı zamanda Haaretz, the Forward, the Seattle Times ve the Los Angeles Times’ta yayınlanıyor)
Middle East Eye, 25.4.2016

Tercüme: Zahide Tuba Kor

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, İsrail’e ve dünyaya yönelik İslamcı tehditten şikâyet ederken kendi ülkesinin Suriye’de IŞİD’le zımni bir ittifak içinde olduğunu işine geldiği üzere unutuyor. Bunun her iki tarafın da gurur duymayacağı bir çıkar ittifakı olduğu aşikâr. Ancak bu, İsrail’in Mısır, Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri gibi diğer Müslüman müttefiklerle kurduğu ilişkiden çok da farklı değil.
Bogie Yaalon, 2016 Mayıs’ında Başbakan Netanyahu’yla birbirine girip araları açılana kadar İsrail hükümetinde savunma bakanlığı yapıyordu. Şimdilerde Yaalon kendi siyasi partisini kurup eski patronuna karşı yarışa girmeyi planlıyor. Ancak maalesef anketlerde halk desteği pek iyi görünmüyor ve Netanyahu’ya karşı pek de siyasi bir tehdit olacağa benzemiyor.
Dolayısıyla Yaalon’un kaybedeceği pek de fazla bir şey yok. Ortalama siyasetçilere kıyasla çok daha açık yüreklilikle konuşabilir durumda. Geçtiğimiz günlerde Afula’daki kamuoyuna açık bir etkinlikte güvenlik konularıyla ilgili uzun uzadıya konuştu. Yaalon’un görüşleriyle hemfikir olmadığım çok fazla konu olur hep. Mesela (…) Suriye’de bir tarafı diğerine karşı çok fazla desteklemenin tehlikeleri konusunda uyarırken aslında İsrail’in müdahaleci yaklaşımını meşrulaştırıyor. Büyük ölçüde Esed’in İslamcı muhaliflerini destekliyor. Ayrıca Yaalon’un İslamofobik blogcu Pam Geller’dan Meir Kahane’ın torununa kadar kendisine siyasi müttefik seçimini de pek beğenmiyorum.
Ancak Suriye’de İsrail’in IŞİD’le bağlantısını ifşa etti. daha evvel ben, diğer gazetecilerle birlikte, İsrail’in el-Kaide’yle bağlantılı Nusra Cephesi’yle işbirliğini belgelemiştim. Ama şimdiye kadar hiçbir İsrailli IŞİD’le işbirliğini itiraf etmemişti. Aşağıdaki satırlarda Yaalon bunu açıkça teyit ediyor:
Suriye’de birçok fraksiyon var: rejim, İran, Ruslar ve hatta el-Kaide ile IŞİD. Bu şartlar altında bir yandan kendi çıkarlarımızı koruyacağımız, öte yandan müdahalede bulunmayacağımız bir şekilde sorumlu ve dikkatlice dengelenmiş bir politika geliştirilmeli. Çünkü eğer ki İsrail, taraflardan biri lehine müdahale ederse diğer tarafın çıkarlarına hizmet etmiş olur. İşte bu yüzden biz kırmızı çizgiler çektik. Her kim bizim egemenliğimizi ihlal ederse anında gücümüzü tüm ağırlığıyla ensesinde hisseder. Çoğunlukla ateş etmeler rejimin kontrolü altındaki bölgelerden geliyor. Ama bir defasında IŞİD mevzilerinden ateş edilmiş ve hemen ardından özür dilenmişti.
Bahsettiği saldırı İsrail medyasında haber olarak yer almıştı, ama IŞİD’in özrü hiç haber olmadı. Zira IŞİD’in özrünü duymak hem İsrail’i hem de İslamcıları rahatsız edecekti.
Bazı eleştirmenler IŞİD’in özrü İsrail’le İslamcılar arasında bir ittifak veyahut ciddi bir işbirliği anlamına gelmez ki diyebilirler. (...)
(...)
İsrail dış politikasının ta kurucu Başbakan Ben Gurion döneminden beri son derece fırsatçı ve ahlak dışı olduğu herkesin malumu. Gurion’un şu yüz kızartıcı açıklaması da buna bir örnek: “Eğer ki Alman Yahudilerinin kurtuluşu için ya tamamını İngiltere’ye ya da sadece yarısını Filistin’e nakletmek gibi bir ikilemde kalsaydık ben ikincisini tercih ederdim. Çünkü bizim temel meselemiz, sadece bu çocukların bireysel çıkarları değil, aynı zamanda Yahudi halkının tarihi çıkarları.”

(...)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder