2 Ağustos 2017 Çarşamba

M.KARNITSCHNIG: ALMANYA BAŞBAKANI MERKEL’İN TÜRK RULETİ



ANGELA MERKEL’İN TÜRK RULETİ

Matthew Karnitschnig (Politico’nun Avrupa baş muhabiri; daha evvel the Wall Street Journal’da 15 sene muhabir ve editör olarak görev yaptı)
Politico, 21.7.2017

Tercüme: Zahide Tuba Kor

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yıllardır süregelen hakaretleri, provokasyonları ve açık düşmanlığından sonra Almanya Başbakanı Angela Merkel ona karşı koymaya başladı.
Bu ay içinde Türkiye’nin Alman insan hakları savunucusu Peter Steudtner’i terör bağlantılı bir suçlamayla tutuklaması, Almanya’nın eski müttefikine karşı pozisyonuna –Berlin’in deyimiyle– “yeni bir yön verme”ye itti. (…)
Perşembe [20 Temmuz] günü Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in misilleme ilanı, her ne kadar ölçülü bir diplomatik dille ifade edilse de, bir ültimatomdan başka bir şey değildi.
Tedbirleri açıklarken Gabriel dedi ki “Hiç kolay olmasa da çok sabır gösterdik. Başka şansımız kalmadı”.
Berlin’in Türkiye Cumhurbaşkanı’na mesajı şuydu: ya şimdi geri adım at ya da sonuçlarına katlan.
Berlin’deki Amerikan Akademisi Richard C. Holbrooke Forumu Direktörü Jan Techau dedi ki “Bu defa son derece ciddiler. Türkler bir haydut devlet gibi oynuyorlar.”

Erdoğan, Alman turistleri mi tutukluyor?
Alman Dışişleri Bakanı’nın gerek seyahat gerekse yatırım uyarısı doğrudan Türkiye’nin Aşil topuğu olan ekonomisini hedef aldı.
Her ne kadar Türk hükümeti, siyasi kaosun akabinde mali teşvikle ekonomiyi istikrara kavuşturmayı başarsa da bu düzelme hala kırılgan ve işsizlik de yüksek.
İster turist sayısındaki düşüşle isterse yabancı yatırımdaki azalmayla olsun, daha ileri şoklar ülke ekonomisini fena halde vuracaktır.
(…)
(…) En çok satan Alman gazetelerinden Bild’in manşeti “Acaba Erdoğan tatilcileri de tutuklayacak mı?” şeklindeydi.
Almanya, Türkiye’yi en çok ziyaret eden ülkeler arasında üçüncü sırada. Sadece 2015’te Almanya’dan Türkiye’ye seyahat edenlerin sayısı 5,5 milyonu aşıyordu.
Türkiye’ye daha büyük darbe ise Alman yatırımlarındaki yavaşlama olacaktır. (…)
Türkiye’de yaklaşık 7000 Alman şirketi faaliyet gösteriyor ve bu haliyle Türkiye’ye en büyük yabancı yatırım Almanya’dan geliyor. İlişkilerde daha fazla bozulma Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olan Almanya’ya ihracatına da darbe vuracaktır.
Erdoğan verilen mesajı almasa da duymuşa benziyor.
(…)
Ama Berlin’in kendisini sindiremeyeceğinde ısrar ederek hala daha söylemini yumuşatma sinyali vermiyor.

Mülteci endişesi
Merkel’in Erdoğan’la ilişkisi, 2005 seçim kampanyası sırasında Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olduğunu ilan etmesinden bu yana problemli. (…)
(…)
Her şeye rağmen Merkel büyük ölçüde sabır gösterdi. Erdoğan’ın Nazi hakaretini reddederken temel stratejisi durumu yatıştırmaya odaklıydı. İlişkileri diplomasiyle tamir edebileceğine inanıyordu.
Daha çatışmacı bir yaklaşımın Almanya’daki büyük Türk nüfusu düşmanlaştırmasından da endişeli.
Daha büyük endişe ise (…) mülteci anlaşması.
Berlin’in tüm diplomatik çabalarına rağmen Türkiye’yle ilişkiler daha da kötüleşti.
(…)
Alman hükümetinin danışmanlarına göre, Berlin’in Türkiye’ye ilişkin politikasındaki değişimin yürütülmekte olan seçim kampanyasından kaynaklandığına dair görüşler yanlış. Nitekim kararlar, Merkel’in muhafazakârları ile Sosyal Demokratlar tarafından beraberce koordine edildi. (…)

“Tango iki kişiliktir”
Başbakan Merkel’in kendisi geri planda kalarak Sosyal Demokratların eski lideri Dışişleri Bakanı Gabriel’in sahnede öne çıkmasına izin verdi.
Onun sessizliği Erdoğan’ın yön değiştirmesini kolaylaştırabilir. Berlin, şirketlere mali yardımları askıya almak gibi daha ileri tedbirleri “araştırdıkları”nı söyleyerek aslında ona bir açılım imkânı da bıraktı.
Eğer ki Erdoğan, Türkiye’nin iktisadi sağlığını korumak istiyorsa geri adım atacak kadar ferasetli olacaktır. Zira eğer ki Alman parasının Türkiye’ye akışı durursa Avrupa fonlarının da kuruması muhtemeldir. Berlin’in, AB’ye katılım müzakereleriyle bağlantılı olarak Ankara’ya verilen yaklaşık 5 milyar dolarlık yardımı kestirtmesi de beklenebilir.
Türk lider, mülteci anlaşmasından çekilerek mukabelede bulunmaya çalışabilir. Ancak bunun geri tepme ihtimali var. Zira AB, mültecilerin bakımı için Türkiye’ye milyarlarca dolarlık yardım yaptı ki Ankara’nın mülteci kriziyle baş edebilmesi için bu paraya çok ihtiyacı var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mültecileri bir koz olarak kullanmaya çalışarak ülke içindeki desteğini de kaybedebilir.
Berlin’deki yetkililer, krizin daha fazla tırmanmadan çözülebileceği konusunda iyimser olmasalar da hala ümitliler.

Gabriel, “Tango için iki kişi gerek” dedi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder