11 Temmuz 2016 Pazartesi

Y.PERRY: İSRAİL’İN DEĞİŞEN BÖLGESEL ROLÜ


İSRAİL’İN DEĞİŞEN BÖLGESEL ROLÜ

Yaakov Perry (İsrailli milletvekili ve iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet’in eski şefi)
The Cipher Brief, 7.2.2016

Tercüme: Zahide Tuba Kor

İsrail IŞİD tehdidiyle savaşta Ürdün ve Mısır’la nasıl bir işbirliği yapıyor?
Özellikle Sina Yarımadası’nda Mısır ordusunun günbegün yürüttüğü teröristlerle savaşta IŞİD ve el-Kaide’ye karşı önemli bir işbirliği sözkonusu. Aynı zamanda İsrail’in kuzeyinde IŞİD’le bağlantılı el-Yermük örgütü varlık gösteriyor. Mısır ve Ürdün aynı endişeleri paylaşan önemli ortaklar. İsrail tarafından gelen işbirliği, istihbarat paylaşımına ve IŞİD hücreleriyle savaşta günlük çabaları desteklemeye dayanıyor. Tabii ki bunlar gizli olduğundan bu işbirliği konusunda daha fazla şey söylemek mümkün değil. (…)
(…)

İsrail’in Ürdün’e 16 Cobra helikopteri yolladığına ve İsrailli ve Ürdünlü savaş pilotlarının ortak tatbikatlar yaptıklarına dair haberler var. Acaba bu, İsrail-Ürdün savunma işbirliğinde yeni bir aşama mıdır?
İsrail ile bölge ülkeleri arasındaki hassas operasyonel konularla ilgili haberleri yalanlayamam da doğrulayamam da; zira bu, ortak hedefimiz olan radikal İslam’ın teröristleriyle savaşımıza hizmet etmez.

İran tehdidine karşı İsrail, Suudi Arabistan ve bazı Körfez ülkeleri birlikte neler yapıyor?
İran meselesi bahsettiğiniz tüm ülkeler için ortak bir endişe kaynağı. İsrail Başbakanı Netanyahu, baştan beri İran’la nükleer anlaşmaya karşı çıkan ve dünyayı nükleer tehdide ve İran İslam Cumhuriyeti’ne karşı uyaran tek uluslararası ses konumunda. Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin ekseriyeti, İran nükleer tehdidi konusunda bizim endişemizi paylaşıyor ve İran’ın nükleer kapasitesini ve Ortadoğu’daki terör örgütleri arasında genişleyen nüfuzunu sınırlayıp engelleme konusunda onlarla çıkarlarımız tamamen aynı. Ancak hala İsrail’le bu ülkeler arasında diplomatik ve resmi ilişkiler yok. Bu yüzden operasyonel işbirliği konusunda daha az konuşuyoruz, ama ortak bir çıkarımız ve ortak bir endişemiz var.

Mevcut bölgesel kargaşayı İsrail’in belirli bazı Arap ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmesi için bir fırsat olarak görüyor musunuz?
Evet, içinde İsrail, Suudi Arabistan, Ürdün, Mısır ve Körfez ülkelerinin çoğunun yer alacağı ve İsrail ile Filistin Yönetimi arasında müzakereleri yeniden başlatacak bölgesel bir şemsiyeyi güçlü bir şekilde destekliyorum. Bu sürece sözkonusu ılımlı Arap ülkelerini dâhil etmek, İsrail ile Filistin Yönetimi arasındaki müzakerelere ivme kazandırmak için gerekli siyasi desteğin ve yoğun iktisadi yardımın verilmesini sağlayabilir. Böyle bir yaklaşım, ilerleme kaydedebilmek için Filistinlileri bazı tavizler vermeye cesaretlendirebilir. Bu tarz bir bölgesel işbirliği, İsrail ile –henüz diplomatik ilişkilerimizin bulunmadığı– Arap ülkeleri arasındaki ilişkileri normalleştirmek için önemli olumlu potansiyeller taşıyor. Filistin-İsrail çatışmasına bölgesel bir yaklaşımı teşvik etmek Ortadoğu’daki ilişkilerde yeni bir aşama yaratabilir. Ama tabii ki böylesi bir bölgesel uzlaşma teşviki, ABD, AB ve Rusya gibi Batı ülkelerinin ve uluslararası kamuoyunun iteklemesi/çabası ve adil desteği olmaksızın gerçekleşemez.

IŞİD tehdidi artmaya devam ederken ve nükleer anlaşmanın ardından İran milyarlarca dolar kazanırken, acaba İsrail artan bu tehditlere karşı kendini korumak için daha başka neler yapmalı?
Şüphesiz gerek IŞİD gerekse İran güç ve ivme kazanıyor. Her biri ayrı birer tehdit teşkil ediyor ve her ikisi de dünyada ama özellikle Ortadoğu’da yıkıcı etkilere yol açma potansiyeli taşıyor.
İsrail, İran’ın nükleer anlaşmanın şartlarına riayette dürüstlüğünü henüz ispat etmediği konusunda dünyada bir farkındalık yaratmalı. Ayrıca dünya güçleri, İran’ın hem diğer ülkeler hem de bölgedeki Hamas ve Hizbullah gibi terör örgütleri üzerindeki geniş çaplı nüfuzunu çok daha yakından takip etmeli. Aynı zamanda İsrail, eğer ki IŞİD kuzey sınırımıza yaklaşırsa ve ülkemizin kuzey ve hatta orta bölgelerine yönelik gerçek bir tehdit haline gelirse, ordu ile IŞİD arasında asimetrik bir savaş ihtimaline hazırlık yapmalı.

IŞİD ve İran tehdidi artamaya devam ederken İsrail’in bölgede güvenliği sağlama rolü de acaba artacak mı?

Cevabım tabii ki olumlu. İsrail IŞİD konusunda Batı koalisyonuna ve Rusya’ya güvenemez, hele de bu güçler IŞİD’in güçlenmesini ve gelişmesini etkin bir şekilde engellemezken.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder