İSRAİL’İN DEĞİŞEN BÖLGESEL ROLÜ
Yaakov Perry (İsrailli milletvekili ve iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet’in eski şefi)
The Cipher Brief, 7.2.2016
Tercüme: Zahide Tuba Kor
İsrail IŞİD tehdidiyle savaşta Ürdün ve Mısır’la
nasıl bir işbirliği yapıyor?
Özellikle Sina Yarımadası’nda Mısır ordusunun
günbegün yürüttüğü teröristlerle savaşta IŞİD ve el-Kaide’ye karşı önemli bir
işbirliği sözkonusu. Aynı zamanda İsrail’in kuzeyinde IŞİD’le bağlantılı
el-Yermük örgütü varlık gösteriyor. Mısır ve Ürdün aynı endişeleri paylaşan
önemli ortaklar. İsrail tarafından gelen işbirliği, istihbarat paylaşımına ve
IŞİD hücreleriyle savaşta günlük çabaları desteklemeye dayanıyor. Tabii ki
bunlar gizli olduğundan bu işbirliği konusunda daha fazla şey söylemek mümkün
değil. (…)
(…)
İsrail’in Ürdün’e 16 Cobra helikopteri yolladığına
ve İsrailli ve Ürdünlü savaş pilotlarının ortak tatbikatlar yaptıklarına dair
haberler var. Acaba bu, İsrail-Ürdün savunma işbirliğinde yeni bir aşama mıdır?
İsrail ile bölge ülkeleri arasındaki hassas
operasyonel konularla ilgili haberleri yalanlayamam da doğrulayamam da; zira
bu, ortak hedefimiz olan radikal İslam’ın teröristleriyle savaşımıza hizmet
etmez.
İran tehdidine karşı İsrail, Suudi Arabistan ve
bazı Körfez ülkeleri birlikte neler yapıyor?
İran meselesi bahsettiğiniz tüm ülkeler için ortak
bir endişe kaynağı. İsrail Başbakanı Netanyahu, baştan beri İran’la nükleer
anlaşmaya karşı çıkan ve dünyayı nükleer tehdide ve İran İslam Cumhuriyeti’ne
karşı uyaran tek uluslararası ses konumunda. Suudi Arabistan ve Körfez
ülkelerinin ekseriyeti, İran nükleer tehdidi konusunda bizim endişemizi
paylaşıyor ve İran’ın nükleer kapasitesini ve Ortadoğu’daki terör örgütleri
arasında genişleyen nüfuzunu sınırlayıp engelleme konusunda onlarla
çıkarlarımız tamamen aynı. Ancak hala İsrail’le bu ülkeler arasında diplomatik
ve resmi ilişkiler yok. Bu yüzden operasyonel işbirliği konusunda daha az
konuşuyoruz, ama ortak bir çıkarımız ve ortak bir endişemiz var.
Mevcut bölgesel kargaşayı İsrail’in belirli bazı
Arap ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmesi için bir fırsat olarak görüyor
musunuz?
Evet, içinde İsrail, Suudi Arabistan, Ürdün, Mısır
ve Körfez ülkelerinin çoğunun yer alacağı ve İsrail ile Filistin Yönetimi
arasında müzakereleri yeniden başlatacak bölgesel bir şemsiyeyi güçlü bir
şekilde destekliyorum. Bu sürece sözkonusu ılımlı Arap ülkelerini dâhil etmek,
İsrail ile Filistin Yönetimi arasındaki müzakerelere ivme kazandırmak için
gerekli siyasi desteğin ve yoğun iktisadi yardımın verilmesini sağlayabilir.
Böyle bir yaklaşım, ilerleme kaydedebilmek için Filistinlileri bazı tavizler
vermeye cesaretlendirebilir. Bu tarz bir bölgesel işbirliği, İsrail ile –henüz
diplomatik ilişkilerimizin bulunmadığı– Arap ülkeleri arasındaki ilişkileri
normalleştirmek için önemli olumlu potansiyeller taşıyor. Filistin-İsrail çatışmasına
bölgesel bir yaklaşımı teşvik etmek Ortadoğu’daki ilişkilerde yeni bir aşama
yaratabilir. Ama tabii ki böylesi bir bölgesel uzlaşma teşviki, ABD, AB ve
Rusya gibi Batı ülkelerinin ve uluslararası kamuoyunun iteklemesi/çabası ve
adil desteği olmaksızın gerçekleşemez.
IŞİD tehdidi artmaya devam ederken ve nükleer
anlaşmanın ardından İran milyarlarca dolar kazanırken, acaba İsrail artan bu
tehditlere karşı kendini korumak için daha başka neler yapmalı?
Şüphesiz gerek IŞİD gerekse İran güç ve ivme kazanıyor.
Her biri ayrı birer tehdit teşkil ediyor ve her ikisi de dünyada ama özellikle
Ortadoğu’da yıkıcı etkilere yol açma potansiyeli taşıyor.
İsrail, İran’ın nükleer anlaşmanın şartlarına
riayette dürüstlüğünü henüz ispat etmediği konusunda dünyada bir farkındalık
yaratmalı. Ayrıca dünya güçleri, İran’ın hem diğer ülkeler hem de bölgedeki
Hamas ve Hizbullah gibi terör örgütleri üzerindeki geniş çaplı nüfuzunu çok
daha yakından takip etmeli. Aynı zamanda İsrail, eğer ki IŞİD kuzey sınırımıza
yaklaşırsa ve ülkemizin kuzey ve hatta orta bölgelerine yönelik gerçek bir
tehdit haline gelirse, ordu ile IŞİD arasında asimetrik bir savaş ihtimaline
hazırlık yapmalı.
IŞİD ve İran tehdidi artamaya devam ederken
İsrail’in bölgede güvenliği sağlama rolü de acaba artacak mı?
Cevabım tabii ki olumlu. İsrail IŞİD konusunda Batı
koalisyonuna ve Rusya’ya güvenemez, hele de bu güçler IŞİD’in güçlenmesini ve
gelişmesini etkin bir şekilde engellemezken.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder