ALMANYA KÖŞEYE SIKIŞMIŞ DURUMDA
George Friedman (Amerikalı
siyaset bilimci, Stratfor’un kurucusu ve 2015 yılına kadar başkanı,
Geopolitical Futures’ın kurucusu ve yöneticisi)
Geopolitical Futures, 29.6.2016
Tercüme: Zahide
Tuba Kor
(…) İngilizler [Z.T.K.
Temmuz-Ekim 1940’taki] Britanya Savaşı’ndan sağ salim çıktılar ve şimdi
şüphesiz bunu da [Z.T.K. Brexit’i kastediyor] atlatacaktır.
Britanya Savaşı’ndan sağ çıkamayan Almanlardı. Ve yine Almanların bu
süreci atlatabilmeleri İngilizlere kıyasla çok daha belirsiz. Bunun nedenleri
apaçık ortada; ancak medyada herkes Büyük Britanya’ya odaklandığından henüz bu
hikayenin farkına varamadılar.
(…)
AB’yle görece şiddetli ihtilaflara düşen başka ülkeler de var. Bu manada
İngiltere tek değil. Mesela AB, Polonya hükümetini yargı erki üzerinde oynadığı
için kınıyor. Benzer şekilde AB, medyaya müdahalesi nedeniyle Macaristan
hükümetine de husumet gösteriyor. İtalya’yla da aralarında (…) bankacılık krizi
üzerinden ciddi bir gerilim var. Mülteci krizinin zirvesinde Avusturya,
mültecilerin ilerlemesini engellemek için Brenner Geçişi’ni kapatmakla tehdit
etti ve başka ülkeler de bu konuda AB’nin dayatmalarına itiraz etti. Yunanlar
AB’nin dayattığı kemer sıkma politikasının yıkımından hala oldukça rahatsızlar.
Liste böylece uzayıp gidiyor.
AB’nin “ufak tefek problemleri çözmekle meşgul mutlu mesut bir birlik”
imajı pek de doğru değil. Sağ ve sol yelpazedeki AB karşıtı siyasi partilerin
kaydettiği ciddi ilerlemelerin yanı sıra AB üyesi birçok hükümet arasında –AB
yönetmeliklerinin ve dayatmalarının tetiklediği– ciddi ihtilaflar söz konusu.
(…)
Alman Dışişleri Bakanı Steinmeier AB’de daha esnek bir sistemin
gerekliliğine vurgu yaptı. (…)
(…)
AB üyeliğinin temeli serbest ticaret. Zaten AB, Avrupa serbest ticaret
bölgesi üzerine inşa edildi. (…) Serbest ticaret bölgesiz bir AB, tartışma ve
zaman zamanda da birbirini kınama platformundan başka bir şey olmayan Amerikan
Devletleri Örgütü’nden farksız kalacaktır.
(…)
Almanya için serbest ticaret bölgesi vazgeçilmezdir. Avrupa’nın temel
realitesi, Almanya’nın GSYH’sinin neredeyse yarısını ihracattan elde etmesidir.
Alman mallarının uğrak yeri olarak Avrupa eski önemini yitiriyor ve İngiltere
ile Amerika bu konuda daha da öne çıkıyor. Bununla birlikte Kıta Avrupa’sı hala
Almanya için vazgeçilmez bir gelir kaynağıdır. Eğer ki serbest ticaret bölgesi
değişime uğrarsa Alman ekonomisi çok ciddi bir krizle karşı karşıya kalacaktır.
İhracatta %5’lik bir azalma Alman GSYH’sinde %2,25’lik bir düşüş anlamına
gelecektir.
Almanya serbest ticaret bölgesini korumak için elinden gelen her şeyi
yapacaktır. (…) AB para birimi avrodan vazgeçebilir. Avrupa’da girişimcilik
faaliyetlerini ciddi bir şekilde riske sokacak Brüksel’in yönetmeliklerinden
dahi vazgeçebilir. (…)
(…)
Herhangi bir ülkenin –diğerlerine kıyasla– baskın bir şekilde güçlü ve
ihracata iyice bağımlı olduğu bir piyasada, bu büyük ihracatçı güç, para
akışını sürdürebilmek için yeni piyasalar arayan yırtıcı bir nitelik kazanır.
Bu şartlar altında küçük ekonomilerin gelişmesi oldukça zordur. Güney Avrupa’da
üstünkörü bir şekilde Akdeniz kültürlerinin tembelliğine hamledilen bir nesil
krizi de söz konusu. Kültür bunda bir rol oynayabilir tabii, ama Alman
ürünlerinin bu piyasalara gümrük vergisiz serbestçe erişimi de iyileşmeyi
imkansızlaştırıyor.
Almanların temel korkusu Avrupa serbest ticaret bölgesinin kaybı. Bu
onlar için varoluşsal bir mesele. İşte bu yüzden Almanlar Yunanların asla
uyamayacağını bildikleri halde Yunanistan’la anlaşma imzaladılar. Almanlar
sahneye iyi bir gösteri koydular, ama Yunanların AB’den çıkmasına müsaade
edemezler. Eğer Yunanlar AB’den çıksa ve ardından ekonomileri iyileşseydi bu,
Almanlar için tehlikeli bir örnek teşkil edecekti.
İngiltere’ye ihracat Almanya için kritik önemde. Almanlar dik
durabilirler, ama İngiltere’yle ticaret ilişkisini keserlerse pire için yorgan
yakarlar. Almanların korkusu İngilizlerin ayrılık kararının diğer ülkelere de
yayılması ki bu durum serbest ticaret bölgesinin yeniden düşünülmesini
tetikleyebilir. (…) Almanlar serbest ticareti korumak için her şeyi feda
edecektir.
Almanya bir canavar değil. Tıpkı Japonya ve Çin gibi o da ihracata aşırı
bağımlı (…). Daha evvel hiç Japonya’nın ve şu anda Çin’in yaşadığı gerilemelerle
yüzleşmedi ve bu yüzden de ihracat bağımlılığını yeniden düzenleme ihtiyacı
hissetmedi. Küresel ihracat krizi vurduğunda ihracatını sürdürebilmek için
elinden gelen her şeyi yapmak zorunda kaldı. İktisadi hayatında çok ciddi bir
değişimi zorunlu kılacak bir krizle yüzleşmeden mevcut durumdan geri
adım atması mümkün değildir ve bunun siyasi sonuçları da kaçınılmaz ve son
derece ızdıraplı olacaktır.
(…)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder