FİLİSTİN LİDERİ ABBAS’I ALAŞAĞI ETMEK İÇİN GİZLİ
ARAP PLANI
David Hearst (Uzun seneler İngiliz Guardian gazetesinin dış politika
başyazarlığını yaptı. Son iki senedir Ortadoğu’nun nabzını tutan, analizlere ve
haberlere yer veren internet sitelerinden Middle East Eye’ın başında bulunuyor)
The Middle East Eye, 27.5.2016
Tercüme: Zahide Tuba Kor
NOT: Aynı konuda el-Monitor'de yayınlanmış Adnan Ebu Amer'in makalesinin tercümesine şu linkten ulaşabilirsiniz: http://ortadogugunlugu.blogspot.com.tr/2016/04/aeamer-mahmud-abbasin-yerine-kim-gececek.html
Middle East Eye’ın edindiği bilgilere göre, Birleşik Arap Emirlikleri,
Mısır ve Ürdün üçlüsü; Filistin lideri Mahmud Abbas’ın el-Fetih hareketi
içindeki baş rakibi olan Mahmud Dahlan’ın Filistin devlet başkanlığı, Filistin
Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ve Filistin Ulusal Yönetimi liderliğinin kontrolünü ele
alacağı Abbas sonrası dönemin planlarını yapıyorlar.
Filistinli ve Ürdünlü üst düzey kaynaklar, ayrı
ayrı Middle East Eye’a bu planı anlattılar. Her ne kadar vurgularında
farklılıklar olsa da (Ürdünlü kaynak Dahlan’ın bilinen zayıflıkları konusunda
da uyarılarda bulundu), ortak bir harekat planının varlığını birbirlerinden
bağımsız olarak teyit ettiler.
Mahmud Abbas, 1990’lardan bu yana Filistin
siyasetine hâkim bir aktördü ve 2005’ten bu yana da Filistin devlet
başkanlığını yürütüyordu.
Dahlan ise önce Gazze [Z.T.K. 2007’de
Hamas’a karşı darbe hazırlığı yaparken Hamas durumu fark ederek erken davranıp
el-Fetih’e karşı harekete geçmiş, bu sırada Dahlan Mısır’a kaçmıştı],
ardından Batı Şeria’dan [Z.T.K. 2012’de Mahmud Abbas’la rekabeti
yüzünden] sürgün edilen ve BAE monarşisiyle çok yakın bağları bulunan
el-Fetih’in eski bir lideri.
BAE, Abbas’ın yerine Dahlan’ı getirme stratejisi
çerçevesinde İsrail’le çoktan gizli görüşmeler yaptı. Suudi Arabistan ise
üçlünün bu stratejiye ilişkin nihai bir anlaşmaya varmasının ardından
bilgilendirilecek.
Planla ulaşılmak istenen temel hedefler şunlar:
1.
Hamas’ın da yarışacağı gelecek seçimlerden evvel el-Fetih içinde birliği
sağlayıp partiyi güçlendirmek
2.
Hamas’ı birbiriyle rakip hiziplere bölerek zayıflatmak
3.
Arap devletlerinin de desteğiyle İsrail’le bir barış anlaşmasına varmak
4.
Filistin kurumlarının –yani Filistin Ulusal Yönetimi, FKÖ başkanlığı ve
el-Fetih liderliğinin- kontrolünü ele
geçirmek
5.
Dahlan’ın el-Fetih ve Filistin Yönetimi makamlarının arkasındaki asıl güç
olarak geri dönüşünü ayarlamak
Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed planın
başlıca mimarlarından. Prens, Filistin lideri Abbas konusundaki ihtilafların
BAE-Ürdün ilişkileri zedelediğini Amman yönetimine açıkça bildirdi. BAE, bir
noktada Abbas’ın tutuklanmasını, ayrıca Ürdün’e girişinin veya Ürdün üzerinden
yurtdışına seyahatlerinin yasaklanmasını istedi.
Üst düzey bir Filistinli yetkili Middle East Eye’a
şunları söyledi: “BAE’liler, özellikle de Muhammed bin Zayed, şahsi düzeyde
Abbas’ı o denli mutlak bir şekilde reddediyor ki Ürdün’e Filistin liderine
karşı bir adım atmadığı için olumsuz bir tavır takındıklarını açıkça ifade
ettiler.”
Üç Arap ülkesi bu planı hayata geçirmek için atılacak
adımları tek tek belirlediler ve aralarında rol dağılımlarını bile yaptılar.
Bu sene içinde gerçekleştirilebilecek ve Abbas’ın
görevinden uzaklaştırılabileceği parlamento ve başkanlık seçimleri öncesinde
bir dizi adım atılmak zorunda.
İlk adım, el-Fetih hareketi içinde bir uzlaşma
sağlamak. Filistinli bir üst düzey kaynak diyor ki “Dahlan, Gazze’de Hamas’ın
el-Fetih’ten ve Batı Şeria’da da el-Fetih’in Hamas’tan daha zayıf olduğuna,
el-Fetih’in kendi içinde birliğini sağlaması halinde seçimleri kazanabileceğine,
yoksa Hamas’ın kazanmasının muhtemel olduğuna inanıyor. Bunu başarmak için de
elde mevcut iki seçenek olduğunu düşünüyor: Ya Ebu Mazin (Mahmud Abbas) istifa
edecek -ki bu muhtemel görünmüyor- ya da Ürdün, el-Fetih’i güçlendirme adı altında
Dahlan ile Abbas arasında bir uzlaşmaya öncülük edecek.”
İkinci adım, parlamento ve başkanlık seçimlerini
gerçekleştirme konusunda Hamas’la bir anlaşmaya varılacak.
Üçüncüsü, seçimler öncesinde Filistin Yönetimi
“yeniden şekillendirilecek”. Aynı kaynak şunu da belirtiyor: “BAE, Ürdün ve
Mısır; Abbas’ın siyaseten artık ömrünün bittiği inancındalar ve seçimler
yapılana kadar el-Fetih liderliğini elinde tutmaya devam edecek olan Abbas’ın
herhangi bir sürprizini durdurmaya çalışmaları gerektiği düşüncesindeler. Bu
çerçevede ‘Ebu Mazin’i kendisine bir vekil tayin etmesi için zorlamak
gerektiği’nde de ısrarcılar.”
Görüştüğümüz kaynaklar göre, “bu aşamada” kendisini
devlet başkanlığına aday olarak sunmaya hevesli olmayan Dahlan, devlet
başkanlılığını da kontrol edebileceğine inandığı meclis başkanlığı makamını
elde etmeye çalışıyor.
Dahlan, -her ne kadar İsrail’in tercihi Ahmed Kurey
(Ebu Âlâ) olsa da- devlet başkanlığına eski Dışişleri Bakanı Nasır el-Kudva’yı
istiyor. Dahlan her ikisini de etkileyebileceği iddiasında.
Kaynaklardan biri dedi ki “Dahlan, şimdiye kadar
tek kişinin elinde bulunan liderlik mevkilerinin el-Fetih liderliği, Filistin
Yönetimi devlet başkanlığı ve FKÖ başkanlığı şeklinde üçe bölünebileceği
kanaatinde. Ürdün’ün uygun gördüğü kişileri bu mevkiler için aday göstermesine
itiraz etmiyor. Dahlan, kendi seçeneklerini ve şahsi tercihlerini sunduktan
sonra artık meselenin Ürdünlüler ve BAE’lilerle diyaloga kaldığını ve Ürdün
tarafından önerilen isimlerle de iş tutulabileceğini söylüyor.”
Dahlan parlamento ve başkanlık seçimlerinin
Hamas’ın baskın olduğu Filistin Yasama Konseyi veya Filistin Yönetimi değil,
“Filistin Devleti” adı altında yapılmasını istiyor. Dahlan’a göre bu düzenleme,
FKÖ’yü Filistin Yönetimi karşısında daha da güçlendirecek ve tüzük meselesini
bypass edecek.
Dördüncü adım ise “Hamas’a boyun eğdirmek.”
Dahlan’a göre bunu çeşitli şekillerde başarmak mümkün: (i) örgütü Gazze’deki iç
Hamas ve Müslüman Kardeşler’e bağlı dış Hamas olarak bölmek; (ii) Hamas’ı
Filistin Yönetimi içinde kuşatmak; (iii) mesela BAE’nin Gazze’ye su temini için
Sina’da bir deniz suyunu artıma tesisi kurup [Z.T.K. suyun akışını
istedikleri zaman kesecek şekilde] vanaları Mısır ve müttefiklerinin eline
vermek suretiyle Hamas üzerinde “yumuşak baskı” oluşturmak.
Kaynağın söylediğine göre, “Dahlan, Gazze içinde
Hamas liderliğiyle birlikte çalışmanın mümkün olabileceği kanaatinde. Bu
bağlamda Hamas heyetiyle buluşması için Mısırlıları ikna edenin bizzat kendisi
olduğu iddiasında. Mısırlılar uzlaşma için Hamas’ın önüne üç şart koydu: (i)
Gazze içindeki tüm düşmanca davranışlarına bir son vermesi, (ii) Sina’daki
durumu yatıştırıp güvenliğin sağlanması için çaba sarf etmesi, (iii) Gazze’de
bulunan Mısır’ın iadesini istediği kişileri teslim etmesi. Dahlan bu son şartı,
özellikle “Hamas’a baskı uygulamak” için kendisinin eklediği iddiasında.”
Gazze’yi kuşatmanın bir diğer yolu, Hamas’a rakip
bir hareket olan İslami Cihat’ı –[Z.T.K. ana sponsoru olan] İran’ın
kendisini terk ettiği değerlendirmesinden hareketle- BAE’ye bağlı bir örgüt
haline getirmeye çalışmak. Nitekim [24 Mayıs] salı günü İslami Cihat’tan
bir heyet Kahire’ye ulaştı ve Mısır Genel İstihbaratı’ndan yetkililerle
görüşmeler yaptı.
BAE, ayrıca Hamas ve Gazze konusunda Ortadoğu
Dörtlüsü’nün eski elçisi Tony Blair ile mevcut BM Temsilcisi Nicolai
Mladinov’a çeşitli “görevler verdi” ve Tunus’taki Nahda Partisi lideri Raşid
Gannuşi ile de görüşmeyi düşünüyor.
Bu plan, Dahlan’ın 31 Mart’ta Amman’a
gerçekleştirdiği ziyaretin ardından (ki bu ziyaret beş yıl aradan sonra Ürdün
Krallığı’na ilk gelişiydi) Middle East Eye’ı bilgilendiren üst düzey bir
Ürdünlü kaynak tarafından kanıtlarıyla ortaya kondu.
2012’de Abbas ile Dahlan arasındaki çatışma zirveye
çıktığında Ürdün, Filistin Yönetimi’nin talimatıyla Dahlan’ın erkek kardeşinin
mallarına el koymuştu. Dahlan bir düğün törenine katılma bahanesiyle bu son
ziyaretini gerçekleştirse de asıl amacı, Abbas’la arasını bulması için
Ürdün’den devreye girmesini talep etmekti.
Bu kaynağa göre Ürdün yönetimi Dahlan’a karşı
ihtiyatlı.
Dahlan’ın gücünün kaynağı BAE, İsrail ve ABD’yle
güçlü ilişkileri. Ayrıca Yasir Abdurrabbuh, Selam Fayyad ve Nasır el-Kudva gibi
önemli Filistinli siyasetçilerle de güçlü bağları var ve elindeki para gücüyle
Batı Şeria ve Gazze’de nüfuzunu artırma kapasitesine de sahip.
Dahlan’ın zayıf noktaları
Dahlan’ın Filistinliler arasında pek rağbet
görmediği düşünülüyor. Yolsuzluklarla ve İsrail güvenlik birimleriyle
bağlantılı olmakla suçlanıyor. Dahlan’ı başkanlığına yönelik en baş tehdit
olarak gören Abbas’la “sıfır toplamlı” ilişkileri de onun için bir sorun
kaynağı olarak görülüyor; keza Filistin Yönetimi toprakları dışında iş
yürütüyor olması da… Üst düzey Ürdünlü çevreler nezdinde ise Dahlan’ın
zayıflıkları listesi çok daha fazla uzayıp gidiyor.
Ürdünlülere göre, Abbas’ın Yasir Abdurrabbuh’u FKÖ
Yürütme Komitesi Başkanlığından alıp yerine Saib Erekat’ı getirme kararı,
Filistin Devlet Başkanının bir saray darbesi ihtimalinin farkında olduğunu bir
göstergesi ve [tepki olarak] Kudüs’te Ürdün çıkarları aleyhine
çalışabilir.
Buna karşın, Dahlan’ın Ürdün’deki Filistin mülteci
kamplarında nüfuz sahibi olduğuna ve “kampların içinde kontrolünü dayatmak
suretiyle bunu [kendi lehine] önemli bir koza çevirebileceğine” de
dikkat çekiliyor.
Ürdünlü kaynağa göre, Dahlan’ın teklifinin
avantajlarını ve dezavantajlarını iyice ölçüp biçen Ürdün yönetimi işi ağırdan
almayı seçti. Ürdün’ün politikası, Dahlan’la temaslarını geliştirmeye ve
el-Fetih uzlaşmasına kucak açmaya devam etmek; ama aynı zamanda Dahlan’a Amerikan
başkanlık seçimlerine kadar beklemesini ve Abbas’ı uzlaşmaya itmek için
Amerika’dan yardım istemesini söylemek oldu.
Ürdün, böyle bir adım için öncelikle zeminin
hazırlanması gerektiğini Dahlan’a anlatacak; ama aynı zamanda Kudüs’te Ürdün’ün
rolünü fiilen desteklemesini istemek suretiyle “Dahlan’ın samimiyetini ve
doğruluğunu da ölçecek.”
Ürdün, Dahlan’la birlikte çalışmanın net
avantajlarını görüyor. Bu bağlamda mesela el-Fetih içindeki bir uzlaşma
Ürdün’ün Batı Şeria’da nüfuzunu kullanmasına yardım edecektir. Ama muhtemel
tuzakları da görüyor. Kral Abdullah’ın Filistinli hizipler arasındaki
mücadelenin dışında kalmasının öneminin farkındalar; el-Fetih içinde süregelen
çatışmada Ürdün’ün bir taraf haline gelmesi ve Abbas’la iyi ilişkilerini tehlikeye
atması birer risk olarak önlerinde duruyor.
Ürdünlü kaynak diyor ki “Ürdün Kralı, başarısız
olma ihtimali yüksek bir inisiyatife önayak olmamalı. Dahlan’ın bu inisiyatife
dahli dikkate alındığında kral, taraf tutan ve bir tarafı diğerine karşı
destekleyen biri olarak görülebilir. Abbas, Mısır’ın Sisi’si ile BAE’nin
oynadığı rolü işte tam da böyle görüyor.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder