İRAN
NÜKLEER ANLAŞMASI NE TARİHÎ NE DE FELAKETVARÎ
Anşel Pfeffer (İsrailli gazeteci)
Haaretz, 14.7.2015
Tercüme: Zahide
Tuba Kor
Obama’nın İran’la
yakınlaşma peşinde koşmasının gerçek saikleri hakkında kehanette bulunmak
beyhude ve komplo teorilerinin alanına kolaylıkla girebilir nitelikte. Derine
dalmadan, “oyunu kurallarıyla oynama”ya olan pragmatik inancı ve kendi tarihsel
kaderine dair şişirilmiş hissinin bir karışımı. Şahsi dinamikleri
Netanyahu’nunki ile benzer (…)
İyi şahsi ilişkiler
geliştirme becerisine sahip olsalar da İran meselesinde iki zıt kutupta yer
alıyorlar. Obama İran’ı potansiyel bir ortak olarak görürken Netanyahu’ya göre
o, yatıştırılamaz bir düşman.
(…)
Bölgesel düzeyde
İranlılar birçok cephede aşırı yatırım yapmış ve çok fazla yayılmış durumda.
Suudi Arabistan, Mısır ve diğer Sünni rejimlerin yanı sıra katliam yapan Şii
karşıtı İslam Devleti gibi güçlü düşmanlarla karşı karşıya.
Anlaşma sadece
nükleer meseleye odaklanıyor, ama onun yan faydaları İranlıların Suriye,
Lübnan, Irak, Yemen, Gazze ve diğer yerlerdeki mevzileri ve müttefiklerine daha
fazla kaynak aktarmasına imkan verecek. Yine IŞİD’e karşı savaşta ortaklık
kurmak ve belki de bölgede bir nebze de olsa düzen tesis etmek isteyen ABD de
dahil dışarıdaki oyuncularla işbirliği fırsatlarının kapısını aralayacak.
Ama arazideki
gerçeklikler değişmezse, Sünni ağırlıklı Ortadoğu’da Arap olmayan bir azınlık
konumunda olan ve diğer azınlıklar (ve birçok Şii) tarafından politikaları
şüpheyle karşılanan İranlılar için riskler yüksek. Yeni anlaşma onlara bir
destek olacak ama güven ve yeni müttefikler kazanmanın yolu uzun ve zorlu
olmaya devam edecek.
Netanyahu için bu
siyasi bir darbe, ama ölümcül değil. Bundan dolayı istifa edecek değil;
Kongre’de savaş vermek için önünde hala 60 gün var. (…)
(…) Obama yönetimi,
tüm dış politika enerjisini İran’a kaydırdığından bundan sonra da anlaşmanın
uygulanma aşamasında Filistinliler konusunda Netanyahu’yu taviz vermeye zorlama
ihtimali azalıyor.
(…) Obama’nın başarı
şans düşük. Rusya’yla [ilişkileri] “resetleme”, Mısır’da yeni
demokrasiyi destek, “Asya’ya kayış” [stratejisini] ilanı, IŞİD’i bir
“okul yıldız takımı” farz etme ve Filistin-İsrail çatışmasının çözümü için
siyasi sermaye ve değerli vaktini harcama üzerine oynadığı bahisler hep acınası
başarısızlıklarla sonuçlandı.
İki ay evvel The
Atlantic’ten Jeffrey Goldberg’e verdiği mülakatta Obama, gelecekte dış
politika mirasının İran’la anlaşmanın başarısıyla ölçüleceğini belirtti. Bu konuda haklı, ama devlet adamı olarak
tarihteki şöhreti artık İranlıların elinde.
(…) Anlaşma ne tarihi
ne de felaketvari. Başarı veya başarısızlığı tamamen İran’a bağlı. (…)
Eğer Netanyahu
haklıysa ve İran riyakar bir oyun oynuyorsa –yani anlaşmayı gizlice bomba
üretme çalışmalarını sürdürmek ve bölgede tahakküm kurmaya çalışmak için
kullanırsa- anlaşma çökecek ve yeni Amerikan yönetimi İran’a çok daha az müşfik
olacak. Obama’nın adı iyi niyetli ama hayali siyasetlerle birlikte anılacak.
(…)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder