Abdülbari Atwan (Arap dünyasının önde gelen gazetecilerinden olup şu
an Ra’i el-Yevm haber sitesi genel yayın yönetmeni; daha evvel el-Kuds el-Arabî
gazetesi genel yayın yönetmeniydi)
Ra’i
el-Yevm, 11.1.2018
Tercüme:
Zahide Tuba Kor
NOT:
Lütfen kaynak göstermeden tercümenin bir kısmını veya tamamını
kullanmayınız, alıntılamayınız, yayınlamayınız
Suriye
ordusu, İranlıların kara ve Rusların hava desteğiyle, İdlib bölgesinde Sincar
ilçesini ve kırsaldaki onlarca köyü alarak hızla ilerliyor ve 50 km ötedeki Ebu Zuhr hava
üssünü geri almak için savaşa hazırlanıyor.
Bu
saldırının nedenlerini anlamak için 13 insansız hava aracının Hmeymim ve
Tartus’taki Rus hava ve deniz üssünü bombalamasını roket ve havan topu
saldırılarının izlediği 5-6 Ocak gecesine geri gitmemiz lazım.
Bu
saldırı Rus görevlilerin ölümüne ve yedisinin de yaralanmasına yol açtı.
Roketler engellenip etkisiz hale getirildi ve insansız hava araçları düşürüldü,
ama üç tanesi vurulamadı. Tarafsız haberlerin çoğu, hiçbir Rus savaş uçağının
saldırıda vurulmadığı sonucuna varmış durumda; sosyal medyada dolaşan vurulmuş
7 uçağın fotoğrafları başka yere ait.
İnsansız
hava araçlarını inceleyen Rus araştırmacılar Rus liderliğini ve stratejik analizcileri
şok eden şaşırtıcı bir sonuca ulaştılar.
Birincisi,
ev yapımı olduğu düşünülen bu insansız hava araçları şaşırtıcı biçimde
sofistike olup ileri kontrol ve füze güdüm mekanizmalarıyla donatılmış. Bu
keşif Moskova’da ciddi endişelere yol açmış durumda.
İkincisi,
sadece iki ülke bu türden bir fırlatma ve kontrol teknolojisine sahip olup
bunun üretimini de yapıyor: ABD ve İsrail. Rus uzmanlar, Moskova’yı kendisine
düşman yapmaktan çekinen İsrail’in bu işin içinde olmasına şüpheyle
yaklaşıyorlar ve bunun kaynağının ABD olabileceğinden kuşkulanıyorlar.
Üçüncüsü,
bu insansız hava araçları ve roketler ile havan topları Tahrir eş-Şam
Cephesi’nin kontrolündeki İdlib civarından fırlatılmış.
Dördüncüsü,
insansız hava araçlarının uçurulması ve Hmeymim’e saldırı, ABD’nin Suriye’nin
kuzeyinde –ABD ve İsrail’e askeri bir tutunma noktası sağlayacak– ayrı bir Kürt
kuşağı oluşturma planlarıyla bağlantılı. Rusya, Suriye, İran ve Türkiye bunları
Amerikan niyetlerinin bir beyanı olarak görüyor. Bu yeni kuşağın Akdeniz’e
açılan bir koridora ihtiyacı var, yoksa denize erişimi olmadan pek de bir
stratejik değeri olmayacaktır.
Son
olarak Rus radarı, saldırıların olduğu gece Hmeymim ve Tartus üsleri üzerinde
Amerikan casus uçaklarının dört saat süreyle yüksek irtifada transit uçuşlar
yaptığını saptadı.
Erdoğan’ın
tercihi
Türkiye
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’de ve bölgedeki stratejik
ihtiraslarının çifte tehditle karşı karşıya olduğunun gayet farkında. Hem
ABD’nin bir Kürt oluşumu yaratma planından hem de –[Türk] ordusunun son
büyük kalesini ve Nusra Cephesi, Özgür Suriye Ordusu ve Ahraru’ş-Şam gibi
kendisine vekil Suriye muhalefet güçlerini tehdit eden– Rus ve İran destekli
Suriye ordusunun İdlib’de ilerlemesinden rahatsız. Zira bu, Türkiye’nin
Suriye’deki varlığının ve nüfuzunun sonu anlamına gelecektir.
Türk
Dışişleri, (çarşamba günü) ABD ve (salı günü de) İran ve Rusya büyükelçilerini,
hükümetlerinin politikalarına yönelik protestolarını iletmek üzere bakanlığa
çağırdı. (…)
Hmeymim’e
sürpriz saldırı, Rusya ile ABD’nin Suriye’de doğrudan veya dolaylı (vekil
güçler üzerinden) çatışma riskini de artırıyor.
Rusya
misillemeye karar verirse elindeki seçeneklere dair çokça spekülasyon
yapılmakta.
Moskova,
bütün silahlı grupları kökünden temizleme ve tamamen rejimin kontrolü altına
sokma hedefiyle İdlib vilayetine var gücüyle bir saldırının arkasında
durabilir. Bu görevi, Suriye ordusu çoktan başlatmış gibi görünüyor.
Alternatif
olarak Rusya’nın, İran’a ve rejim yanlısı milislere (1983’te ABD’yi askerî
birliklerini Lübnan’dan çekilmeye zorlayan Beyrut’taki Amerikan deniz üssüne
yönelik bombalı saldırılara benzer şekilde) Suriye’de ve Irak’ta Amerikan
ordusuna karşı doğrudan saldırı yürütme hususunda olur verebileceği de öne
sürülüyor. Veyahut Afganistan’da ABD ve NATO birliklerine karşı kullanmaları
için isyancı silahlı gruplara insansız hava aracı sağlayabileceği de
alternatifler arasında.
En
muhtemel olan ise şu: Moskova, Suriye’deki üslerinin daha fazla saldırıya
uğramasını önlemek için bir ilk adım olarak birinci seçeneği desteklemekle
yetinecek ve ardından –büyük ölçüde ABD’nin tepkisine bağlı olarak– nasıl
ilerleyeceğini düşünecek.
İdlib’de
yaşanan gelişmelerin en büyük kaybedeni Türkiye olacağa benziyor. Eğer ki
askeri birliklerini Suriye ordusunun ilerlemesini engellemek ve müttefik milis
kuvvetleri korumak için kullanırsa bu, Ruslar ve İranlıların yanı sıra
Suriyelilerle de bir savaşa girmek anlamına gelir. Bu durumdayken eğer ki
Menbic ve Afrin’de Amerikan himayesinde bir Kürt oluşumunun kurulmasını engellemek
üzere Kürtlere karşı askeri müdahaleye girişirse bu defa da İranlı ve Rus
müttefiklerinden herhangi bir ateş desteği olmaksızın kendisini doğrudan
ABD’yle çatışma içinde bulabilir.
Erdoğan,
Vladimir Putin’i bir müttefik olarak kaybetmeyi göze alamaz. Şu an Rus Devlet
Başkanı’nın cevabını aradığı soru, İdlib’den Hmeymim’e insansız hava
araçlarıyla yapılan saldırı girişimini Türkiye’nin bilip bilmediği veya
onaylayıp onaylamadığı. Eğer ki cevap olumlu çıkarsa bunun sonuçları son derece
ciddi olabilir: 2015’te Türkiye’nin bir Rus uçağını düşürmesinin akabinde
yaşanan türden topyekûn bir kriz.
Erdoğan
çok zor bir tercih yapmak zorunda. Eğer ki tarafsızlığı seçip herhangi bir
tarafı tutmaktan imtina ederse Suriye ve Irak’taki nüfuzunun tamamı olmasa da
büyük çoğunluğunu kaybedecek. Aksi halde ya Rusya’nın ya da ABD’nin tarafını
tutmak konusunda sağlam ve cesur bir karar vermek zorunda kalacak. İşte bu
kararı verene kadar Suriye ordusu İdlib’in çoğunu ele geçirebilir.
NOT: Bu tercümenin ardından Haberturk Washington Temsilcisi Serdar Turgut'un 13 Ocak tarihli "Suriye'de Neler Oluyor" başlıklı yazısını da okumanızı tavsiye ederim. Yazı için TIKLAYINIZ.
NOT: Bu tercümenin ardından Haberturk Washington Temsilcisi Serdar Turgut'un 13 Ocak tarihli "Suriye'de Neler Oluyor" başlıklı yazısını da okumanızı tavsiye ederim. Yazı için TIKLAYINIZ.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder