MUHAMMED BİN
SELMAN’IN SUUDİ ARABİSTAN’IN YENİ VELİAHT PRENSİ OLMASI İSRAİL VE ABD İÇİN İYİ
HABER
Zvi Bar’el (Ortadoğu
uzmanı Ha’aretz gazetesi yazarı ve yayın kurulu üyesi; Kudüs İbrani
Üniversitesi Truman Enstitüsü ve İran Araştırmaları Merkezi araştırmacısı;
Sapir Akademisi öğretim üyesi)
Haaretz,
21.6.2017
Tercüme: Zahide
Tuba Kor
(…)
Şimdiye kadar İran
karşıtı sıkı duruşuyla önemli bir ortağa dönüşen Muhammed bin Selman’ın birinci
veliaht prensliğe getirilmesi, İsrail ve ABD için iyi bir haber. Bu ortaklık,
sadece İran’la mücadeleyle de sınırlı değil. Bin Selman, bölgede Rus nüfuzunu
engellemek, Suriye’de Beşşar Esed rejimini devirmek ve IŞİD başta olmak üzere,
Müslüman Kardeşler’den Hizbullah’a kadar diğer radikal örgütlere karşı kararlı
bir şekilde hareket etmek gerektiği konusunda ABD’yle mutabık. Son iki yıldır
birçok Arap internet sitesi, bin Selman’ın üst düzey İsrailli yetkililerle bir
araya geldiğini haber yaptı.
Bu haberlere
göre, sözkonusu toplantılardan biri 2015’te [Z.T.K. İsrail’in
Kızıldeniz kıyısındaki şehri] Eilat’ta, diğeri bu yılın Mart ayında
Ürdün’deki Arap zirvesinin akabinde yapıldı. Ayrıca Ürdün, Suudi Arabistan ve
ABD’nin eşgüdüm içinde çalıştığı ortak harekât odasında Suudi ve İsrailli
yetkililer arasında düzenli toplantılar tertip ediliyor. Henüz tam bilinmeyen
şey, Amerikan Başkanı Donald Trump’ın planı çerçevesinde, bin Selman’ın İsrail
ile Filistinliler arasında barış sürecini ilerletmeyi ne ölçüde istekli olabileceği
ve İsrail ile Suud arasındaki ilişkilerden vazgeçip vazgeçmeyeceği.
Müctehid adıyla
bilinen Suudi blogcu, bu haftaki twitlerinde Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin
Selman ile Abu Dabi Veliahtı Muhammed bin Zayid el-Nahyan’ın Katar’da darbe
tertiplediklerine dair “gizli bir plan”ı ifşa etti.
Attığı twitlerin
çoğunun doğruluğu bugüne kadar defalarca ispatlanan ve Suud kraliyet ailesi
içindeki fısıltılara dayandığı aşikâr olan Müctehid, iki veliahtın -BAE askeri
birlikleriyle birlikte- (Irak’ta yaptıklarıyla adı kötüye çıkmış) Blackwater
şirketine çalışan paralı askerleri, yönetimi ele geçirmek maksadıyla Katar’a yollamaya
niyetlendiğini yazdı. Ardından yönetimdeki es-Sani ailesinden kendilerine sadık
bir ismi yeni Katar emiri olarak atayacaklar. Böylelikle bu ikili, Müctehid’e
göre, krizde tansiyonu düşürüp Katar’ı Suudi Arabistan’ın irade ve isteğine
boyun eğdirmeyi planlıyor. Bu twitlere göre, sözkonusu planı dolaylı şekilde baltalamak
için bastıran ABD oldu.
Bu bilgi teyit
edilmemiş olup twitlerin somut olgulara dayanıp dayanmadığı net değil. Ama
kesin olan, iki genç varis arasındaki ilişkilerin derinliği; öyle ki bu ilişki,
omuzlarına yüklenen küresel misyondan –veya en azından Arap misyonundan-
özgüvenle emin olan ve Ortadoğu’yu idare etmeye sadece ve sadece kendilerinin
uygun olduğuna inanan bir genç ekseni oluşturdu.
Bu, 37 yaşındaki
Katar Emiri Tamim bin Hamad es-Sani’nin da aralarında olduğu bir genç kuşağı.
Ve bu nesil, Fas, Ürdün ve Suriye’deki genç lider kuşağından çok daha sonra
Körfez ülkelerine geldi.
Mısır
Cumhurbaşkanı Abdülfetah es-Sisi ve Ürdün Kralı Abdullah gibi Arap liderler,
daha evvel Suudi dış ilişkilerinin kırbacını üzerlerinde hissettiler. Her ikisi
de “davranış”larından dolayı kırbacı yiyerek cezalandırıldı. Riyad, Kahire’nin
Suriye meselesine ilişkin Rus önerisine destek vermesi ve Kızıldeniz’deki
Sanafir ve Tiran adalarını iade etme teklifinden cayması üzerine altı ay evvel
Mısır’a petrol akışını kesti. Yine Amman yönetimi Körfez birliklerinin Suriye
rejim kuvvetlerine karşı kendi [Ürdün] toprakları üzerinden operasyon
yürütmesine izin vermediği için kısa süre evveline kadar Suudi Arabistan,
Ürdün’e yardımlarını askıya aldı.
Ama tabii ki en
ağır darbeyi hisseden, karadan ve havadan ablukayı ekonomik ambargoya
dönüştüren Körfez ülkeleri, Mısır, Yemen ve Ürdün tarafından istenmeyen ülke
ilan edilen Katar oldu.
Yeni veliaht
prens, -babasının resmen kafa sallamasından başka hiçbir şeye gerek olmayan-
bütün bu kararların ardındaki ana fail.
Şimdiye kadar
muhalefetsiz ve Biat Konseyi’nin ezici desteğiyle kabul edilen bu atamanın
Kraliyet’te herhangi bir sarsıntıya yol açması beklenmiyor.
Potansiyel
muhalifler kralın huzuruna çoktan “sohbet etmek” için çağrıldı. Yeni içişleri
bakanı Abdülaziz bin Suud bin Nayif de yine sadece 34 yaşında bir genç olup
Muhammed bin Selman’a son derece yakın. Bundan sonra yurtiçinde terörle
mücadeleyi yürütme görevi onun. Yine o, yönetimi devirme girişimlerini
bastırmakta veliaht prensin müttefiki olacak.
Yeni veliaht, bu
değişimden evvel tebaasını memnun etmek için Ramazan Bayramı’nı bir hafta daha
uzatma kararı aldı. Yine daha evvel memurlardan ve askerlerden kesilmiş olan
ikramiye ve maaşları geri getirdi. Maaş artırma, Suudi Kraliyeti’nde sükûneti
sürdürmenin eskiden kalma bir yöntemidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder