11 Haziran 2017 Pazar

S.J.FRANTZMAN: İSRAİL’İN KATAR KRİZİ’Nİ ÖNEMSEMESİ İÇİN BEŞ GEREKÇE



İSRAİL’İN KATAR KRİZİ’Nİ ÖNEMSEMESİ İÇİN BEŞ GEREKÇE

Seth J. Frantzman (Jarusalem Post gazetesi editörü ve yazarı)
Jarusalem Post, 5.6.2017

Tercüme: Zahide Tuba Kor

1.      HAMAS’a darbe vuruyor
Geçtiğimiz 10 yılda Katar, HAMAS’a destek verdi ve eski lideri Halid Meşal’i son 5 yıldır Doha’da misafir etti. (...) Katar, HAMAS’a barınak sağlamakla kalmadı, aynı zamanda mali destek ve diplomatik yardımda da bulundu. Katar’a uygulanan bu yeni baskı, onu HAMAS mensuplarını kovması için cesaretlendirmekte. Bu sayede Doha’nın örgüte desteği azalacaktır. Bu, Türkiye’yi de HAMAS’la ilişkilerinde yalnızlaştırabilir. Şu anda Katarlılar hangi havayollarının ülkelerine uçmaya devam edeceğine odaklanmış durumdalar; bu şartlar altında Gazze Şeridi için para harcamak ve HAMAS mensuplarına ev sahipliği yapmak, uğraşmak istemedikleri bir sorumluluğa dönüşebilir. HAMAS çok daha az müttefikle kaldığını görecek ki bu da İsrail’in örgütün yolunu değiştirmesine teşvikte elini güçlendirebilir. Ancak HAMAS’ın yıkılmayıp ayakta olduğunu göstermek için İsrail’e saldırması daha muhtemel görünüyor.

2.     İsrail’i Suudi Arabistan, Mısır ve Körfez’e yaklaştırıyor
İsrail, İran’a karşı durma noktasında Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleriyle ortak menfaatlere sahip. Doha HAMAS’ı destelediğinden bu yeni kriz, Katar’a karşı duran devletlerin HAMAS’a ve İran’a karşı İsrail’i bir ortak olarak görmeye teşvik edebilir. Son yıllarda bu ilişki zaten sessiz sedasız gelişiyor. Ama bu kriz sayesinde Suudi Arabistan ve Körfez’in yazarları HAMAS’a karşı daha dolambaçsız ve kesin bir dille konuşup yazabilirler. (...)

3.     Amerikan nüfuzunun bölgeye geri döndüğünü gösteriyor
Bu krizin arka planındaki saik, Tump’ın terörün “kökünü kazıma” konuşmasının bölge ülkelerine harekete geçmeleri için bir açık çek verdiği hissiyatıydı. İsrail, Obama yönetimi altında zaman zaman kendini tecrit edilmiş hissetmişti, özellikle de ABD’nin İran’la nükleer anlaşmaya varmasıyla. Şimdi ise İsrailliler ABD’nin bölgeye geri döndüğü ve müttefiklerinin yanında duracağı beklentisinde.

4.     Terörü gayrimeşru kılıyor
(...) İsrail, terör gruplarının komşu devletlerin altını oymadığı istikrarlı bir bölgeyi tercih ediyor. Ancak Sina’da IŞİD, Gazze’de HAMAS, Golan çevresinde cihatçılar ve Golan ile Lübnan’da Hizbullah var. Bu bağlamda İsrail, bölgedeki daha büyük bir istikrarsızlığın kendisi için bir tehdide dönüşeceğini biliyor. Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan ve diğerleri birlikte iş tuttuğu sürece istikrar rüzgârları İsrail yönüne doğru da esecek. (...)

5.     Genel anlamda İsrail’in, özelde ise mevcut Netanyahu hükümetinin elini güçlendiriyor
İsrail ilgi odağı olmadığında ve tabii ki baskı altına girmediğinde bundan faydalanır. Katar Krizi, mevcut İsrail yönetimi için bir lütuf. Zira Başbakan Netanyahu, çoktandır Mısır ve Ürdün’ün ötesine geçip Körfez’e uzanarak bölgesel ilişkileri sessiz sedasız geliştirmeye çalışmaktan bahsediyor. (...) Eğer ki Arap ülkeleri, Filistinlilere kıyasla, İran’dan ve Katar’dan daha fazla endişe duyarlarsa bu, İsrail üzerindeki baskıyı kaldırır; tam da Filistinlilerin [Z.T.K. 1967 Altı Gün Savaşı’nın yıldönümü olan bugünlerde] 50 yıldır İsrail askerî yönetimi altında yaşamaya maruz kaldıklarını hatırlatmaya çalıştıkları bir dönemde… Yıllardır bölge problemlerinin temel kaynağı olarak görülen İsrail giderek bu konumundan uzaklaşırken, gelinen noktada Filistin meselesi Suriye, Irak, Yemen, Libya ve şimdi de Körfez’deki daha büyük çatışmaların gölgesinde kalıyor. Bu, Netanyahu’nun söylemine yarıyor ve 1967’den bu yana 50 yıldır tam aksi bir etki doğuracağını ümit eden herkesin hevesini kursağında bırakıyor. Kısmen geri tepişler de olacaktır; zira bölgedeki sesler Körfez’i ve Suud’u “İsrail hesabına/faydasına” çalışmakla itham edeceklerdir. Suriye ve İran zaten onları İsrail’le iş tutmakla suçluyor. Ama bu ikili zaten hep İsrail’e karşı çıkan seslerdi. Bu da demek oluyor ki mevcut krizlerin ortasında İsrail’in bölgedeki imajı olumlu yönde gelişebilir.

[Z.T.K. Yeri gelmişken, İsrail Savunma Bakanı Avigdor Liberman’ın Katar Krizi’yle ilgili değerlendirmesini burada kısaca alıntılamak isterim: “Arap devletleri bile bu bölge için riskin İsrail değil, terörizm olduğunu anladı; bu, işbirliği için bir fırsat.” Bunu söylettiren Arap liderlerine yazıklar olsun!]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder