5 Şubat 2017 Pazar

GUARDIAN: ARAP BAHARI YENİDEN YAŞANABİLİR



ARAP BAHARI YENİDEN YAŞANABİLİR

Guardian başyazısı
Guardian, 2.1.2017

Tercüme: Zahide Tuba Kor

(...)
Arap dünyasındaki isyanların kökeninde yatan sebepler yok olmuş değil. Birçok açıdan günümüz şartları 2011’e kıyasla bir patlamaya çok daha müsait. Arap devletleri hemen her yerde kriz içinde: Hızla düşen petrol fiyatları Suudi ekonomisinin altını oydu; Mısır’ın kusurlu liderliği kriz üzerine kriz yarattı. Ümidini kaybetmiş kadın-erkek bölge insanı daha iyi bir hayat için Avrupa’ya gidiyor. BM Arap Kalkınma Raporu’na göre, Ortadoğu dünya nüfusunun sadece %5’ine ev sahipliği yapıyor; ama dünyadaki terörizmin %45’i, savaşla alakalı ölümlerin %68’i ve mültecilerin %58’i bu bölgeden kaynaklanıyor. Ve bu, tam da genç Arap nüfusun 100 milyonu aştığı ve hızla arttığı, ama bölgedeki işsizlik, fakirlik ve ötekileştirme oranının –genç nüfus artışına kıyasla– çok daha ileri boyutlada olduğu bir dönemde yaşanıyor.  
Bölge tarihinde şimdiye kadarki en fazla iyi eğitimli ve en şehirli –fakat dünyadaki emsallerine kıyasla çok daha dindar– bir genç neslin yükselişi, istikrarsızlaştırıcı bir faktör gibi görünüyor. Buna karşı bölgeden gelen cevap ise baskı altına almak, muhalifleri ezip geçerken sorunun sebepleri üzerine eğilmemek oldu. BM’nin “taleplerin birikip ileride çok daha şiddetli bir şekilde yeniden ortaya çıkması” konusundaki uyarısı çok da şaşırtıcı değil. Yeni bir protesto dalgası için sebepler ortada. Arap dünyası yatırımını kalkınmaya değil silaha yapıyor; son çeyrek yüzyıldır silaha yılda ortalama 75 milyar dolar harcanıyor. İktidar babadan oğula belli bir elit sınıf içinde el değiştiriyor. İş dünyası torpille/aracılıkla yürüyor. Yolsuzluk çok geniş kaynakların boşa tüketilmesiyle sonuçlanıyor: BM’ye göre yarım yüzyılda iç edilen servet 1 trilyon dolar. Bu para istihdam yaratmak ve temel hizmetleri geliştirmek için sarf edilebilirdi. (...)

Siyasette tehlikeler net. Eğer ki barışçıl protestoya izin veren katılım ve hesap sorma/verme mekanizmaları yoksa hayal kırıklığına uğramış kitleler doğrudan şiddet kanalını keşfedebilir. Arap dünyasında bu, siyasal İslam’ın iç yüzünü anlamayı gerektiriyor. Sünni dünya endişe/korku psikolojisiyle boğuşuyor. Zengin bir kültür, din ve dil mirasını paylaşan ve Arap dünyasının en geniş grubunu oluşturan bir halk Musul, Halep, Kudüs, Bağdat ve Şam gibi büyük şehirlerinin bir bir rakiplerinin eline düşmesine şahit oluyor. Son gelişmeler jeopolitik olarak Arapların nasıl bir kez daha satranç tahtasının piyonları haline geldiğini ortaya döküyor. İsrail’den işgal altındaki topraklarda bulunan tüm yerleşimleri durdurmasını isteyen dönüm noktası niteliğindeki BM karar tasarısını teklif eden bir Arap devleti değildi. Suriye’de barış planını ortaya koyan bir Sünni Arap güç değil, Rusya, İran ve Türkiye idi. Donald Trump’ın Beyaz Saray’a gelişi Arap bunalımının ciddiye alınmamasına yol açacak. (...) Bu bir hata: Kendi toplumlarını demokratik araçlarla değiştirmelerine izin verilmeyenler öfkelerini içe –veyahut dışa– yöneltebilirler. 

1 yorum:

  1. Sünni Arap dünyası büyük tehlike altında. M.Merzuki'nin dediği gibi BM raporları dikkate alınmalı idi..

    YanıtlaSil