İSRAİL ABD’DEN
NE İSTİYOR?
David
Ignatius (Washington Post gazetesi köşe yazarı, ödüllü
gazeteci ve kitapları en çok satanlar listesinde yer alan casusluk romanı
yazarı)
Washington Post,
24.1.2017
Tercüme: Zahide
Tuba Kor
NOT: CIA ve Amerikan yönetimindeki etkili kişilerle sıkı bağlantıları olan ve yazılarında içeriden önemli bilgiler veren David Ignatius'a ait bu blogda yer alan 63 yazının tercümesini toplu olarak okumak için TIKLAYINIZ.
Tel Aviv
Başkan Trump’ın
İsrail’i kucaklaması, Yahudi devletinin liderleri için beklenmedik bir ikilem
doğuruyor: ABD’den ne istediklerine bir karar vermek zorundalar, ama bu noktada
aralarında keskin bir ihtilaf sözkonusu.
İsrail Başbakanı
Benjamin Netanyahu, Trump fırsatını değerlendirerek salı günü Batı Şeria’daki
Yahudi yerleşimlerine 2500 bina daha inşa etme planını açıkladı. Sadece iki gün
evvel iki lider Trump’ın deyimiyle “çok hoş” bir telefon görüşmesi
gerçekleştirmişti. Bundan cesaret alan Netanyahu [Z.T.K. Yahudi
yerleşimlerini kastederek] “inşa ediyoruz ve buna devam da edeceğiz” dedi.
Netanyahu’nun bu
hızlı çıkışı bazı İsrailli yetkilileri sinirlendirdi. (…)
Trump’ın
seçilmesi nice İsraillinin hayallerini gerçekleştirdi; ABD’nin İsrail’e
“Filistinlilere taviz ver” baskısı bundan böyle azalacak. Ama bazılarına göre
bu, “arzu edilen şeyler konusunda dikkatli olunması gereken” bir durum. (…)
Bu hafta içinde
Tel Aviv’de Milli Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü tarafından düzenlenen bir
konferansta, Trump döneminde İsrail’in karşı karşıya olacağı muammalarla ilgili
panoramik bir görüş sunuldu. Netanyahu dışında neredeyse İsrailli tüm üst düzey
yetkililer bu konferansa katıldılar. Dillendirilen görüşler birbirinden son
derece farklıydı.
Bir barış
anlaşmasının en güçlü savunucusu olan Milletvekili [Z.T.K. ve eski
Dışişleri Bakanı] Tzipi Livni, “İsrail ayrılma ve ilhak arasında artık bir
karar vermek zorunda. Yeni yönetimle birlikte bundan böyle İsrail, daha evvel
tecrübe ettiği baskıları Washington’dan görmeyecek. İsrail artık ne tür bir
gelecek arayışında olduğuna karar verme fırsatıyla –daha doğrusu
sorumluluğuyla– karşı karşıya” dedi.
İsrail’in
Trump’tan ne beklemesi gerektiği konusundaki teklifler muhtelif.
(…)
Konferansa
katılan Amerikalılar, İsrail’den Trump’tan ricalarında dikkatli olmasını
tavsiye ettiler. İsrail-Filistin anlaşması için bastırdığı dönemde Obama
yönetiminin özel elçisi olarak görev yapan ABD’nin eski İsrail
büyükelçilerinden Martin Indyk dedi ki “Trump’ın ne yapacağını söylemek zor;
zira kendisinin de ne yapacağını bildiğinden hiç emin değilim”.
(…)
Bard College’da
ders veren önde gelen dış politika uzmanı akademisyenlerden Walter Russell
Mead, Trump’ın düşük bir popülariteyle ve oyların yarıdan azını alarak
başkanlık koltuğuna oturduğunu hatırlatarak İsraillilerin “Amerikan halkı
nezdinde Trump’la birlikte anılmaması” ve onun “İsrail’in adamı” olarak
görülmemesi konusunda uyardı.
Trump, (…)
İsrail-Filistin anlaşması konusunda müzakerelere başlanması arzusunu dile
getirdi. Ancak barış müzakerelerinin savunucusu ve ABD’nin eski İsrail
Büyükelçisi Itamar Rabinovich şöyle bir uyarıda bulundu: “%90 İsrail yanlısı
bir anlaşma yaparak … arabulucu olamazsınız. Bu tutmaz.”
Önce gelen bir
İsrailli akademisyen olan Şlomo Avineri ülkesinin yaşadığı ikilemi yalın bir
şekilde özetledi: “1967’den sonra İsrail, coğrafi veya demografik olarak, ne
tür bir ülke olmak istediğine bir türlü karar veremedi. Bu sene ne tür bir
İsrail istediğimizi artık söylemeliyiz.” Trump’ın sunduğu muamma şu:
İsrailliler [Beyaz Saray’dan] ne istemeliler?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder