TRUMP
NİÇİN BİR KÜRT DEVLETİNİ DESTEKLEMELİ?
Amitai
Etzioni (George Washington Üniversitesi
uluslararası ilişkiler profesörü)
National
Interest, 18.1.2017
Tercüme:
Zahide Tuba Kor
Kimileri,
Trump yönetiminin IŞİD Hilafetini bitirip Amerikan birliklerini bölgeden geri
çekeceğine inanıyor. Diğerleri, Trump’ın Ortadoğu’da Amerikan rolünü yeniden
tesis edip İran ve Rusya’yı püskürteceği ümidinde. Her iki durumda da ABD
bölgede bir Kürt devletini desteklemeli. Doğrudur, böyle bir adım Bağdat ve
Ankara yönetimlerinin hilafına gerçekleşecektir. Ancak Kürtler bağımsızlık
hakkını çoktan kazandı. Üstelik Kürt devletini desteklemek suretiyle
Washington, müttefiklerini (geçmişte Kürtlere defalarca yaptığı üzere) terk
etmek yerine yanında durduğunu göstererek bölgede, Avrupa’da ve Güneydoğu
Asya’da diğer Amerikan müttefiklerinin tekrar güvenini kazanabilir.
Haritaları
yeniden çizme vakti geldi. (…)
Ayrıca
ABD, şimdiye kadar Ortadoğu’da güvenilmez müttefikler olan savaşçı grupları
veya milletleri sıklıkla destekledi. Mesela Afganistan’da daha sonraları
Taliban’a dönüşecek mücahitlere destek vermişti. Libya’da desteklediği
isyancılar, (etnik temizlik de dâhil) Kaddafi güçleriyle aynı düzeyde ve türde
mezalimler işledi. Irak’ın Şii hâkimiyetindeki hükümeti, ABD’nin eğitip
donattığı güçleri Sünnilere karşı ölüm mangaları olarak kullandı. Suriye
Ordusu’ndan ayrılan karmakarışık bir güruh olan Özgür Suriye Ordusu’ndan
birçokları, daha sonra yoluna Nusra Cephesi’nde devam edecekti. Bu birliklerin
çoğu, zamanla güçsüz savaşçılara ve güvenilmez müttefiklere dönüştü.
Bunun
tam aksine, Kürt peşmerge güçleri son derece etkili savaşçılar olduğunu
mütemadiyen ispatladı. (…) Üstelik Kürdistan, 2003 işgalinden sonra ABD’nin
Irak’ta hiçbir can kaybı vermediği, on küsur yıllık çalkantılı iç savaşta
Amerikan birliklerinin dinlenme ve nekahet için gidebildiği bir bölgeydi.
(…) Her
şeye rağmen Kürtler kendi kararlarını alma fırsatını hak ediyorlar.
Bir
Kürt devletini desteklemeye karşı bir dizi meydan okuma sözkonusu; nitekim
Ortadoğu’da kolay hiçbir şey yoktur. Birincisi, böyle bir adım Bağdat’taki
yönetimi düşmanlaştıracak. Aslına bakılırsa, ABD’nin IŞİD’e karşı kendini
adayarak çarpışmasına rağmen Kürt güçleri silahlandırmayı ve finansmanı ağırdan
almasının bir sebebi, böyle bir yardımın merkezî hükümet üzerinden gitmesi
gerektiğine dair hukuki görüştü. (Bir Amerikan mahkemesi de aynı sebeple
Kürtlerin merkezî hükümetten bağımsız petrol satışını engellemişti.) Ancak
Bağdat yönetimi, ABD’nin kapsayıcı bir hükümet kurması için yaptığı teşvikleri
sürekli görmezden gelmekte ve İran’ın artan nüfuzu altında büyük ölçüde Şiiler
tarafından Şiiler için bir hükümet olmaya devam etmekte. Bağdat’ın rahatsızlığı
ve gücenmesi, ABD’nin Kürt devletine desteği reddetmesi için yeterli bir sebep
değil.
Türklerin
muhalefeti de hiç şüphesiz çok şiddetli. Türkler sınırlarının öte tarafında bir
Kürt devletinin kendi Kürlerinin özerklik arzusunu kamçılamasından korkuyor.
Kürt güçlerin büyük bir kısmını terör örgütü olarak görüyor. Geçmişte ABD,
Kürtlerden ziyade Türkiye’yi destekleme eğilimindeydi. Zira Türkiye’yi önemli
bir müttefik, bir NATO üyesi ve ABD’ye üs sağlayan bir ülke olarak görüyordu.
ABD PKK’yı terör örgütü olarak kabul etmişti.
Yakın
geçmişte ise Türkiye, Amerikan ordusunun Türk hava üslerini IŞİD’e karşı
kullanmasına izin vermesinden iki gün sonra Irak’taki PKK mevzilerini bombaladı
ve daha sonra bölgeye askeri birliklerini konuşlandırdı. ABD ve müttefikleri
uluslararası hukukun bu apaçık ihlaline pek ses çıkarmadı. Problemin çoğu
Türkiye’nin kendi Kürt nüfusuna karşı aşırı muhalefetinden kaynaklanıyor. (…)
2013’te PKK Türk hükümetiyle ateşkesi kabul etmişti; ancak Temmuz 2015’te
Türkiye’nin Irak ve Suriye’deki Kürt hedefleri bombalamasından sonra PKK,
ateşkesten geri adım atıp hükümete karşı yeni bir hamle başlattı. Yeni Amerikan
yönetimi, PKK’nın bütün terör faaliyetlerini durdurma taahhüdü karşılığında
Türklerin kendi Kürtlerine özerklik vermesini teşvik için elinden geleni
yapacaktır.
Savaşlar
sona erdiğinde büyük güçler dalga geçercesine hareket etmeleriyle meşhurdurlar.
ABD de yaklaşık 15 yıldır kendisiyle işbirliği yaparak hayatlarını tehlikeye
atan Iraklıları ve Afganları büyük ölçüde terk etti ve onlardan sadece bir avuç
kadarına ABD’de sığınılacak bir liman sağladı. Geçmişte Saddam Hüseyin’e karşı
isyan eden Kürtler, ya ABD tarafından cesaretlendirilmişler ya da ABD’nin
kendilerine yardıma geleceğine inanmışlar, ama sonunda Irak ordusu kendilerini
bombalarken ve kimyasal silah kullanırken yapayalnız olduklarını
keşfetmişlerdi.
Eğer ki
Suriye’deki savaş dinerse, şüphesiz ki bazı realistler, ABD’nin Kürtleri
bırakıp –gelecekte ortaklığına ihtiyaç duyacağı– Türkiye ve Irak hükümetlerinin
yanında saf tutması gerektiğini savunacaklar. Bu sadece ahlaki bir başarısızlık
değil, aynı zamanda akılsızca bir politika olur. Dünyanın her yerinde Amerikan
müttefikleri olan biteni takip ediyor. Kürt savaşçılara artık ihtiyaç kalmadığında
Washington’ın Kürtlere muamele şeklini, –İran, Rusya ve Çin’le ilişkilerinde
risk alarak Amerikan politikalarını desteklediklerinde– ABD’ye ne ölçüde
güvenebileceklerinin bir turnusol kâğıdı olarak görecekler.
Yüzsüzlükte zirve yapmış bir yazı. Terörist Pkk-Pyd-Ypg şeytanlarını, algıyı yöneterek, yönlendirerek dünyaya farklı göstermeye çalışmayın boşuna. ABD’nin Kürtleri bırakıp, gelecekte ortaklığına ihtiyaç duyacağı Türkiye hükümetinin yanında saf tutması gerektiğini sen de zamanı geldiğinde anlayacaksın.
YanıtlaSilyazının tercümanı olarak bu yorumun yerinin burası olmadığı kanaatindeyim.
YanıtlaSileğer isterseniz http://nationalinterest.org/feature/why-trump-should-support-kurdish-state-19102?page=show linkinden yazının İngilizce orijinaline ulaşıp doğrudan yazarına kendi diliyle cevap verebilirsiniz. böylesi daha isabetli ve daha anlamlı olur.
bu blogun asli amacı, yurtdışındaki etkili çevrelerin Türkiye, Ortadoğu ve dünya hakkında neler düşünüp planladığını, neler önerdiğini Türkiye'deki okuyuculara ulaştırmak, bir farkındalık oluşturmaktır. bu yüzden tasvip etmediklerimizi de tasvip ettiklerimiz kadar tercüme edip yayınlıyoruz.
üstteki yazının yayınlandığı National Interest, Amerikan sağının etkili yayın organlarındandır. bu yüzden ilgili yazının burada tercüme edilip yayınlanması gerekli görülmüştür.