6 Aralık 2016 Salı

D.IGNATIUS: TRUMP, MACHİAVELLİ’İN AMERİKAN VERSİYONU



DONALD TRUMP, MACHİAVELLİ’İN AMERİKAN VERSİYONU

David Ignatius (Washington Post gazetesi köşe yazarı, ödüllü gazeteci ve kitapları en çok satanlar listesinde yer alan casusluk romanı yazarı)
Washington Post, 10.11.2016

Tercüme: Zahide Tuba Kor

“Makyavelci” siyasetçileri merhametsiz veya fırıldak olarak tanımlamak yaygındır. Ancak ABD’de Machiavelli’in hayran olduğu özelliklerle tecessüm eden tıpkı Donald Trump gibi seçilmiş başkanlara rastlamak çok nadirdir.
Trump’ın tartışmalı özelliklerinin listesini alt alta yazdığınızda sinik Machiavelli’in kabadayı lider olmak için hayati önemde gördüğü özelliklerin birçoğunu bulacaksınız. Trump bir yalancı olabilir, tıpkı Floransalı filozofun yalanın zaman zaman liderliğin zaruri bir parçası olduğuna inandığı gibi. Trump bir kabadayı olabilir, tıpkı Machiavelli’in öve öve bitiremediği bazı İtalyan hükümdarlar gibi. (...)
Trump’ın Machiavelli’in 16. yüzyılın asabi, sürekli savaşan devletlerinde zaruri addettiği özellikleri gösterdiğini söylemek onu modern bir lider saymamak demektir. Hiç kimse 21. yüzyıl demokrasisini neo-feodal bir diktatörün yönetmesini istemez diye düşünebilirsiniz. Ancak salı günü Amerikan halkı, muhtemelen Machiavelli’in bir “erdem” addettiği “güç” kavramını paylaştığı için Trump’ı başkan seçti.
Machiavelli’e olan ilgim sıradışı bir şekilde gelişti: Machiavelli hakkında bir opera metni yazdım; Mohammed Fairouz’un da bestesini yaptığı bu operanın önümüzdeki mart ayında Amsterdam’daki Flemenk Milli Operası’nda galası yapılacak.
Bu süreçte keşfettiğim şey şu: Machiavelli döneminin “siyasi doğruculuğu”yla [Z.T.K. yani belli kesimleri rencide etmemeye özen gösteren üslupla] dalga geçiyor. Prenslere yazılan nasihatnamelerin çoğunu saçmalık olarak görüyor. Ona göre liderlik, ahlakla değil, kesin sonuca ulaştırıcı şekilde yetki/güç kullanımıyla alakalıdır. Prensin görevi güçlü bir devlet kurmaktır ve bu, ille de “iyi” bir devlet olmak zorunda değildir.
Prens kitabında diyor ki (…)
(…)
Trump’ın halkın onayını alma arzusu Machiavelli’i tedirgin edebilirdi. Liderler kaçınılmaz olarak hem sevilmeyi hem de kendilerinden korku duyulmasını isterler; ama Machiavelli’in o meşhur uyarısıyla, eğer bu ikisi arasında bir tercih gidilmek zorunda kalınırsa “korku duyulması çok daha güvenlidir.”
(…)
Makyavelci şahsiyetlerin –yani insan doğası hakkında sinik görüşe sahip merhametsiz liderlerin- giderek baskın hale geldiği bir dünyada yaşıyoruz. Bugünlerde dünya sahnesinin başını, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gibi ödün vermeyen despot kabadayılar çekiyor.
Trump kürsüde onların yanında yerini almak üzere şeytana uymuş olabilir. Ancak 20 Ocak’ta başkanlık makamına oturmak için yemin ettiğinde Anayasası ve Haklar Bildirgesi’yle hala dünyanın ümidi olan bir demokrasiyi temsil edecek.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder