EL-BARADEY VE BİR ARAP RÖNESANSI PLANI
Cemal Kaşıkçı (Suudi kraliyet ailesi ve
istihbaratına en yakın gazetecilerden. Daha evvel Suudi Arabistan’ın ABD
Büyükelçisi Prens Türki el Faysal’ın basın müşavirliğini yürüttü. Yine birçok
Arap ülkesinde muhabirlik yaptı. Şu anda yazılı ve görsel birçok Arap medya
kuruluşunda yazılarıyla ve yorumlarıyla öne çıkıyor)
(İngilizcesi) Arab News, 18.11.2015 / (Arapçası) el-Hayat, 14.11.2015
Tercüme: Zahide Tuba Kor
Suriye, Yemen ve diğer ülkelerdeki çatışmaları sonlandırmaktan hala çok
uzağız, ama doğru yolda ilerliyoruz. O yüzden tüm savaşların sona ermesinin
ardından, Arap dünyasını 2011’de Arap Baharı’nın başlangıcından evvelki
durumdan daha farklı bir realiteye taşıyacak bir Rönesans planını konuşmak için
acaba bu doğru bir zaman mı? Dr. Muhammed el-Baradey’e göre bunu yapmamız
lazım.
Nobel Ödülü kazanmış Baradey, ülkesi Mısır’ı daha iyi bir yere
dönüştürme çabasına rağmen, anavatanında çatışmanın her iki tarafındakilerce de
ihanetle suçlanmaktan dolayı son derece büyük bir hüsrana uğramış durumda.
(…)orada yaşananları Arap dünyasındaki mücadelelerin bir yansıması olarak
görüyor.
Geçen hafta Viyana’da bir restoranda bir araya geldiğimizde “İhtiyacım
olan her şeye sahibim, ama şunu biliyorum ki milyonlarca Arap ve Mısırlı
Avrupa’ya mülteci statüsünde dahi olsa gelme hayalinde. Bu hiç de adil/insaflı
bir tercih değil” dedi.
Dünyadaki önde gelen düşünürlerin ve liderlerin samimi bir ortamda bir
araya geldikleri toplantılar serisi olan, kendisinin de birkaç hafta evvel
katıldığı Google’ın Zeitgeist toplantılarındaki tecrübesini anlatırken dedi ki
Arap dünyası, uzaya doğru uçup giden bir uzay mekiğinden ayrılıp geri yeryüzüne
düşen bir yakıt deposu gibi.
Suudi liderliği?
Baradey dedi ki, istikrarlı bir ülke olan Suudi Arabistan Arap rönesansı
planının başında olmalı. Bununla birlikte Mısır’dan hepten ümidini kesmiş
değil. Geçen hafta duyurulan Suud’la Mısır arasındaki koordinasyon konseyi onun
için iyi bir haber niteliğinde.
Ancak söz konusu koordinasyonun askerî ve yatırım alanlarıyla sınırlı
olduğunu, rönesansı gerçekleştirebilmek için 3 büyük plana ihtiyaç olduğunu
söyledi: eğitimde ve sağlıkta reform ve hukukun egemenliği üzerinden hoşgörüyü
yaymak. Japonya, Çin ve Singapur bu şekilde rönesansı başarmışlar.
Kendisine Suudi Arabistan’ın şu an için böyle bir Rönesans projesi
üzerinde çalışmaya başlamasını beklemediğimi söyledim. “Peki bir sonraki adımda
ne olacak?” diye sordu Baradey. Arap Baharından önceki yola geri mi döneceğiz?
Her alanda geri kalmışlık dönemine geri mi gideceğiz? Şunu artık anlamalıyız ki
Arap dünyası, Arap Baharı öncesinde zaten son derece kötü bir durumdaydı, bunu
sürdürmeye de restore etmeye de değmez.
Arap Marshall Planı?
İkinci Dünya Savaşı sırasında bir grup Amerikalı araştırmacı ve Avrupalı
bilim adamı bir araya gelerek savaş sonrası Avrupa’yı daha iyi bir yere
dönüştürmek için iktisadi ve siyasi planlamalara başladılar. Araplar da
aynısını yapmak zorunda, eğer ki 2011’deki çöküşe yol açan şartları yeniden
canlandırmak istemiyorlarsa.
(…)
Siyasetten veya iyi yönetişim için formül aramaktan kaçamayız. Ama o
zaman kadar umarım ki Baradey’i dinleriz de Arap dünyasında bir rönesans
planını tartışmak üzere ekonomi, kalkınma ve teknoloji alanında Arap uzmanları
bir araya getirebiliriz.
Baradey’in siyasetten uzak kalabileceğini hiç zannetmiyorum; ama hadi
bir siyasetçi değil, sevgili vatanında yaşananlardan dolayı küskün/kalbi kırık
durumdaki bir bilim adamı olarak ona kulak verelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder