SUUDİ
ARABİSTAN’DA BİR KASIRGANIN ELİ KULAĞINDA
David Ignatius (Washington
Post gazetesi köşe yazarı, ödüllü gazeteci ve kitapları en çok satanlar
listesinde yer alan casusluk romanı yazarı)
Washington Post,
13.10.2015
Tercüme: Zahide
Tuba Kor
Suudi
Arabistan’da bir iç siyasi fırtına büyüyor; veliaht prens ile yardımcısı [veliahtın
veliahtı] yaşlı Kral Selman’dan iktidarı ele geçirme yarışına girdi, öte
yandan kraliyet ailesinin bazı diğer mensupları ise daha geniş bir aile
desteğine sahip olacağını iddia ettikleri yaşça büyük üçüncü bir prens adına
propaganda yürütüyorlar.
İç tartışmaları
genellikle dışarıya pek de yansımayan kapalı kutu niteliğindeki petrol
krallığında son dönemdeki mücadele beklenmedik bir şekilde alenen yürütülüyor.
Veliaht Prens Muhammed bin Nayef ve (mevcut kralın oğlu olan) onun yardımcısı
Muhammed bin Selman arasındaki gerilim Arap dünyasının her yerinde dedikodu
konusu. Kraliyet ailesindeki muhaliflerin internette on binlerce kişinin
okuduğu açık mektupları ortalıkta dolanmaya başladı.
79 yaşındaki
Selman’ın eylül başında -30 yaşındaki oğlu Muhammed bin Selman’ın da eşlik
etmesiyle- gerçekleştirdiği Washington ziyaretinin arka planında veraset
endişeleri vardı. Amerikalı yetkililer veliahtın veliahtı genç prensle
görüşmekte istekliydiler. Ancak Muhammed bin Selman’ın Washington’da
el-Kaide’ye karşı güvenilir bir müttefik olarak görülen Muhammed bin Nayif’e
meydan okuyabileceğinden de endişeliydiler.
Muhammed bin
Selman’ın destekçileri, –onlarca yıldır yaşlı savunmacı liderlerden muzdarip-
krallıkta ihtiyaç duyulan iddialı değişimleri onun gerçekleştirebileceğini
savunuyorlar. Genç prens, ekonominin daha da çeşitlendirilmesi, daha fazla
özelleştirme ve muhafazakâr Suud yerine daha açık bir model olan BAE’ye benzer
bir gelecek için ısrarcı. Modernleşme planını çerçevelendirmek üzere en önde
gelen Amerikan müşavirlik firmalarıyla bağlantı kurduğu söyleniyor.
Muhammed bin
Selman’la yakın bir geçmişte uzunca bir toplantı gerçekleştiren eski üst düzey
Amerikalı yetkililerden biri, “onun vizyonu hem ölçek hem ayrıntıları hem de
hızı itibarıyla inanılmaz derece etkileyici” dedi. Mevcut nefes kesici siyasi
durum, “isyanın da ilk aşamaları olabilir, iktisadi, siyasi ve askeri olarak
çok çok daha becerikli/muktedir bir Suudi Arabistan’ın da”.
Muhammed bin
Selman’ı eleştirenler onun fevri ve tecrübesiz olduğunu ve Yemen’de maliyetli
ama başarısız bir savaşın savunucusu olduğunu belirterek karşı çıkıyorlar. Bu
muhalifler, Yemen savaşının ülkedeki el-Kaide mevzilerini güçlendirdiğini ve
Suudi Arabistan sınırında hem mültecilerin hem de isyancıların yeni baskılarını
beraberinde getirdiğini iddia ediyorlar.
Geçen ay iç
gerilim tırmandı. Washington’dan dönüşünden birkaç gün sonra Kral Selman,
(oğlunun teşvikleriyle) veliaht prens Muhammed bin Nayef’in baş danışmanı olan
bakan Saad el-Cebri’yi görevinden aldı. ABD ve diğer Batı ülkeleri bundan
rahatsız oldu; zira el-Cebri, krallığın Batı’yla en önde gelen istihbarati
bağlantılarını sağlayanlardan biriydi. El-Kaide’nin Yemen’de güçlenmesinden
endişe duyan Cebri’nin Muhammed bin Selman’ın Yemen’deki taktiklerini
sorguladığı söyleniyor.
Eski veliaht
prensler için hep var olan maiyet yapısının dağıtılmasıyla da Muhammed bin
Nayef’e bir darbe vuruldu. Kendi maiyetinin yokluğunda kralın oğluna bağımlı
olmak durumunda kalacak; her ne kadar kralın oğlu, aslında veliahtın veliahtı pozisyonuyla
kendisinden sonra gelse de krala erişmek ve en kilit kararları almak onun
kontrolünde.
Veraset/taht
kavgası aile içinde çok daha büyük bir tartışmayı başlattı – kralın ve
veliahtlarının görevden el çektirilmesi gerektiği çağrısı yapan 4 açık mektup
da dahil. Son dönemde bu mektupların ikisini kaleme alan büyük prenslerden
biriyle defalarca telefonda görüştüm ki bu mektuplardan ilkine 28 Eylül’de
Guardian’ın Kahire muhabiri Hugh Miles’ın kaleme aldığı makalede dikkat
çekilmişti.
Muhalif prens, kurucu
Kral Abdülaziz ibn Suud’un 73 yaşındaki oğlu Prens Ahmed bin Abdülaziz’i
desteklediğini ve “Suud ailesindekilerin %85’inin tercihinin de o olduğunu”
bana söyledi. Kısa süre içişleri bakanlığı da yapan Prens Ahmed, hiçbir zaman
ocak ayında ölen Kral Abdullah’ın veraset silsilesinde yer alamadı.
Prens ilk
mektubunda “Abdülaziz’in oğullarının marjinalleştirilmesi”ni eleştirdi ve bunun
“ailenin gücü ve birbirine yakınlığı ve iktidarda kalması”na yönelik bir tehdit
olduğunu vurguladı. Ardından daha kısa
olan ikinci mektubunda Kral Selman’ın “zayıflığı”nı tartıştı ve “onun
kararlarında tamamen oğluna bağımlı olduğu”nu iddia etti. İsmi verilmeyen başka
aile mensuplarınca yazıldığı zannedilen iki kışkırtıcı mektup daha ortaya
çıktı.
Güç/iktidar
siyaseti mevcut açmazın bir süre daha devam edeceğini ortaya koyuyor. Kral
Selman parayı kontrol ediyor; Muhammed bin Nayef içişleri bakanlığı ve onun
izleme ağını [zannedersem istihbaratı kastediyor] elinde tutuyor;
Muhammed bin Selman ise kilit konumdaki petrol ve ekonomi bakanlıklarını
yürütüyor. Veliahtın veliahtı olan Muhammed bin Selman yakın bir geçmişte
kendisini ziyaret eden birine 55 yaşına kadar kral olmayı beklemediğini
söylemiş ki bu aşağı yukarı Muhammed bin
Nayef’in yaşı. Ama bu enformel sözün istikrarın bir garantisi olması zor
görünüyor.
Bu Suudi siyasi
kasırgası nasıl gelişecek? Normalde sakin olan kraliyette son 9 aydır kopan
fırtınayı dikkate aldığımızda Suud’u yakından takip eden kıdemli uzmanların
cevabı şu oluyor: hiç kimse [ne olacağını] bilemez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder