David Ignatius (Washington
Post gazetesi köşe yazarı, ödüllü gazeteci ve kitapları en çok satanlar
listesinde yer alan casusluk romanı yazarı)
Washington Post, 10.11.2017
Tercüme: Zahide Tuba Kor
NOT: Lütfen kaynak göstermeden tercümenin
bir kısmını veya tamamını kullanmayınız, alıntılamayınız, yayınlamayınız.
Eski Lübnan Başbakanı Saad Hariri, Lübnanlı kaynaklara
göre, İran’ı ve Lübnanlı müttefiki Hizbullah’ı sıkıştırmaya dönük Suudi
kampanyasının bir parçası olarak Riyad’da ev hapsinde tutuluyor.
Hariri’nin zorla alıkonduğuna dair şaşırtıcı bilgi
Beyrut’taki konuya vâkıf kaynaklardan geldi. Bu, Suudi Veliaht Prens Muhammed
bin Selman’ın içeride ve dışarıda İran karşıtı duyguları harekete geçirerek
yönetimine destek toplamaya dönük taktikleri konusunda yeni önemli kanıtlar
sunuyor.
Hariri’nin (...) kaçırıldığına dair dedikodular Arap
dünyasını şoke etti. Lübnanlı yetkililer, Veliaht Prens’in Lübnan’ı İran’la
çatışmaya zorlamak istemesinden endişeli. Bazı Lübnanlı uzmanlar, Suudilerin
onlarca yıldır Riyad tarafından finanse edilen Hariri ailesine tamamen
kendisine tâbi muamelesi yapmasından şikâyetçi.
Konuya vâkıf Lübnanlı kaynaklara göre hikâye, Başbakan
Hariri’nin Veliaht Prens Muhammed bin Selman’la şahsi bir görüşme için 30 Ekim
pazartesi günü Suudi Arabistan’a gitmesiyle başlamış. Veliaht Prens’in yanında
Arap devletleriyle ilişkilerden sorumlu danışman Samir es-Sabhan da varmış [Z.T.K.
David Hearst’ün yazısında bu kişinin görevi, Körfez’den sorumlu Suudi devlet
bakanı olarak geçiyor].
Lübnanlı kaynaklara göre toplantı iyi geçmiş (…)
1 Kasım’da ülkesine dönen Hariri, Riyad’daki görüşmeler
hakkında bilgi vermek üzere Lübnan bakanlar kurulunu toplamış. Kaynaklara göre
Hariri, Lübnan ekonomisine ilişkin Paris’te bir uluslararası konferans
toplanmasını, Lübnan ordusunu destek için Roma’da düzenlenecek toplantıyı ve
yatırımı teşvik için ortak Suudi-Lübnan konseyini Suudilerin desteklediğini
bakanlar kuruluna anlatmış. Hariri, Hizbullah temsilcilerinin de bulunduğu bakanlar
kuruluna, Muhammed bin Selman’ın İran konusunda çok daha sert bir tutum
takınacağı beklense de Lübnan’ın Suudi hedefi haline gelmeyeceğini anlatmış.
Ama gelinen aşamada, şüpheleri gidermeye dönük bu güvencelerin yanlış olduğu
ortaya çıktı.
Hariri, 6 Kasım pazartesi günü Kral Selman’la bir araya
gelmek üzere Riyad’a dönmeyi planlamış. Ama program, veliaht prensin protokol
ekibinin, Muhammed bin Selman’ın kendisini 3 Kasım cuma günü görmek ve hafta
sonunu birlikte geçirmek istediğine dair acil telefonuyla öne alınmış. Cuma
günkü toplantı gerçekleşmemiş (…).
Ertesi gün yaşandığı iddia edilenler bu hikâyenin
ürkütücü parçası. Cumartesi sabah saat 8’de Muhammed bin Selman’la görüşmek
üzere çağrılmış. Protokol gerekleri ortadan kalkmış ve Hariri sadece şahsi
korumasıyla birlikte iki araçla yola koyulmuş. Saatlerce gözlerden kaybolmuş.
Daha sonra saat 2 sularında (…) başbakanlıktan istifasını
açıkladığı bir bildiriyi okurken televizyon ekranlarında görülmüş. Bu türden
İran’a karşı saldırganca bir dil Hariri’ye özgü olmayıp konuşma metinlerini
yazanlardan hiçbirine de danışılmamış.
Yayından hemen evvel, Suudi devletine bağlı haber kanalı el-Arabiya’nın
Hariri’nin istifa edeceğini duyurduğu söyleniyor. Daha evvel kaydedildiği
aşikâr olan konuşmasının kaydı televizyon ekranlarında gösterilirken Hariri,
Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Aun’u telefonla arayarak görevine devam
edemeyeceğini ve birkaç güne Beyrut’a döneceğini söylemiş.
Ama Hariri, Riyad’da bulunan evine pazartesi gününe kadar
dönmemiş ve gelen haberlere göre cumartesi ve pazar gecelerini, o gece başlayan
yolsuzlukla mücadele tasfiyesinde gözaltına alınan önde gelen Suudilerin
alıkonduğu Ritz-Carlton otelinin bir villasında geçirmiş. Hariri, Kral
Selman’la pazartesi günü görüşmüş ve ardından Abu Dabi’ye, Suudi Veliahtı’nın
mentoru olan BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid’le görüşmeye gitmiş.
Salı günü Riyad’da bulunan ve şu an Suudi güvenlik
güçlerinin sıkı gözetimi altındaki evine geri dönmüş. Hariri müteakip günlerini
burada ABD, Rusya ve Avrupalı diplomatik temsilcilerle bir araya gelerek
geçirmiş.
Suudilerin bir sonraki isteği ne olabilir? Lübnanlı
kaynaklar, Hariri’nin daha sertlik yanlısı olan ağabeyi Bahaa’nın Riyad’ın
başbakan adayı olabileceğine inanıyor. Hariri’nin diğer akrabaları geçen hafta
Riyad’a davet edilmiş, ama daveti geri çevirerek gitmemişler. Bahaa’nın ise
zaten orada olduğu söyleniyor. Ayrıca Bahaa’nın, yakın danışmanlarından Safi
Kalo’yu Lübnan için gelecek stratejilerini görüşmek üzere on gün evvel Dürzi
lider Velid Canbulat’a gizlice yolladığı, ama Canbulat’ın konuyu görüşmeyi
reddederek toplantıyı terk ettiği de gelen haberler arasında.
Lübnanlı kaynaklar ülke içinde istikrarı koruma
noktasında endişe duyduklarını söylüyorlar. Komşu Suriye’deki çatışmalara
rağmen, ülkenin bir zamanlar birbiriyle savaşmış cemaatleri Lübnan’ı ayakta
tutmak için birleşmişlerdi. 15 yıllık iç savaşın ardından Lübnan için değerli
olan iç güvenlik şimdilerde risk altında görünüyor.
Lübnanlılar bir kez daha Ortadoğu’nun pinpon topu gibiler.
Başbakanlarının ülkeye geri dönmesini istiyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder