NETANYAHU’NUN İRAN’A SALDIRISINI DURDURAN ADAM
Ben Caspit (İsrail basınında
kıdemli köşe yazarı ve siyasi yorumcu)
El-Monitor, 21.3.2016
Tercüme: Zahide
Tuba Kor
Mossad’ın son dönemlerdeki [2002-2011] başkanı
olan Meir Dagan bir katildi. İsrail ordusunun tarihi boyunca onun kadar kendine
hakim ve onun kadar korkusuz ancak bir avuç insan çıkmıştır. (...)
Dagan 17 Mart’ta hayatını kaybetti. (...)
(...)
(...) Hayatının son dönemlerinde, diğer birçokları gibi,
insanların salt bıçakla [yani şiddetle] yaşayamayacağını, politikaların
da salt kılıca [yani güce] dayanarak sürdürülemeyeceğini anladı. [ona
göre] Uzun vadede, “akıl”la desteklenmediği sürece, “kudret/güç” tek başına
hiçbir şeyi çözemeyecekti. Dagan İsrail’in kendini savunması gerektiğini kabul
ediyordu. Bunun için savaşmalıydı, ama aynı zamanda barışa el uzatıp yeni fırsatlar
da aramalıydı.
(...)
(...) Dagan ikinci defa üzerinde düşünmeden doğrudan
savaşa/mücadeleye atlamaya meyyal bir maceracı olarak nam kazandığından, onu
Mossad başkanlığına atamak başa bela açmak olabilirdi.
(...)
Ariel Şaron çekinceleri olmasına rağmen yine de Dagan’ı
2002’de bu makama atadı. (...)
Gerçek ise çok farklıydı. Dagan İsrail tarihinde
Mossad’ın en büyük liderlerinden biri haline geldi. Modern dijital çağın
gereklerini hayata geçirerek, özellikle muharebe elektronik istihbaratıyla
(SIGINT) ve siber savaşla istihbarat teşkilatının operasyon kapasitesini
artırdı. Aynı zamanda operasyon kapasitesini daha önce görülmemiş zirvelere
taşıdı.
İsrail tarihinin en uzun süre istihbarat başkanlığı
görevini yürütenlerinden biriydi. Tam sekiz yıllık baş döndürücü bir
operasyonlar dönemiydi - ki bu operasyonların ekseriyeti hiçbir zaman kamuoyuna
duyurulmadı. (...) Yabancı basında çıkan haberlere göre, Suriye Cumhurbaşkanı
Beşşar Esed’in Deyrezzor’da nükleer tesis inşa etmekte olduğunu ilk ortaya
çıkaran Mossad olmuş; Suriye nükleer projesinin başındaki kişinin şahsi
bilgisayarını Mossad ajanları 2007’de Avusturya’nın başkenti Viyana’da kaldığı
otel odasından çalmıştı.
Yabancı kaynaklara göre, yıllar süren kovalamacanın
ardından Hizbullah’ın beyni İmad Muğniye’yi suikastla öldüren de yine CIA’yle
birlikte Mossad’dı. Doğrudan James Bond filmlerinden ilhamla hazırlanan
sofistike bir operasyonla 2008’de Şam’ın merkezindeki patlamada öldürülmüştü.
Yabancı basın, Suriye Cumhurbaşkanı Esed’in en yakın
sırdaşı [silah temini ve stratejik silahlar konusunda cumhurbaşkanı
müsteşarı] olan Tuğgeneral Muhammed Süleyman’ın [2008 yılında]
Tartus’ta deniz kıyısındaki villasında tatil yapmaktayken suikasta uğramasına
yol açan istihbaratı ilk deşifre eden de Mossad’dı. Denizde bulunan keskin
nişancılar çok uzaktan onu vurmuşlardı.
Ancak Dagan sadece kuvvet kullanımına odaklanmadı.
Mossad’daki yılları onu İsrail’in gölge dışişleri bakanı haline getirdi;
İsrail’le resmi diplomatik ilişkisi bulunmayan birçok ülkeyle devasa bir gizli
ilişkiler ağını o yürüttü. İsrail Güvenlik Kabinesinde yer alan üst düzey
bakanlardan birisi, bu hafta içinde el-Monitor’e –adı yayınlanmamak
kaydıyla- şunu söyledi: “Dagan’ın Suudi Arabistan’da İsrail’dekinden daha fazla
arkadaşı var.”
Dagan bölgenin potansiyelinin farkındaydı ve “bölgesel
bir anlaşma”dan bahseden ilk kişilerdendi. Gücün sınırları olduğunun farkına
varmış ve İsrail’in, kendisini duvarların ardında tahkim etmek ve çevresinden
uzak durmak yerine, diplomatik fırsatlardan faydalanması gerektiği kanaatine
varmıştı.
Cesurca bir ilişki kurduğu Başbakan Ariel Şaron ve halefi
Ehud Olmert’le birlikte çalıştıktan sonra 2009’da Başbakan Netanyahu başa
geçti. İkisi arasındaki ilişki, kamuoyu önünde çatışacak kadar bozuldu hızlı
bir şekilde.
Dagan İran’ın nükleer programını durdurma amaçlı İsrail
“görev gücü”nün başındaydı. Bu görev gücünde Mossad, askeri istihbarat
birimleri ve İsrail güvenlik güçlerinin diğer kolları da yer alıyordu. (Yabancı
kaynaklara göre) gizli operasyonları sayesinde Mossad, İran’ın nükleer
projesini ciddi bir şekilde geciktirebilmiş, ancak uzun vadede nükleer
gelişimini engellemenin imkansız olduğu da aşikar hale gelmişti. İsrail
güvenlik birimlerinin diğer başkanlarıyla (dönemin Genelkurmay Başkanı Gabi
Aşkenazi, iç istihbarat birimi Şin-Bet Başkanı Yuval Diskin ve Askeri
İstihbarat Başkanı Amos Yadlin’le) birlikte Dagan, İran’a yönelik bir İsrail
askeri saldırısına kategorik bir muhalefet ortaya koyarak Başbakan Netanyahu ve
dönemin Savuma Bakanı Ehud Olmert’in öncülüğündeki siyasi liderliğe karşı
durmuştu.
Emekliliğinin ardından Dagan, Netanyahu’yu başbakanlıktan
düşürmek için ülke içindeki birbirine rakip siyasi güçleri birleştirmeye
çalışsa da başarısız oldu. O süre zarfında kanser yüzünden zaten sağlığı kötüye
gitmekteydi. 2012’de Belarus’ta kendisine karaciğer nakli yapılsa da ömrü ancak
birkaç yıl uzadı. Ama kendisi de arkadaşları da ölümünün an meselesi olduğunu
biliyordu. Son görüşmelerimizden birinde bana dedi ki “Çok yakında artık bu
dünyada olmayacağım. Bu dünyayı endişe içinde terk ediyorum. Daha evvel
İsrail’in kaderine ilişkin hiç korku duymamıştım. İsrail’in ayakta kalacağına
emindim. Ama artık o kadar da emin değilim. Ülkenin gittiği yön oldukça
tehlikeli ve artık İsrail’in kaderinden korkuyorum.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder