30 Nisan 2016 Cumartesi

A.E.AMER - MAHMUD ABBAS’IN YERİNE KİM GEÇECEK?


MAHMUD ABBAS’IN YERİNE GEÇECEK KİŞİ YOKSA BU MU?

Adnan Ebu Amer (Kenya el-Ummah Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı)
El-Monitor, 3.4.2016

Tercüme: Zahide Tuba Kor

El-Fetih hareketinden ihraç edilen örgütün eski liderlerinden ve Merkez Komitesi üyesi Muhammed Dahlan son birkaç aydır bölgesel ve uluslararası düzeyde aktifliğiyle dikkat çekiyor. Sürpriz bir şekilde Dahlan, bölgesel ve uluslararası alanda herhangi bir Filistin liderinden çok daha görünür durumda. Faaliyetleri Filistin meselesiyle doğrudan bağlantılı olmasa da Dahlan’ın 2011’de el-Fetih’ten ihraç edildiğini hatırda tutmakta fayda var.

13 Mart’ta Dahlan, Ahmed Cabra’nın liderliğindeki [Esed rejimine] muhalif Suriye’nin Geleceği hareketinin Kahire’deki kuruluş konferansına katıldı. Konferansta hareketin sözcüsü, Suriye krizinin çözümü için sarf ettiği çabalardan dolayı, adını vermeden, Dahlan’a teşekkür etti.

18 Ocak’ta Türk yayın organı Gerçek Hayat, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı BAE’nin öncülüğü, Rusya ve İran’ın desteği ve Dahlan’ın nezaretinde yürütülen çokuluslu bir darbe planından bahsetti.

Bundan evvel de 12 Aralık 2015’te Dahlan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından St. Petersburg’da düzenlenen UNESCO’nun Dünya Kültür Forumu’nun açılışına katıldı. Ayrıca 18 Kasım’da NATO himayesinde Brüksel’de düzenlenen bir güvenlik konferansında Dahlan bir konuşma yaptı. Konuşmasında İslami hareketleri sertçe eleştirirken Türkiye’yi de İslam Devleti’ni desteklemekle suçladı. Nisan 2015’te Newsweek, Mart 2015’te Mısır, Etiyopya ve Sudan arasında Rönesans Barajı projesi anlaşmasının imzalanmasında oynadığı büyük role değindi. 

Bu çerçevede Dahlan’ın yakın arkadaşı olan el-Fetih Devrim Konseyi üyesi Abdülhamid el-Mısri el-Monitor’e şunları söyledi: “Dahlan’ın bazı ülkelerdeki zorlu meseleleri çözmek gibi bir bölgesel ve uluslararası rolü var. Bölgede ve dünyada geniş çaplı bir ilişkiler ağına sahip ve birçok Arap ve dünya lideri nezdinde bölgesel liderliğin bir parçası olarak görüldüğünden oldukça saygın bir isim. Ortadoğu’daki liderler ona (özel) görevler veriyorlar; mesela Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi ona Rönesans Barajı müzakere dosyasını tevdi etti. Dahlan ayrıca Tunuslu milli güçleri bir araya getirme ve Suriye milli muhalefetini ortak bir söylem altına birleştirme rolünü de üstlendi.”

İsminin yazılmaması kaydıyla önde gelen bir el-Fetih lideri de el-Monitor’a şunları söyledi: “Dahlan’ın bölgesel ve uluslararası siyasi faaliyetleri onun Filistinli oluşuyla alakalı değil; daha ziyade kendisini siyasi ve güvenlik dosyalarıyla görevlendiren ve salt bir Filistinli lider olarak kuramayacağı ilişkiler tesis etmesine imkan sağlayan BAE’yle çok sıkı ilişkilerinden kaynaklanıyor. Bütün bunlar VIP olarak muamele gördüğü BAE’ye 2011’de gitmesinde sonra gerçekleşti. Ancak bütün bunlar onun illa da Filistin liderliğine geçmesine imkan verecek değil; zira 2011’de el-Fetih hareketinden resmen ihraç edildi.”

Dahlan’a bu bölgesel ve uluslararası ilişkiler ağını kuran en önemli dünya başkentleri Kahire ve Abu Dabi’dir - ki BAE Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed en-Nahyan’ın güvenlik müsteşarı olduğundan beri Dahlan inkar edilemez bir nüfuza sahip. Bu pozisyon Dahlan’a BAE’li birçok yetkilinin ülke içinde sahip olmadığı bir nüfuz sağladı.

Dahlan’ın Sisi’yle doğrudan bağları sayesinde Mısır’da da ciddi bir nüfuzu var ve bu, onun Mısır medyasını etkilemesine imkan sağlıyor. Ayrıca Ürdün’de de bazı haber sitelerini satın almaya çalışıyor.

Eski Filistin Başbakanı İsmail Haniye’nin siyasi danışmanı Ahmed Yusuf el-Monitor’a şunları anlattı: “Dahlan bölgesel ve uluslararası düzeyde baş üstünde tutuluyor. Filistin siyasi sahnesinde seçimler tek kriter olmadığı takdirde –ve ayrıca onu başkan olarak ihraç edip diğerlerini kenara itme yönünde mevcut uluslararası ve bölgesel baskı ışığında- Dahlan’ın Filistin’de üst pozisyonlara gelme şansı diğer herkesten çok daha fazla olabilir. Hele de İsrail’in ondan (görece) memnuniyeti ve BAE, Mısır, Suudi Arabistan, Ürdün ve Suriye muhalefetiyle özel ilişkileri dikkate alındığında. Filistinli bir yetkilinin sahip olduğu uluslararası ilişkiler ağı, onun liderlik basamaklarını kolayca tırmanmasına imkan sağlayabilir.”

Yusuf ayrıca “Dahlan, el-Fetih gençliği arasında, özellikle de Gazze’de destek görüyor ve 14 yıldır İsrail’de tutuklu bulunan el-Fetih Merkez Komitesi üyesi Mervan Barguti ve eski Filistin Başbakanı Selam Feyyad gibi Filistinli sembollerle ve el-Fetih Merkez Komitesi üyeleriyle güçlü bağları var” diye de ekledi.

16 Ocak’ta eski İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Yossi Beilin, pragmatik ve zeki olan ve Abbas’ın yerine geçmeye hazırlanan Dahlan’ı Filistin’in gelecek başkanı olarak gördüğünü söyledi.

Öte yandan Suudi akademisyenlerin ve analistlerin onun hakkındaki -Suud’un güvenliğini tehdit etmek ve din âlimlerine saldırmakla suçlayan- iğneli yorumlarına bakılacak olursa Dahlan’ın Riyad’la ilişkileri çok da iyiye benzemiyor.

Dahlan belki de herhangi bir Filistinli liderin başarıya ulaşmasında en önemli faktörün, Filistin Otoritesinin veya el-Fetih hareketinin başkanı olma hırsına ulaşmasına yardımcı olacak bir bölgesel ve uluslararası ilişkiler ağı kurması olduğunun gayet farkında olabilir. Dahlan’ın Arap dünyasının dört bir yanındaki destekçilerine ve takipçilerine para döktüğü de dikkate değer bir husus. Aynısını Filistinliler arasında nüfuz elde etmek için -ekseriyeti BAE parası olan- milyonlarca dolar değerinde yardım projeleriyle hem Filistin topraklarında hem de Ürdün ile Lübnan’daki Filistinli mültecilere de yapıyor.

Bu bağlamda, Amman’dan el-Monitor’e telefonla bağlanan Dahlan’ın hareketlerini yakından izleyen Ürdün’ün el-Müstakbel gazetesi başeditörü Şakir el-Cevheri şunları söyledi. “Dahlan BAE, Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün gibi bölgesel aktörlerin desteğine sahip. Destekçilerinin dağıttığı fonlar sayesinde nüfuzu Lübnan ve Avrupa’ya kadar ulaştı. Bu onu Ebu Mazin’in (Mahmud Abbas’ın) güçlü ve gerçek bir rakibi haline getirdi. Dahlan, Filistin toprakları dışında bulunduğundan el-Fetih içinde (Abbas’ın) kendisine muhalefet eden herkese saldırdığını bilerek onun (eleştirilerinden) korunuyor.”

Abbas’a tepki gösteren, Filistin toprakları içinde yaşayan muhaliflerin birçoğunun yaptırımlarla karşılaştığını belirtmekte yarar var. Maruz kaldıkları yaptırımlar arasında liderlik makamlarından kovulmak, maaşlarının kesilmesi ve el-Fetih’ten ihraç edilmek bulunuyor. Son olarak şubat ayında Abbas, el-Fetih Merkez Komitesi’nden Abbas Zeki’yle çatıştı; 2014’te de komitenin diğer iki üyesi Muhammed Ğanim ve Tevfik el-Tiravi’yle mücadeleye girmişti. Dahlan Abbas’tan uzak durarak kendisine karşı herhangi bir yaptırım uygulamasına engel oluyor.

Cevheri ayrıca dedi ki “Dahlan’ı destekleyen bu bölgesel taraflar, güvenlik düzeyinde Müslüman Kardeşlerle mücadelede kendisinden faydalanıyorlar.”

Dahlan, İslamcıların nüfuzundan korkan Arap devletlerinin temel endişesi olan Müslüman Kardeşlere karşı yürüttüğü savaşla da Arap liderleri cezbediyor. Eylül 2015’te Dahlan, Müslüman Kardeşlere karşı husumetinin, Gazze İslam Üniversitesi’nde öğrenci olduğu 1981 yılına kadar geri gittiğini açıkladı ve bu şekilde, bölgede siyasi nüfuz sahibi başkentlere yakınlaşma çabası çerçevesinde, kendisini Müslüman Kardeşlere karşı yürütülen savaşın lideri olarak sundu.

Dahlan’ın dış faaliyetleri ve uluslararası nüfuzunun yanı sıra içerideki rolü de azımsanmayacak önemde. Hele de Hamas’ın pozisyonu ve Hamas’la Dahlan arasında çok gerilere giden husumetin tarihi dikkate alındığında. Dahlan Gazze’de Önleyici Güvenlik Servislerinin başındayken İsrail’e karşı silahlı mücadeleye katıldıkları gerekçesiyle 1995-2000 yılları arasında yüzlerce Hamas mensubunu hapse attı.

Masri dedi ki “Geçmişteki husumetlerine rağmen Dahlan’la ilişkiler sözkonusu olduğunda Hamas pragmatik bir (yaklaşım) sergiliyor. Hamas’ın Dahlan’la ilgili son sözü söylediğini düşünmüyorum ve Hamas kendi çıkarlarını korumak için onunla belli bir formül üzerinde anlaşabilir.”

Cevheri ise “Dahlan’ın Hamas’la ilişkileri o kadar da kötü değil, zira ikisinin de ortak düşmanı Filistin lideri Abbas” diyor.

Yusuf’a gelince, ona göre “Hamas siyasette tüm seçeneklerin masada olduğunu ve Dahlan’ın kendisine muhalefet etmemesi için Hamas’ın onayını almaya çalışabileceğini düşünüyor. Çünkü Dahlan Hamas’ın her kime muhalefet ederse onun gelecek seçimi kazanma ihtimalinin zayıf olduğunu biliyor.”  

Eğer ki Hamas Dahlan’la bir çeşit anlaşmaya varırsa onunla tarihi husumetinin sayfasını çevirebilir – ki hiçbir ittifakın veya husumetin sonsuz olmadığı ve ortak çıkarların düşmanları orta noktada buluşturabildiği Filistin siyasi sahasında bu mümkündür.


Bölgesel ve uluslararası düzeyde yavaş yavaş kabul görebilirse eğer, Dahlan’ın kendisini devlet başkanlığı koltuğuna taşıyacak üst düzey Filistin liderliği pozisyonlarına ulaşma şansı yükselecektir. Bu, içerideki engellere –yani el-Fetih içinde kendisi hakkındaki bölünmüşlüğe ve Hamas’ın tarihi husumetine- rağmen, nihayetinde Abbas’ın halefi olma başarısına katkı sağlayabilir. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder