MAHMUD ABBAS’IN
YERİNE GEÇECEK KİŞİ YOKSA BU MU?
Adnan Ebu Amer (Kenya el-Ummah
Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı)
El-Monitor,
3.4.2016
Tercüme: Zahide
Tuba Kor
El-Fetih hareketinden ihraç edilen örgütün
eski liderlerinden ve Merkez Komitesi üyesi Muhammed Dahlan son birkaç aydır
bölgesel ve uluslararası düzeyde aktifliğiyle dikkat çekiyor. Sürpriz bir
şekilde Dahlan, bölgesel ve uluslararası alanda herhangi bir Filistin
liderinden çok daha görünür durumda. Faaliyetleri Filistin meselesiyle doğrudan
bağlantılı olmasa da Dahlan’ın 2011’de el-Fetih’ten ihraç edildiğini hatırda
tutmakta fayda var.
13 Mart’ta Dahlan, Ahmed Cabra’nın
liderliğindeki [Esed rejimine] muhalif Suriye’nin Geleceği hareketinin Kahire’deki
kuruluş konferansına katıldı. Konferansta hareketin sözcüsü, Suriye krizinin
çözümü için sarf ettiği çabalardan dolayı, adını vermeden, Dahlan’a teşekkür
etti.
18 Ocak’ta Türk yayın organı Gerçek
Hayat, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı BAE’nin öncülüğü, Rusya ve
İran’ın desteği ve Dahlan’ın nezaretinde yürütülen çokuluslu bir darbe
planından bahsetti.
Bundan evvel de 12 Aralık 2015’te
Dahlan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından St. Petersburg’da
düzenlenen UNESCO’nun Dünya Kültür Forumu’nun açılışına katıldı. Ayrıca 18
Kasım’da NATO himayesinde Brüksel’de düzenlenen bir güvenlik konferansında
Dahlan bir konuşma yaptı. Konuşmasında İslami hareketleri sertçe eleştirirken
Türkiye’yi de İslam Devleti’ni desteklemekle suçladı. Nisan 2015’te Newsweek,
Mart 2015’te Mısır, Etiyopya ve Sudan arasında Rönesans Barajı projesi
anlaşmasının imzalanmasında oynadığı büyük role değindi.
Bu çerçevede Dahlan’ın yakın arkadaşı
olan el-Fetih Devrim Konseyi üyesi Abdülhamid el-Mısri el-Monitor’e şunları
söyledi: “Dahlan’ın bazı ülkelerdeki zorlu meseleleri çözmek gibi bir bölgesel
ve uluslararası rolü var. Bölgede ve dünyada geniş çaplı bir ilişkiler ağına
sahip ve birçok Arap ve dünya lideri nezdinde bölgesel liderliğin bir parçası
olarak görüldüğünden oldukça saygın bir isim. Ortadoğu’daki liderler ona (özel)
görevler veriyorlar; mesela Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi ona
Rönesans Barajı müzakere dosyasını tevdi etti. Dahlan ayrıca Tunuslu milli
güçleri bir araya getirme ve Suriye milli muhalefetini ortak bir söylem altına
birleştirme rolünü de üstlendi.”
İsminin yazılmaması kaydıyla önde
gelen bir el-Fetih lideri de el-Monitor’a şunları söyledi: “Dahlan’ın
bölgesel ve uluslararası siyasi faaliyetleri onun Filistinli oluşuyla alakalı
değil; daha ziyade kendisini siyasi ve güvenlik dosyalarıyla görevlendiren ve
salt bir Filistinli lider olarak kuramayacağı ilişkiler tesis etmesine imkan
sağlayan BAE’yle çok sıkı ilişkilerinden kaynaklanıyor. Bütün bunlar VIP olarak
muamele gördüğü BAE’ye 2011’de gitmesinde sonra gerçekleşti. Ancak bütün bunlar
onun illa da Filistin liderliğine geçmesine imkan verecek değil; zira 2011’de
el-Fetih hareketinden resmen ihraç edildi.”
Dahlan’a bu bölgesel ve uluslararası
ilişkiler ağını kuran en önemli dünya başkentleri Kahire ve Abu Dabi’dir - ki
BAE Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed en-Nahyan’ın güvenlik müsteşarı
olduğundan beri Dahlan inkar edilemez bir nüfuza sahip. Bu pozisyon Dahlan’a
BAE’li birçok yetkilinin ülke içinde sahip olmadığı bir nüfuz sağladı.
Dahlan’ın Sisi’yle doğrudan bağları
sayesinde Mısır’da da ciddi bir nüfuzu var ve bu, onun Mısır medyasını
etkilemesine imkan sağlıyor. Ayrıca Ürdün’de de bazı haber sitelerini satın
almaya çalışıyor.
Eski Filistin Başbakanı İsmail
Haniye’nin siyasi danışmanı Ahmed Yusuf el-Monitor’a şunları anlattı:
“Dahlan bölgesel ve uluslararası düzeyde baş üstünde tutuluyor. Filistin siyasi
sahnesinde seçimler tek kriter olmadığı takdirde –ve ayrıca onu başkan olarak
ihraç edip diğerlerini kenara itme yönünde mevcut uluslararası ve bölgesel
baskı ışığında- Dahlan’ın Filistin’de üst pozisyonlara gelme şansı diğer
herkesten çok daha fazla olabilir. Hele de İsrail’in ondan (görece) memnuniyeti
ve BAE, Mısır, Suudi Arabistan, Ürdün ve Suriye muhalefetiyle özel ilişkileri
dikkate alındığında. Filistinli bir yetkilinin sahip olduğu uluslararası
ilişkiler ağı, onun liderlik basamaklarını kolayca tırmanmasına imkan
sağlayabilir.”
Yusuf ayrıca “Dahlan, el-Fetih
gençliği arasında, özellikle de Gazze’de destek görüyor ve 14 yıldır İsrail’de
tutuklu bulunan el-Fetih Merkez Komitesi üyesi Mervan Barguti ve eski Filistin
Başbakanı Selam Feyyad gibi Filistinli sembollerle ve el-Fetih Merkez Komitesi
üyeleriyle güçlü bağları var” diye de ekledi.
16 Ocak’ta eski İsrail Dışişleri Bakan
Yardımcısı Yossi Beilin, pragmatik ve zeki olan ve Abbas’ın yerine geçmeye
hazırlanan Dahlan’ı Filistin’in gelecek başkanı olarak gördüğünü söyledi.
Öte yandan Suudi akademisyenlerin ve
analistlerin onun hakkındaki -Suud’un güvenliğini tehdit etmek ve din
âlimlerine saldırmakla suçlayan- iğneli yorumlarına bakılacak olursa Dahlan’ın
Riyad’la ilişkileri çok da iyiye benzemiyor.
Dahlan belki de herhangi bir
Filistinli liderin başarıya ulaşmasında en önemli faktörün, Filistin
Otoritesinin veya el-Fetih hareketinin başkanı olma hırsına ulaşmasına yardımcı
olacak bir bölgesel ve uluslararası ilişkiler ağı kurması olduğunun gayet
farkında olabilir. Dahlan’ın Arap dünyasının dört bir yanındaki destekçilerine
ve takipçilerine para döktüğü de dikkate değer bir husus. Aynısını
Filistinliler arasında nüfuz elde etmek için -ekseriyeti BAE parası olan-
milyonlarca dolar değerinde yardım projeleriyle hem Filistin topraklarında hem
de Ürdün ile Lübnan’daki Filistinli mültecilere de yapıyor.
Bu bağlamda, Amman’dan el-Monitor’e
telefonla bağlanan Dahlan’ın hareketlerini yakından izleyen Ürdün’ün el-Müstakbel
gazetesi başeditörü Şakir el-Cevheri şunları söyledi. “Dahlan BAE, Suudi
Arabistan, Mısır ve Ürdün gibi bölgesel aktörlerin desteğine sahip.
Destekçilerinin dağıttığı fonlar sayesinde nüfuzu Lübnan ve Avrupa’ya kadar
ulaştı. Bu onu Ebu Mazin’in (Mahmud Abbas’ın) güçlü ve gerçek bir rakibi haline
getirdi. Dahlan, Filistin toprakları dışında bulunduğundan el-Fetih içinde
(Abbas’ın) kendisine muhalefet eden herkese saldırdığını bilerek onun
(eleştirilerinden) korunuyor.”
Abbas’a tepki gösteren, Filistin
toprakları içinde yaşayan muhaliflerin birçoğunun yaptırımlarla karşılaştığını
belirtmekte yarar var. Maruz kaldıkları yaptırımlar arasında liderlik
makamlarından kovulmak, maaşlarının kesilmesi ve el-Fetih’ten ihraç edilmek
bulunuyor. Son olarak şubat ayında Abbas, el-Fetih Merkez Komitesi’nden Abbas
Zeki’yle çatıştı; 2014’te de komitenin diğer iki üyesi Muhammed Ğanim ve Tevfik
el-Tiravi’yle mücadeleye girmişti. Dahlan Abbas’tan uzak durarak kendisine
karşı herhangi bir yaptırım uygulamasına engel oluyor.
Cevheri ayrıca dedi ki “Dahlan’ı
destekleyen bu bölgesel taraflar, güvenlik düzeyinde Müslüman Kardeşlerle
mücadelede kendisinden faydalanıyorlar.”
Dahlan, İslamcıların nüfuzundan korkan
Arap devletlerinin temel endişesi olan Müslüman Kardeşlere karşı yürüttüğü
savaşla da Arap liderleri cezbediyor. Eylül 2015’te Dahlan, Müslüman Kardeşlere
karşı husumetinin, Gazze İslam Üniversitesi’nde öğrenci olduğu 1981 yılına kadar
geri gittiğini açıkladı ve bu şekilde, bölgede siyasi nüfuz sahibi başkentlere
yakınlaşma çabası çerçevesinde, kendisini Müslüman Kardeşlere karşı yürütülen
savaşın lideri olarak sundu.
Dahlan’ın dış faaliyetleri ve
uluslararası nüfuzunun yanı sıra içerideki rolü de azımsanmayacak önemde. Hele
de Hamas’ın pozisyonu ve Hamas’la Dahlan arasında çok gerilere giden husumetin
tarihi dikkate alındığında. Dahlan Gazze’de Önleyici Güvenlik Servislerinin
başındayken İsrail’e karşı silahlı mücadeleye katıldıkları gerekçesiyle
1995-2000 yılları arasında yüzlerce Hamas mensubunu hapse attı.
Masri dedi ki “Geçmişteki
husumetlerine rağmen Dahlan’la ilişkiler sözkonusu olduğunda Hamas pragmatik
bir (yaklaşım) sergiliyor. Hamas’ın Dahlan’la ilgili son sözü söylediğini düşünmüyorum
ve Hamas kendi çıkarlarını korumak için onunla belli bir formül üzerinde
anlaşabilir.”
Cevheri ise “Dahlan’ın Hamas’la
ilişkileri o kadar da kötü değil, zira ikisinin de ortak düşmanı Filistin
lideri Abbas” diyor.
Yusuf’a gelince, ona göre “Hamas
siyasette tüm seçeneklerin masada olduğunu ve Dahlan’ın kendisine muhalefet
etmemesi için Hamas’ın onayını almaya çalışabileceğini düşünüyor. Çünkü Dahlan
Hamas’ın her kime muhalefet ederse onun gelecek seçimi kazanma ihtimalinin
zayıf olduğunu biliyor.”
Eğer ki Hamas Dahlan’la bir çeşit
anlaşmaya varırsa onunla tarihi husumetinin sayfasını çevirebilir – ki hiçbir
ittifakın veya husumetin sonsuz olmadığı ve ortak çıkarların düşmanları orta
noktada buluşturabildiği Filistin siyasi sahasında bu mümkündür.
Bölgesel ve uluslararası düzeyde yavaş
yavaş kabul görebilirse eğer, Dahlan’ın kendisini devlet başkanlığı koltuğuna
taşıyacak üst düzey Filistin liderliği pozisyonlarına ulaşma şansı
yükselecektir. Bu, içerideki engellere –yani el-Fetih içinde kendisi hakkındaki
bölünmüşlüğe ve Hamas’ın tarihi husumetine- rağmen, nihayetinde Abbas’ın halefi
olma başarısına katkı sağlayabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder