David Ignatius (Washington Post gazetesi
köşe yazarı, ödüllü gazeteci ve kitapları en çok satanlar listesinde yer alan
casusluk romanı yazarı)
Washington Post, 26.12.2017
Tercüme:
Zahide Tuba Kor
NOT:
Lütfen kaynak göstermeden tercümenin bir kısmını veya tamamını
kullanmayınız, alıntılamayınız, yayınlamayınız
(…)
İran’ın siber
kapasitesi, Carnegie Uluslararası Barış Vakfı’ndan Collin Anderson ve Karim
Sadjadpour tarafından pek yakında yayınlanacak “İran’ın Siber Tehdidi” başlıklı
detaylı raporun konusu. Rapor, siber tehdit matriksinde “üçüncü sınıf” olsa da
yine de ciddi zararlar verebilecek bir ülkeyi anlatıyor.
İran’ın siber
saldırılarıyla ilgili ifşaatlar ABD ve müttefiklerinin tehlikeli bir elektronik
ekosistemde yaşadığını bize hatırlatıyor. Rusya’nın 2016 Amerikan başkanlık
kampanyasına yönelik heklemeleri her gün haber oluyor; Çin’in ABD’nin gizli bilgilerini
çalması da artık herkesin malumu. Onlarca küçük ülkenin elindeki daha az
sofistike ve fakat zehirli silahlar ise pek dikkat bile çekmiyor. ABD görece
açık/şeffaf sistemleriyle kolay hedef olabilir durumda.
İran’la ilgili
çalışma tam vaktinde yapılmış: Trump yönetimi; İran’ın Yemen, Suriye, Lübnan ve
Ortadoğu’nun diğer yerlerindeki vekil güçlerini püskürtmeye yardım etme
isteğini Suudi Arabistan ve diğer müttefiklerine ilan etmiş durumda. ABD’nin
geri püskürtme çağrısı bu aşamada bir söylemden ibaret; zira hala daha
uygulanacak politika tam olarak netleşmiş değil. Ama Tahran’ın müttefikleri [uygulanacak politikaya] karşı koyabilir
durumda, hem de zaman zaman teşhis edilmesi bile zor şekilde... Özellikle de
kullandıkları araç siber silahlar olursa...
Carnegie
Vakfı’nın raporu, kısmen yabancı istihbarat toplamak kısmense içeride 2009 [İran cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonucunu
protesto amacıyla] Yeşil Hareket’te bir araya gelen muhalefet gruplarına
karşı casusluk yapmak amacıyla geliştirilen İran’ın küçük ama faydalı siber
kapasitesini anlatıyor. İranlı bilgisayar korsanları, Tahran’ın nükleer
programına karşı ABD’nin ve İsrail’in 2007’de başlattığı “Stuntex” malware (kötü
amaçlı yazılım) saldırıları hakkında 2012’de haberlerin çıkmasının ardından bir
de kendilerine yapılanı ödetme güdüsü geliştirdiler.
Bundan on yıl
evvel İran kendi kaynaklarını seferber etmeye başladı. Yurtiçinde üretilen
bilgisayar korsanlığı kültürü, raporun en ilginç bulgularından; zira diğer
onlarca yükselen ekonomide bunun kopyalanma ihtimali var. Rapor, “İran’ın siber
kapasitesi içerideki kendi üniversitelerde ve bilgisayar korsanlığı gruplarında
geliştirilmişe benziyor (…)” diyor.
İranlı
bilgisayar korsanları, 2007’de siber küçük nokta atışlarıyla işe yavaş yavaş
başladılar. (…) Ancak saldırılar, 2011’de İranlı bir bilgisayar korsanının
Alman güvenlik şirketi DigiNotar’a sızmasıyla (…) daha ciddi hale geldi
Ardından İran’ın
basit ama yıkıcı karşı-saldırıları geldi. İran’ın petrol sanayiinin Nisan
2012’de “Flame” ve “Wiper” adlı kötü amaçlı yazılımlarla
saldırıya uğramasının ardından İranlılar, 2012 Ağustos’unda “Shamoon” adlı virüsü kullanarak Suudi
Aramco petrol şirketine saldırdılar. Carnegie araştırmacılarına göre on
binlerce Suudi Aramco bilgisayarı bu saldırıdan etkilendi ve onlarca, hatta
yüzlerce milyon dolarlık zarara yol açtı.
İran başarılı
bir şekilde ABD’ye de saldırdı. Eylül 2012’de İzzeddin Kassam Siber Savaşçıları
adlı bir bilgisayar korsanı grubu, Amerikan bankalarına ve mali kurumlarına
ilkel ama yıkıcı DDoS saldırısına başladı, yani sistemlerini bozacak şekilde
aşırı trafikle hedef bilgisayarlara saldırdı. Burada da saldırganlar şaşırtıcı
derece hasar verdi.
Carnegie uzmanları,
FBI’ın 2012’den 2013’e İran operasyonunun “yüz binlerce banka müşterisinin
hesaplarını çok uzun süreler kilitlediği ve buna çare bulmanın on milyonlarca
dolara mâl olduğu”na dönük tespitini de anlatıyor. (…)
İranlılar niçin
Amerikan bankalarına saldırdılar? Basitçe intikam için. “İran’ın nükleer
çalışmalarına karşı Batı’nın faaliyetlerine misilleme” için. (…)
İran’ın siber
kapasitesi, Trump yönetiminin yeni Tahran karşıtı kampanyasının, doğrudan
çatışmadan kaçınılsa dahi, maliyetsiz olmayabileceğini gösteriyor. İstihbarat
meselelerine odaklanan the Cipher Brief
adlı web sitesi, “İran’ın Siber Korsanları(nın) Trump Nükleer Anlaşmayı Yırtıp
Atarsa Saldırıya Hazır” olduğuna dair bu ay bir yazı yayınladı. (…)
İran’ın
fırlatmaya hazır, tabiri caizse, siber taşlar cephaneliği var. Bu arada ABD
dünyanın en büyük camdan evinde yaşıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder