22 Aralık 2017 Cuma

D.IGNATIUS: TRUMP, MATTİS’İ BEĞENİYOR AMA BU BÖYLE DEVAM EDER Mİ?




David Ignatius (Washington Post gazetesi köşe yazarı, ödüllü gazeteci ve kitapları en çok satanlar listesinde yer alan casusluk romanı yazarı)
Washington Post, 21.12.2017

Tercüme: Zahide Tuba Kor

NOT: Lütfen kaynak göstermeden tercümenin bir kısmını veya tamamını kullanmayınız, alıntılamayınız, yayınlamayınız

(…)
2017 yılı sona ererken Mattis, Trump’ın solunda oturan ve –başkanlığın siyasi gürültü patırtılarından uzak durmaya çalışarak– onu yandan koruyan iyi asker olmaya devam ediyor. O, iktidara yakınlığıyla zarar görmemiş intibaı veren Trump’ın atadığı nadir isimlerden. Diğer birçok Amerikan kurumunun baskı altında olduğu bir dönemde, Mattis’in başında bulunduğu Pentagon bir istikrar unsuru olarak temayüz ediyor.
Mattis’in tek problemi her iki parti nezdinde de sahip olduğu itibar: Trump’ı sevmeyenlerce hayranlık duyulan ama onun atadığı resmî yetkililerden. Bu da bazı Trump hayranlarını sinirlendiriyor. Beyaz Saray eski danışmanlarından Stephen K. Bannon’un, Mattis’i geleneksel dış politika egemen çevrelerine fazlaca yakın bulduğu söyleniyor. Ancak Trump, “Kuduz Köpek” lakabıyla çağırmaktan hoşlandığı deniz kuvvetlerinden emekli generale saygı duyuyor.
Yiğit Mattis, aslında Trump için fazla uzun sürmeyecek bir ortak. (…) İslam Devleti’ne karşı zafer kazanmakla böbürlenmekten kaçınması, (…) dikkat çekiciydi. Mattis’in, Trump’ın Washington’unun bir parçası olan siyasi salon oyunlarından nefret ettiği de aşikâr.
Bu sene Mattis, arkadaşı ve müttefiki Rex Tillerson’ın Dışişleri Bakanlığının neredeyse paramparça hale gelmesini izledi. Tillerson’ın görevden alınacağına dair Beyaz Saray sızıntısından sonra Mattis, kurumlar arası çekişmelerde onu çok daha sıkı sahiplenmişe benziyor. Tillerson etrafında dönen ihtilaf, bu yönetimde “adult swim” diye bir şey olmadığını hatırlatıyor; Trump havuzun sahibi.
Tillerson’ın artık sonunun geldiğine dair dedikoduların erken olduğu ispatlandı: O hala daha Kuzey Kore konusunda öncü rol oynuyor ve Pyongyang’a uygulanacak –yaptırımları dolaylı olarak delen gemileri kara listeye almak da dâhil– yeni yaptırımları görüşmek üzere bu hafta Kanada’ya gitti. Belki de Trump, Tillerson’ı görevinde tutarak, kendisi hakkında çıkan başının belada olduğuna dair söylentilerin aslında bir “yalan haber”den ibaret olduğunu göstermek istemiştir.
Trump yönetimi içindekiler, Tillerson’ın yeni yılda görevi bırakacağını ve yerine CIA Direktörü Mike Pompeo’nun geçeceğini hala daha düşünüyorlar. Dışa açık sosyal bir kişilik olan Pompeo, kolayca Trump’la uyum sağlayacağa ve Mattis’le de sağlam bir iş ilişkisi geliştireceğe benziyor. Mattis ve Pompeo’nun bir ekip olarak verimli çalışıp çalışamayacağı yönetim için hayati olabilir.
Bu küresel çalkantı döneminde Mattis, Pentagon’da bir sürekliliğe sahip olacaktır. Genelkurmay Başkanı Joseph F. Dunford Jr. ve Yardımcısı Paul Selva, kısa süre evvel iki yıllığına tekrar atandılar. Patrick Shanahan’ın temmuz ayında savunma bakan yardımcılığı görevi onaylandı; eski Boing şirketi yöneticisi olan Shanahan, Mattis’in zayıf olduğu yatırımlar ve teknoloji alanında kararları şekillendirmeye başladı bile.
Mattis’in ekibinin geri kalanı da sonunda görevlerine atandı. (…)
Mattis için önümüzdeki yıl en alengirli meydan okuma Kuzey Kore olacaktır. Savunma Bakanı olarak Tillerson’ın diplomatik baskı stratejisini destekliyor; hedef, yavaş yavaş nefessiz bırakıp boğma. Ancak Trump askerî seçenekleri de istiyor ve Pentagon bunun için harıl harıl çalışıyor. Genelkurmay Başkanı Dunford, Kuzey Kore’nin muhtemel bir füze atışı için her an hazırlıklı olmalı.
Eski savunma bakan yardımcısı John Hamre, şu an başkanlığını yürüttüğü Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi’ndeki meslektaşlarının kısa süre evvel bir konuda dikkatlerini çekti: Yönetimden üst düzey bir isim “Kuzey Kore konusunda sabrımız tükeniyor” diyerek kendisini uyarınca Hamre ona şöyle bir cevap vermiş: “Sen ne söylediğinin farkında mısın?... Washington’daki herkes sakin olmak zorunda. Hiçbir politika yönelimi olmayan ateşli bir söylemle bizi galeyana getirmeyi bırakın artık. Biz daha evvel bununla yaşadık ve şimdi de aynısıyla yaşayacağız.”
Acaba Mattis, savaş sahalarında yoğrulmuş bir komutan olarak edindiği tecrübelerle benzer bir sabır tavsiyesinde bulunabilir mi? Acaba yeni dışişleri bakanı, selefi Tillerson kadar Mattis’in etkili bir ortağı olacak mı? Acaba Mattis, hırçın ve gururlu olan Başkan’ın öfkesini üzerine çekmeden, Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasında son derece yaygın şekilde hürmet edilen bir şahsiyet olarak kalabilecek mi? Bunlar 2018 yılı Pentagon bilmecelerinin bazıları.

Mattis şimdiye kadar soğukkanlılığın gücü addedilmekteydi, ama belki de fırtına henüz daha yeni başlıyordur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder