29 Mayıs 2017 Pazartesi

A.LOCKEY: İNGİLİZ SİYASETİNİN ENTELEKTÜEL SEFALETİ



ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİMLER İNGİLİZ SİYASETİNİN ENTELEKTÜEL SEFALETİNİ ORTAYA DÖKÜYOR

Alan Lockey (İngiliz düşünce kuruluşu Demos’un Modern Ekonomi Programı başkanı)
CapX, 22.5.2017

Tercüme: Zahide Tuba Kor

Theresa May sfenksvari bir siyasetçi olarak tanınıyor. Tıpkı bir sfenks gibi esrarengiz bir duruş sergiliyor. Acaba o, Macmillan’dan beri en sol kanat Muhafazakâr Partili mi yoksa neslinin gerçek anlamda ilk Muhafazakâr’ı mı?
Geçen hafta Muhafazakâr Parti manifestonun yayınlanmasıyla birlikte yorumcular onun şifresini kırdıklarını iddia ettiler. Sayın May’i “Thatcher sonrası” ilk İngiliz başbakanı ilan ettiler.
İngiltere’nin Thatcher sonrası bir çağı yaşadığı tabii ki doğru olabilir. İktisadi serbestlik, küreselleşme ve (Tony Blair’in katkısıyla) toplumsal olana hassasiyet gösteren liberalizmin ardındaki o uzlaşma aşınmaya başladı. Siyasi bir stratejist olarak Theresa May belki de bu değişimi herkesten daha iyi idrak etmiş durumda. İşte tam da bu nedenden ötürü, [İşçi Partisi lideri Jeremy] Corbyn faktörünün yanı başında, ezici çoğunlukla bir seçim zaferine doğru ilerliyor.
Gerçi bir fikir siyasetçisi olarak Theresa May, kesinlikle Thatcher sonrası[nın bir temsilcisi] değil. Aslında bu tür neredeyse hiç kimse yok. Aksine İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn, Thatcher öncesi[ni temsil ediyor].
Problem şu ki “Kırmızı Muhafazakâr” ve “Mavi İşçi” hareketlerinin ortak siyasi cazibesine rağmen düşüncelerinde devasa bir boşluk var: Ekonomi politikaları yok.
Brexit’i ele alalım. Şu an itibarıyla makroekonomik tartışmalarda birbirine tamamen zıt iki görüş hâkim: Birincisi, tek pazarı [AB’yi kastediyor] terk etmek, en azından kısa vadede, mutlak bir felaket demektir; zararı, Brexit’i mümkün olduğunca “yumuşatarak” hafifletmeliyiz. İkincisi ise [İngiliz gazeteci, yazar ve Muhafazakar Partili siyasetçi] Daniel Hannan’ın spekülatif serbest ticaret kuralsızlığının bir düşük vergi ve yüksek ticaret kalesi İngiltere için hormonlu Singapur vizyonu.
Bu alternatiflerin her birinin savunucuları var. Ancak hiçbirisi, Sayın May’in açıkça başarmaya çalıştığı göçün hızlıca azaltılmasını öncelik haline getirmiyor. Yine bunların hiçbirisi, düşen serbest ticaretle kaybedilen üretimin yerine devlet yardımı ve korumasının geçebileceği fikri üzerinde bir saniye olsun düşünmüyor.
İngiltere, daha sert devir sınırlamalarıyla doğrudan yabancı yatırımı kovalamalı fikrine gelince bunun unutun gitsin. (…)
Muhafazakâr Parti manifestosu, iktisadi serbestliğin bu prensipleriyle açık açık rekabet etmedi, ikna edici bir üçüncü yolu dillendirmeye de çalışmadı. Bize sunulan şey, hükümetin genel cömertliğine/iyiliğine dair Ed Miliband ilhamlı bazı her derde deva fikirlerdi.
(…) Ancak bırakın, artık ömrünü tamamlamış iktisadi ortodoksiye meydan okumayı, İngiltere’nin dünyadaki konumunu yeniden düşünme yolu olarak dahi ne yazık ki çok yetersizdi. (…)
Bu önerilerin ima ettiği şey, İngiltere’nin entelektüel sefaleti. Muhafazakâr Parti manifestosu piyasayı sosyal politikalarda herhangi bir rol oynamaktan fiilen çıkardı.
(…)
İngiltere’nin yeni bir iktisadi uzlaşmaya ihtiyacı var. (…)

(…)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder