30 Nisan 2016 Cumartesi

G.FRIEDMAN - TERÖRİZM DÖNGÜSÜ


TERÖRİZM DÖNGÜSÜ

George Friedman (Amerikalı siyaset bilimci, Stratfor’un kurucusu ve 2015 yılına kadar başkanı, Geopolitical Futures’ın kurucusu ve yöneticisi)
Geopolitical Futures, 23.3.2016

Tercüme: Zahide Tuba Kor

Özet: Belçika saldırıları eski bir döngüyü harekete geçirecek: kitlesel teyakkuza geçme, teröristlerin gizlenmesi, alarm halinin gevşemesi, teröristlerin yeniden ortaya çıkışı. Teröristlerin her daim tespiti mevcut araçlarla neredeyse imkansız. İşe yarayabilir tek seçenek beşeri istihbarat, yani terör örgütlerine sızan casuslar; ama bu da şaşırtıcı bir şekilde zor. Ya terörizmle birlikte yaşayacağız ya da yeni stratejiler benimseyeceğiz; zira eski stratejiler ancak bazı saldırıları durdurabilir, hepsini değil.
(…)

Her daim teyakkuz halinde olmak imkansızdır; zira bu hal, sürekli adrenalin tüketiminden dolayı kişinin kendi kendini yok etmesine veya canından bezmesine yol açar. Aynısı polis veya güvenlik güçleri için de geçerli. Sürekli bir kriz halinde kalabilme kabiliyeti, tıpkı bir birey gibi, onlar için de sınırlıdır; nihayetinde güvenlik görevlileri de insandır. Döngüyü yönlendiren de budur. Saldırı sonrası adrenalin patlaması normaldir. (…) Ancak saldırının üzerinden aylar geçtiği ve tehdit uzaklaştığı halde güvenlik birimlerini teyakkuzda tutmak oldukça zordur. Tam teyakkuza geçmek için gerekli adrenalin –ister bireysel isterse toplu- önceden sipariş verilmez. Tehdit gerçek olmalıdır. Terör örgütleri de işte tam da bunu artık anlamış durumdalar. (…)

Başarılı bir terörle mücadele güvenlik güçleriyle gerçekleştirilmez; istihbarat servisleri kullanılmalıdır. (…) İstihbarat servisleri düşmanın niyetlerini derinlemesine araştırır; görevleri, saldırı düzenlemek isteyenleri tespit etmek, ağların izini sürmek, yakalanmalarını ise polise ve güvenlik güçlerine bırakmaktır.

İstihbarat problemi basittir. Niyeti nasıl açığa çıkarırsın? İstihbarat ekseriyetle kapasiteye odaklanır; ancak bir terörist olabilmek için gerekli kapasite kişinin kendisinde zaten mevcuttur ve taşınabilirdir. Herkes saldırma kapasitesinde olduğundan sadece kapasite izi süremezsin. Ortadoğu patlayıcılarla dolu. Trafik –legal, illegal ve mülteciler- kitleler halinde Ortadoğu’dan Türkiye’ye, oradan da Avrupa’ya akıyor. Benzer şekilde patlayıcılar da eski Sovyet coğrafyasında, bilhassa Çeçenistan gibi yerlerde halihazırda mevcut durumda. İntihar saldırısı için gerekli patlayıcıların akışını kesmek mümkün; ama akış o derece büyük ki tüm patlayıcı akışının önüne geçilemez. Ve bazı patlayıcılar, bomba imal etmeyi bilenler tarafından Avrupa içinde de hazırlanabilir. Aramızdaki bomba üretenleri de yüzüne bakarak tespit edemezsin.

İstihbaratın karşı karşıya kaldığı meydan okuma, terör saldırısı düzenleme niyetindekilerle bomba üretme malzemelerine erişim kabiliyetinde olanları tespit etmektir. Her ikisini de tespit kritiktir. (…) Güvenlik güçlerinin kapasitesi sınırlıdır. Cihatçı olabileceği düşünülen herkesin peşinden giderlerse kaynakları tükenecektir. Gerçek teröristler de, takipçilerini bir yerleri patlatmaya niyetlendiklerini açık açık söylemeleri için teşvik ederek hedef şaşırtacaklardır. Her elinde plastik patlayıcı olanın peşinden gidersen gölgeleri takip edersin. (…) Teknoloji faydalıdır, ama ona güvenmek zordur. (…)

İstihbaratın problemi şu ki, herkesi muhtemel bir terörist farz etmek zorundadır. (…)
Terörizmin -doğası gereği- dışarıya sınırlı sinyal/işaret vermesi bir problemdir. Kara para aklama, büyük mal hareketliliği, büyük araç filoları gibi şeylere ihtiyaç duyan örgütlü suçun aksine, terör saldırısı çok az sayıda insanla, sınırlı kaynakla, az bir parayla, sınırlı bir iletişimle gerçekleştirilebilir. Yani terörün bıraktığı parmak izi çok daha azdır. O halde teröristleri nasıl tespit edeceksin? Bu, topluma iyice nüfuz etmeyi gerektirir. Teröristler milyonlarca dolar havale edilmeyeceğine göre 500 dolarlık işlemleri/hareketlilikleri araştırmak lazım. Malların büyük miktarda akışı söz konusu olmadığından [kiralanan] her bir aracı sorgulamalısın.

Bu terörist grubun bir ortak özelliği var. Müslüman olmaları. Bu ortak bir özellik olmakla birlikte salt buna odaklanmak faydalı değil. (…) Terörizmin stratejilerinden biri teröristlerin sayısını iyice az tutmaktır. Eğer sayıları artar ve birbirleriyle temasa geçerlerse açığa çıkarlar. (…) Irki profil çıkarmak işe yaramaz, çünkü teröristler aptal değiller.

Eldeki mevcut kaynaklar ışığında işe yarar yol hangisidir? En önemlisi, terör örgütünün komuta merkezine casuslarla sızmaktır. Yeni teknolojik araçları dikkate alarak bazıları bunu eski moda sayabilir. Problem şu ki teröristler hükümetlerin kapasitesinin ne olduğunun gayet farkındalar. Telefonla konuşmayıp iletişimi kağıt üzerinden sağlamanın önemini biliyorlar. Hem de Edward Snowden’ın ifşalarından çok daha uzun bir zaman evveldir bunu biliyorlar.

Örgüt mensuplarının güvenini kazanmaktan terör saldırıları gerçekleştirmeye (ama intihar saldırıları değil) ve onlardan biri olmaya kadar terör operasyonlarının her düzeyinde beşeri istihbarata ihtiyaç var; ama bunu başarmak olağanüstü zor bir şey. İddia ediyorum, en küçük ayrıntılarına kadar elektronik araştırma yapsanız dahi ancak bazı teröristleri tespit edebilirsiniz, ama en tehlikelilerini değil. Zira kredi kartıyla her bir alışverişin sisteme girdiğini, kiralanan her aracın ve her telefon konuşmasının izlendiğini biliyorlar. Bu doğru olmasa dahi onlar öyle farz ediyorlar. Örgütün her düzeyine erişebilecek şekilde güvenilir kaynaklarla İD’e insan sızdırmak hayret verici şekilde zor ve bunda başarısız olma ihtimali de yüksek. Ama eğer başarılırsa bu, düşmanın gardını düşürebilmenin bir yolu.

Bunun sistematik olarak yapılıyor olma ihtimali de var. Ama bilenler konuşmaz ve konuşanlar bilmez. Bu konuda benim gerçekten bir bilgim yok. Ama stratejik seçenekleri ve teröristlerin disiplinli doğasını araştırdıkça otomatik bilgi toplamak problemi nasıl çözer bilmiyorum. (…)

Güvenlik, teröristleri mağlup edemez; sadece zamanlamayı tespit edebilir. Elektronik istihbaratla ancak teröristlerin bir kısmı yakalanabilir. Beşeri istihbarat içinse sarsıcı riskleri üstlenmeye hazır ve bunu kusursuzca yapacak bölge insanına ihtiyaç var. Muhtemelen bu yapılamıyordur, ama eğer yapılıyorsa da bu konuda hiçbir bilgim yok. Ya bunun gibi bir şeyler yapmalıyız ya da terörün zaman zaman nüksetmesini kabullenmeliyiz. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder