30 Nisan 2016 Cumartesi

F.B.LASHERAS – BALKANLARDA İSTİKRARSIZLIĞA DÖNÜŞ


İSTİKRARSIZLIĞA DÖNÜŞ: GÖÇ VE BÜYÜK GÜÇ POLİTİKALARI BATI BALKANLARI NASIL TEHDİT EDİYOR

Francisco de Borja Lasheras (Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’nde araştırmacı)
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi, 21.3.2016

Tercüme: Zahide Tuba Kor

“İstikrarsızlığa dönüş: Göç ve büyük güç politikaları Batı Balkanları nasıl tehdit ediyor” başlıklı rapor, Batı Balkanlarda yaşanan yeni “büyük güç” oyununu inceliyor. Diğer dış politika meydan okumaları karşısında AB, toplu olarak Batı Balkanlardaki “stratejik topu elinden düşürdü/çuvalladı” ve büyük ölçüde yönetimsel, zaman zaman da tutarsız bir yangını söndürme yaklaşımını benimsedi. Çözülmemiş çatışmalar, örtük/potansiyel gerilimler ve zayıf kurumlar AB’nin dönüştürücü gücü önünde bir engel olmaya devam ediyor. AB’nin sürekli[lik kazanan] krizleri, gücünü daha da zayıflatarak bölgedeki itibarını ve cazibesini azaltıyor.

AB’nin hissedilen bu başarısızlığı, diğer güçlere -başta Rusya olmak üzere Türkiye, Çin ve Körfez ülkelerine- kendi çıkarlarını savunmak için alan açıyor. Rusya, diğer eski Sovyet coğrafyasında olduğu gibi, burada da bir dizi rol oynuyor: Bosna, Makedonya ve Karadağ’da yıkıcı/bozucu bir aktör; Batı ve Avrupa karşıtı muhafazakâr söylemin ve kurbanlık hissiyatının güçlü bir yankı bulduğu Sırbistan ve bölgenin diğer Ortodoks köşelerinde de siyasi elitlerle ve milliyetçi gruplarla ortak davalar tesis ediyor. Kremlin’e mahsus anti-liberal milliyetçiliği pazarlayarak, askeri yardım vaadiyle ve üstü örtülü enerji tahakkümü tehdidiyle Rusya, Avrupa’nın yakın çevresinde nüfuzunu giderek artırıyor. Türkiye buna karşı Müslümanları ve Arnavutları cezbediyor. Rusya ve Türkiye’nin nüfuzu, Batı Balkan ülkelerindeki sosyoekonomik duraklama, beyin göçü ve gelecek beklentisinin kalmamasıyla birleşince reformlardan geri adım atılması ve otoriterliğin artması için verimli bir alan sağlıyor. Bu da, doğu ile batı arasında sıkışan eski Yugoslavya’ya dönen Putinvari veya Erdoğanvari bölgesel diktatörlerin ortaya çıkmasına yol açıyor.

Rapora göre, Avrupa nüfuzunu yeniden tesis etmek ve jeopolitik rekabetin en olumsuz etkilerini hafifletmek için AB, artık eski tas eski hamam devam edemez. Salt genişleme politikası yaklaşımı yeterli değil, hele de AB’nin dayandığı model içeriden ve dışarıdan sarsılmışken.
(…)
(…) Batı Balkan liderlerini cezbeden Rusya’yla veya diğer dış güçlerle ittifaka karşı onlara stratejik entegrasyon teklif edilmelidir, tabii AB dış politikasıyla stratejik uyuşma karşılığında.

(…)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder