RUSYA,
ELÇİSİNİN ÖLDÜRÜLMESİNDEN SONRA NE YAPACAK?
Vladimir
Frolov (Rus siyasi analist)
The
Moscow Times, 21.12.2016
Tercüme:
Zahide Tuba Kor
Rusya’nın
Türkiye Büyükelçisi Andrey Karlov’un dehşet verici şekilde öldürülmesi,
Moskova’yla Ankara’nın kenetlenmesini ve Suriye’deki savaşın bitmesi için
işbirliğini artırmasını sağlayacak. Her iki ülke de çatışmaya askeri olarak
dâhil olmalarının yol açtığı terörist tehdidini hafife almıştı.
Moskova
büyük bir terör saldırısını öngörmekte ve gerekli tedbirleri almakta başarısız
oldu.
Büyükelçi
suikastı, 2015 Eylül’ünden beri bu tür ikinci başarısızlık. Zira Suriye’de hava
saldırılarına başlamadan evvel Mısır’dan Rus turistleri tahliye etmemiş ve
uçuşları iptal etmemişti.
Diplomatik
güvenlikten sorumlu Rus Dışişleri Bakanlığı ve Dış İstihbarat Servisi (SVR), bu
suçun büyük çoğunluğundan sorumlu.
Suikastçının
Rus Büyükelçiliğini korumakla görevli Türk polis teşkilatında çalışması olgusu,
Rus istihbarat ajanlarının zayıf iş tutuşunu ve Türk güvenlik servisleriyle
“işbirliği”nin içler acısı durumunu gözler önüne seriyor.
Libya/Bingazi’de
Amerikan elçisinin öldürülmesiyle ilgili Amerikan Kongresi’nin kendi bağımsız
soruşturmasını yapmasının aksine, Rusya’da bir meclis soruşturması olmayacak.
Ayrıca
Moskova’nın “Acaba uyguladığım acımasızca askeri taktikler, Rusya’yı
terörizmden korumama yardımcı oluyor mu, yoksa fiiliyatta dünya çapında Rus
hedeflerine karşı terör saldırılarını cesaretlendiriyor mu?” sorusunu kendisine
sorması lazım.
Kremlin
için daha iyi bir strateji, IŞİD’den ve rejimin acımasızlığından sivilleri
korumak ve caydırıcılığa vurgu, yani Rusya’nın Suriye’deki rolünü bambaşka bir
yöne çevirmek olmalıydı: barışı getiren ve güvenilir bir arabulucu rolü.
Ancak
Kremlin, Esed’in muhaliflerine karşı kaba kuvvet kullanmayı ve ekseriyeti Sünni
olan isyancılara karşı tamamen İranlı Şiilerle ittifak kurmayı tercih etti.
Türkiye’ye
gelince, SVR’nin diplomatik güvenlik birimine bağlı silahlı korumaların
kullanımı için Rusların yaptığı tekliflere Ankara yıllardır direniyordu.
Sonunda, ev sahibi olarak başkentinde yabancı elçilerin güvenliğini sağlamaktan
aciz zayıf ve düzensiz bir ülke olduğunu gösterdi.
Kuzey
Karolayna Üniversitesi’nden Dimitar Bechev’e göre, Ankara’nın “bir yandan
Rusya’yla anlaşmaya varırken, diğer yandan Suriye konusunda halkın infialine
izin veren çifte stratejisi geri tepmişe benziyor.”
Türkiye’nin
bundan böyle Suriye’de Rusya’yla uzlaşmak için elinden gelenin çok daha
fazlasını yapması gerekecek ve Moskova bu kozu kendi lehine kullanacak.
Zaten
suikastın ertesi günü Suriye konusunda Moskova’da yapılan üçlü zirvede bu
görüldü. Ankara, ABD-Rusya öncülüğündeki BM sürecinden ayrı olarak Moskova’nın
sunduğu tamamen farklı, Dayton tarzı müzakere formatına destek vermişe
benziyor.
(…)
Görünen
o ki bu adım, ABD (…), Suudi Arabistan ve Katar’la birlikte Suriyeli silahlı
muhalif grupların çoğunun temsil edildiği Suudi destekli Yüksek Müzakere
Heyeti’ni tamamen bir kenara itiyor.
Suriye
rejiminin kiminle müzakere etmekte olduğu net değil; ancak 2014-2015’te Rusya
ve Mısır’ın başarısız şekilde Moskova, Astana ve Kahire’de bir araya getirdiği
Suriyeli muhalif gruplardan oluşması kuvvetle muhtemel.
Kilit
konu şu: Acaba Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde IŞİD ve Kürtlerle savaşmak üzere
yolladığı Özgür Suriye Ordusu’ndan bir kısmı aynı masaya oturtabilecek mi?
(…)
Moskova’nın
bu cüretkâr ve güçlü adımı eğer başarılı olursa, Ortadoğu’nun vazgeçilmez gücü
ABD’yi koltuğundan ederek Rusya’yı siyasi nüfuzuyla bölgede liderleri belirleme
kapasitesine sahip bir aktör konumuna taşıyacak.
İşte
bu, niçin Amerikan başkanı seçilen Donald Trump henüz yemin edip göreve başlamadan
alelacele anlaşmanın yapıldığını kısmen açıklıyor. Bu adım yeni yönetim
tarafından da sonunda hoş karşılanabilir. Zira böylelikle Trump, daha evvel
vaat ettiği üzere Amerikan yönetiminin Suriye’den kurtulmasını sağlayabilir.
Moskova’nın
aciliyet hissinin diğer bir nedeni, Suriye savaşını kendi lehine sonlandırarak
buradaki gelişmelerin bir sene sonra yapılacak Rus devlet başkanlığı seçim
yarışını olumsuz etkileme potansiyelinin önüne geçmek. Barış için aktif
arabuluculuğa doğru bu kayışın Rusya’ya yönelik Sünni terörist tehdidini
azaltıp azaltmayacağını hep birlikte bekleyip göreceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder