ABD’NİN SURİYE’DE HALA DAHA SEÇENEKLERİ VAR
Tony Bardan (Demokrasileri Savunma Vakfı araştırmacısı; Lübnan, Hizbullah, Suriye ve
Yakın Doğu jeopolitiği uzmanı)
The Cipher Brief,
18.11.2016
Tercüme: Zahide
Tuba Kor
Başkan seçilen
Trump’ın karşı karşıya kalacağı en büyük meydan okumalardan biri Suriye. Bu
yazıda, bugün Suriye’de nasıl bir gidişat olduğuna ve yeni Amerikan başkanının
nelerle baş etmek zorunda kalabileceğine dair senaryolara değineceğim.
(…)
Kuzeydeki bütün bu
hareketliliğin aksine, Suriye’nin güneyi çok daha sakin bir durumda. Bunun
temel nedeni, geçen seneki Rus müdahalesinin ardından Ürdün’ün, Obama
yönetiminin teşvikiyle ve ayrıca kendi siyaseti doğrultusunda, isyancıların
güney cephesindeki savaşını dondurtması. Bu politika, rejimin Halep harekâtı
için insan gücünü kuzeye kaydırmasına ve başkentin çevresini saran isyancıların
kontrolündeki bölgeleri boğarak Şam üzerindeki baskıyı ortadan kaldırmasına imkân
verdi. Artık soru şu: Acaba İran ve Esed rejimi, Halep’in doğusunu ele
geçirebilir güçte olduklarını artık ispatladıkları varsayımıyla bir noktadan
sonra güneye odaklanırlar mı? Eğer bunu yaparlarsa Ürdün ve İsrail zor
seçeneklerle karşı karşıya kalacak; zira her ikisi de sınırlarının yanı başında
bir İran nüfuzu istemiyor ve yine her ikisi de bilhassa ABD’nin korumasının
ortadan kalktığı bir durumda Rusya’yla gerilime taraftar değil.
Egemenliği artık
sadece sözde olsa da Esed rejimi, Suriye’nin her bir karış toprağını geri alma
niyetini açıkça ilan etti. Bunun için gerekli insan gücüne de kapasiteye de sahip
olmadığının gayet bilincinde. Esed’in gerçekte istediği, ABD’yi daha fazla
kendi tarafına çekmek. Obama yönetimi, Esed’in Suriye’nin batısını kontrol
etmesine pek de ses çıkarmadı. Ayrıca Rusya şemsiyesi altında, rejimle geçici
anlaşma yapmaya kapıları açık olan PKK’nın Suriye kolunu güçlendirdi.
Halep’i geri almak
üzere olan Esed, yeni Amerikan başkanına bir emrivaki yapmakla meşgul:
İktidarda kalacak, ülkesindeki isyan artık kendisine yönelik stratejik bir
tehdit oluşturmayacak ve ABD ile Avrupa’nın kendisiyle uzlaşmaktan başka bir
seçeneği kalmayacak. Esed’e göre, eğer bunu başarırsa dünya, sınırlı da olsa
kendisini yeniden muhatap alacak ve hükümetine ülkenin yeniden inşası için fon
ayıracak, böylelikle yavaş yavaş iç düşmanları tecrit edilecek.
Esed’in arzusunun
gerçekleşip gerçekleşmeyeceği, başkan seçilen Trump’ın yaklaşımına bağlı.
Esed’in tehlikeyi atlattığına dair tüm yorumlara rağmen onun kazanımlarını
tersine çevirmek ve üzerindeki baskıyı yoğunlaştırmak gayet mümkün. Türkiye
destekli Fırat Kalkanı’yla güç birliği yapmak seçeneklerden biri. Güney
cephesini yeniden aktif hale getirmek diğer bir seçenek. Yine Hama’daki isyancı
saldırılarını canlandırmak ve İdlib üzerinden Lazkiye cephesini aktif hale
getirmek de uygulanabilir seçeneklerden. Ancak bütün bunlar için Amerikan
öncülüğü şart ve ayrıca hem hedeflerin hem de Suriye’de neyin tehlike olduğuna
dair anlayışın net olması lazım. Trump’ın buna razı olup olmayacağı ise zaman
içinde görülecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder