7 Ocak 2017 Cumartesi

T.BARDAN: ABD’NİN SURİYE’DE HALA DAHA SEÇENEKLERİ VAR



ABDNİN SURİYE’DE HALA DAHA SEÇENEKLERİ VAR

Tony Bardan (Demokrasileri Savunma Vakfı araştırmacısı; Lübnan, Hizbullah, Suriye ve Yakın Doğu jeopolitiği uzmanı)
The Cipher Brief, 18.11.2016

Tercüme: Zahide Tuba Kor

Başkan seçilen Trump’ın karşı karşıya kalacağı en büyük meydan okumalardan biri Suriye. Bu yazıda, bugün Suriye’de nasıl bir gidişat olduğuna ve yeni Amerikan başkanının nelerle baş etmek zorunda kalabileceğine dair senaryolara değineceğim.
(…)
Kuzeydeki bütün bu hareketliliğin aksine, Suriye’nin güneyi çok daha sakin bir durumda. Bunun temel nedeni, geçen seneki Rus müdahalesinin ardından Ürdün’ün, Obama yönetiminin teşvikiyle ve ayrıca kendi siyaseti doğrultusunda, isyancıların güney cephesindeki savaşını dondurtması. Bu politika, rejimin Halep harekâtı için insan gücünü kuzeye kaydırmasına ve başkentin çevresini saran isyancıların kontrolündeki bölgeleri boğarak Şam üzerindeki baskıyı ortadan kaldırmasına imkân verdi. Artık soru şu: Acaba İran ve Esed rejimi, Halep’in doğusunu ele geçirebilir güçte olduklarını artık ispatladıkları varsayımıyla bir noktadan sonra güneye odaklanırlar mı? Eğer bunu yaparlarsa Ürdün ve İsrail zor seçeneklerle karşı karşıya kalacak; zira her ikisi de sınırlarının yanı başında bir İran nüfuzu istemiyor ve yine her ikisi de bilhassa ABD’nin korumasının ortadan kalktığı bir durumda Rusya’yla gerilime taraftar değil.
Egemenliği artık sadece sözde olsa da Esed rejimi, Suriye’nin her bir karış toprağını geri alma niyetini açıkça ilan etti. Bunun için gerekli insan gücüne de kapasiteye de sahip olmadığının gayet bilincinde. Esed’in gerçekte istediği, ABD’yi daha fazla kendi tarafına çekmek. Obama yönetimi, Esed’in Suriye’nin batısını kontrol etmesine pek de ses çıkarmadı. Ayrıca Rusya şemsiyesi altında, rejimle geçici anlaşma yapmaya kapıları açık olan PKK’nın Suriye kolunu güçlendirdi.
Halep’i geri almak üzere olan Esed, yeni Amerikan başkanına bir emrivaki yapmakla meşgul: İktidarda kalacak, ülkesindeki isyan artık kendisine yönelik stratejik bir tehdit oluşturmayacak ve ABD ile Avrupa’nın kendisiyle uzlaşmaktan başka bir seçeneği kalmayacak. Esed’e göre, eğer bunu başarırsa dünya, sınırlı da olsa kendisini yeniden muhatap alacak ve hükümetine ülkenin yeniden inşası için fon ayıracak, böylelikle yavaş yavaş iç düşmanları tecrit edilecek.

Esed’in arzusunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği, başkan seçilen Trump’ın yaklaşımına bağlı. Esed’in tehlikeyi atlattığına dair tüm yorumlara rağmen onun kazanımlarını tersine çevirmek ve üzerindeki baskıyı yoğunlaştırmak gayet mümkün. Türkiye destekli Fırat Kalkanı’yla güç birliği yapmak seçeneklerden biri. Güney cephesini yeniden aktif hale getirmek diğer bir seçenek. Yine Hama’daki isyancı saldırılarını canlandırmak ve İdlib üzerinden Lazkiye cephesini aktif hale getirmek de uygulanabilir seçeneklerden. Ancak bütün bunlar için Amerikan öncülüğü şart ve ayrıca hem hedeflerin hem de Suriye’de neyin tehlike olduğuna dair anlayışın net olması lazım. Trump’ın buna razı olup olmayacağı ise zaman içinde görülecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder