TRUMP’IN
KENDİ UZMANLAR ORDUSUNA İHTİYACI VAR
Michael
Lind
(Düşünce kuruluşu New America kıdemli uzmanı ve “American Way of Strategy”
kitabının yazarı)
National
Interest, 21.12.2016
Tercüme:
Zahide Tuba Kor
Donald
Trump’ın karşı karşıya olduğu en büyük meydan okuma, (…) Trumpçılığı
uygulayabilecek üst düzey Trumpçıların yokluğu.
Ronald
Reagan, Cumhuriyetçi Parti’nin egemen çevrelerine meydan okuyarak 1980’de
başkanlık yarışını kazandığında bunu, –1950’lere kadar geri giden ve 1964’te
içinden Barry Goldwater’ı aday olarak çıkarmış– muhafazakâr hareketin desteği
sayesinde başarmıştı. Onlarca yıldır muhafazakâr hareket, National Review, Modern
Age ve Human Events dergileri ile Üniversitelerarası
Çalışmalar Enstitüsü (Intercollegiate Studies Institute) ve Özgürlük
için Genç Amerikalılar (Young Americans for Freedom) gibi üye örgütler,
ayrıca sağcı bir yayınevi olan Henry Regnery çevresinde yeşeren bir altyapı
inşa etmişti. Muhafazakâr hareket 1970’lerde kendi düşünce kuruluşu Miras
Vakfını (Heritage Foundation) kurdu. Bir zamanlar liberal olan
yeni-muhafazakârlar (Neoconlar) arasından kendilerine müttefikler de bulmuştu;
Mevcut Tehlike Komitesi (the Committee on the Present Danger), Commentary,
the Public Interest, the National Interest ve yeni-muhafazakârların
revize ettikleri, eskinin iş dünyası yanlısı düşünce kuruluşu Amerikan Girişim
Enstitüsü (the American Enterprise Institute) gibi. Ardından düşünce
kuruluşu Cato Enstitüsüyle ve onun amiral dergisi Reason’la kendisini ifade eden
liberteryen hareket, Evanjelik Protestan dinî sağ ve hatta Richard Viguerie
gibi Cumhuriyetçi aktivistlerin harekete geçirdiği Trump’ın öncüsü popülistler
de müttefik haline gelenlerdendi. Federalist Toplum da yürütme erkine ve
federal yargıya muhafazakârların atanması için çalışmalar yürüttü.
Miras
Vakfı (Heritage Foundation) Ocak 1981’de 20 ciltlik ve toplamda 3000
sayfalık Mandate for Leadership’i yayınladı. Bu çalışma, federal
politikada binlerce spesifik değişim önerisi içeriyordu ve bunların çoğu Reagan
yönetimi tarafından hayata geçirilecekti.
Kısaca
Reagan buzdağının görünen yüzüydü, Trump ise buzdağının kendisi. Trump’ın
Amerikan ordusunun aşırı yayılmasını ve Amerikan üretimine darbe vuran ticaret
anlaşmalarını eleştirmesinin inanılmaz sayıda Amerikan seçmeni nezdinde yankı
bulduğuna hiç şüphe yok. Ancak bu bakış açısının elit kurumlar veya elit
gazeteciler arasında neredeyse hiçbir temsilcisi bulunmuyor.
Trump’ın
sansasyonel, sağcı popülist haber sitesi Breitbart’la ittifakı seçim
kampanyasında gayet işe yaradı. Ancak (…) yeni American Greatness
dergisi dışında Trump yanlısı bir siyasi dergi bulunmuyor. National Review, Commentary ve
the Weekly Standard “Trumpçılara Asla”cılarla dolu.
Muhafazakâr hareket için geçmişte Modern Age’in ve yeni-muhafazakârlar
için de Public Interest ve the National Interest’in
oynadığı rolün bir benzerini oynayacak entelektüel dergiler de yok.
Trump,
tutarlılıktan oldukça uzak; ancak dış politikada zaman zaman Nixonvari bir
realist izlenimi veriyor. Ulusal Çıkar Merkezi (Center for the National
Interest) ve bu yayın organı [Z.T.K. the National Interest’i kastediyor]
dışında, destekçilerinin çoğu akademisyenlerden oluşan ve dış politika
realizmini destekleyen etkili herhangi bir düşünce kuruluşu veya dergi
bulunmuyor. Bunun yerine her iki partinin de atadığı kadrolar ve Amerikan milli
güvenlik kurumunun etkili askeri yetkilileri ve sivil memurları hala daha iki
partili elit stratejisi olan Amerikan küresel hegemonyasına bağlılıklarını
sürdürüyorlar. Bu elit stratejisine göre, Çin ve Rusya gibi diğer büyük güçleri
sınırlarında çevreleyerek ve finans, teknoloji ve ilaç gibi alanlarda Amerikan
sektörleri lehine kurallarla kaleme alınan bölgesel serbest ticaret anlaşmaları
yoluyla Amerikan küresel hegemonyası tesis edilecektir.
İç
siyasette Trump’ın devasa altyapı harcamalarına desteği, liderlerinin daha
evvel bu tür tekliflere hep karşı çıktığı kendi partisindeki bütçe açığı
şahinlerinin konsensüsüyle çelişiyor. Trump seçmenlerine sadece Sosyal Güvenlik
ve Medicare politikalarını bırakma sözünü verdi. Çalışan sınıflarla orta
sınıfın Sosyal Güvenlik yardımlarını kesmek ve Medicare’i Obamacare’e benzeyen karmaşık
özel makbuz sistemiyle değiştirmek, Cumhuriyetçi Parti’nin geri kalanında
kazanılmış ödenek haklarına ilişkin üzerinde uzlaşılan yaklaşım.
Yeni
başkanın sadece kabineye veya temel yürütme kurumlarının başlarına değil, aynı
zamanda yaklaşık 3000 siyasi makama atamalar yapması ve yine yaklaşık 3000
kısmi zamanlı eleman ile Beyaz Saray çalışanları ordusunu işe alması lazım.
1981’de bu makamların çoğu, düşünce kuruluşları, dergiler ve Federalist Toplum
gibi muhafazakâr hareketlere bağlı kuruluşlardan gelen müesses nizam karşıtı
Cumhuriyetçilerle doldurulmuştu. Reagan’ın aksine Trump’ın yararlanacağı elde
hazır topluluklar yok.
Ayrıksı
adaylar, uzmanlara ve teknokratlara karşı seçimlerde yarışabilirler; ama
iktidar koltuğuna oturduklarında yetişmiş kendi uzmanları ve teknokratları
yoksa başarılı olamazlar. Reagan, ülkeyi yönetmeye hazır bir makam bekleyenler
topluluğunun başı olarak Beyaz Saray’a gelip oturdu. Peki ya Trump? Bush
hanedanını devirdi ve Cumhuriyetçi Parti’nin Ryan kanadını yenilgiye uğrattı.
Şimdi ise kendisine sadıklar topluluğu yaratmak zorunda. Ve bu hiç de kolay
olmayacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder