24 Nisan 2020 Cuma

H.KISSENGER: KORONAVİRÜS PANDEMİSİ DÜNYA DÜZENİNİ İLELEBET DEĞİŞTİRECEK




KORONAVİRÜS PANDEMİSİ DÜNYA DÜZENİNİ İLELEBET DEĞİŞTİRECEK

Henry Kissinger (Henry Kissinger, Nixon ve Ford yönetimi dışişleri bakanı ve milli güvenlik müsteşarı)
The Wall Street Journal, 3.4.2020

Tercüme: Zahide Tuba Kor

NOT: Bu tercüme Perspektif web sitesinde 7.4.2020 tarihinde yayınlanmıştır.

İngilizcesi “The Coronavirus Pandemic will Forever Alter the World Order” başlığıyla yayınlanan yazının tamamını okumak için TIKLAYINIZ

NOT: Blogda yer alan 800 küsur içeriğe http://ortadogugunlugu.blogspot.com.tr/2018/01/bu-blogda-neler-var.html linkinden toplu olarak ulaşabilirsiniz.
Kaynak göstermeden blogdaki yazı, tercüme ve infografikleri kullanmamanız önemle rica olunur.


Özet: Covid-19 pandemisi tıpkı II. Dünya Savaşı atmosferinin hüküm sürdüğü 1944’ün sonlarında olduğu gibi, şimdi de herhangi bir kişiyi hedef almayıp rastgele ve yıkımla vuran yeni başlayan bir tehlike hissi uyanıyor. Ama artık mazide kalmış o dönem ile bizimki arasında önemli bir fark var.

Covid-19 pandemisinin sürrealist atmosferi, [II. Dünya Savaşı’nda Normandiya Çıkarması sonrası Avrupa cephesindeki en büyük muharebe olan ve Ardenler Taarruzu olarak da bilinen] Bulge Muharebesi sırasında 84. Piyade Tümeni’nde görevli bir genç olarak kendimi nasıl hissettiğimi hatırıma getirdi. Tıpkı 1944’ün sonlarında olduğu gibi, şimdi de herhangi bir kişiyi hedef almayıp rastgele ve yıkımla vuran yeni başlayan bir tehlike hissi uyanıyor. Ama artık mazide kalmış o dönem ile bizimki arasında önemli bir fark var. İlkinde Amerikan dayanıklılığı daha sonra nihai bir ulusal hedefle takviye edilmişti. Şimdi ise bölünmüş bir ülkede, büyüklük ve küresel kapsam bakımından eşi benzeri görülmemiş engellerin üstesinden gelmek için etkili ve ileri görüşlü bir hükümete ihtiyaç var. Toplumsal dayanışma, toplumların birbirleriyle ilişkileri ve uluslararası barış ve istikrar için halkın güveninin sürdürülmesi çok önemli.
Milletler, kurumlarının felâketi öngörebileceği, etkisini engelleyebileceği ve istikrarı yeniden sağlayabileceği inancına binaen kendi içlerinde kaynaşır ve gelişirler. Covid-19 salgını sona erdiğinde ise birçok ülkenin kurumları başarısız olarak algılanacak. Bu yargının objektif olarak hakkaniyetli olup olmadığının bir önemi yok. Gerçek şu ki dünya, koronavirüs sonrası bir daha asla aynı olmayacak. Şimdi tutup da geçmişi tartışmak sadece yapılması gerekenleri yapmayı zorlaştırır.
Koronavirüs benzeri görülmemiş bir ölçek ve şiddetle vurdu. Yayılması katlanarak artıyor: ABD’deki vakalar her beş günde bir ikiye katlanıyor. Bu yazı bir tedavi sunmuyor. Tıbbi malzemeler, giderek genişleyen vaka dalgalarıyla başa çıkmak için yetersiz. Yoğun bakım üniteleri dolmak üzere ve hatta dolup taşmış durumda. Yapılmakta olan testler, yayılmayı tersine çevirmek şöyle dursun, enfeksiyonun ne denli yayıldığını tespit etmekte bile yetersiz. Başarılı bir aşının üretilip kullanıma geçmesi için önümüzde 12 ila 18 ay olabilir.
Amerikan yönetimi ani bir felâketi önlemekte sıkı bir iş çıkardı. Ama nihai sınav; Amerikalıların kendi kendilerini yönetme yeteneğine halkın güvenini sürdürür bir şekilde ve ölçekte, virüsün yayılmasının durdurulup, ardından sürecin tersine çevrilip çevrilememesi olacak. Ne kadar büyük ve elzem olursa olsun krizle baş etme çabası, koronavirüs sonrası düzene geçiş için paralel bir girişim başlatma ivedi görevini boşlamamalı.
Liderler krizi büyük ölçüde ulusal bazda ele alıyor, ancak virüsün toplum-çözücü/ayrıştırıcı (society-dissolving) etkileri [mevcut ülke] sınırları[nı] tanımıyor. İnsan sağlığına yönelik saldırısı -umarım- geçici olur, ama tetiklediği siyasi ve iktisadi kargaşa nesiller boyu sürebilir. ABD de dahil hiçbir ülke tamamen kendi ulusal çabasıyla bu virüsü alt edemez. Anın ihtiyaçlarının karşılanmasına, nihayetinde küresel işbirliğini içeren bir vizyon ve program eşlik etmeli. Eğer bu ikisini birlikte yürütemezsek her birinin de en kötüsüyle karşılaşacağız.

ABD’nin Yapması Gereken Üç Şey
ABD; Marshall Planı ve Manhattan Projesi’nin geliştirilmesinden dersler çıkararak üç alanda büyük bir çaba sarf etmek zorunda. Birincisi, bulaşıcı hastalığa karşı küresel direnç sağlamaya destek olun. Çocuk felci aşısı ve çiçek hastalığının tamamen ortadan kaldırılması gibi, tıp biliminin zaferleri veya yapay zeka yoluyla ortaya çıkan istatistiksel-teknik tıbbi teşhis mucizesi bizi tehlikeli bir rehavete sürükledi. Büyük nüfuslarda bulaşıcı hastalıkların kontrolü ve uygun aşılar için yeni teknikler ve teknolojiler geliştirmemiz lazım. Şehirler, devletler ve bölgeler -bilimin sınırları dahilinde- stoklama, işbirlikçi planlama ve keşfetme yoluyla halklarını pandemilerden korumaya kalıcı biçimde hazırlanmalı.
İkincisi, dünya ekonomisinin yaralarını iyileştirmeye çalışın. Küresel liderler 2008 mali krizinden önemli dersler aldılar. Mevcut iktisadi kriz ise çok daha karmaşık: Koronavirüsün tetiklediği daralma, hızı ve küresel ölçeği bakımından, tarihte bilinen hiçbir şeye benzemiyor. Ve sosyal mesafe, okulları ve işyerlerini kapatma gibi gerekli halk sağlığı tedbirleri iktisadi sıkıntıya katkıda bulunuyor. Geliştirilen programlar, eli kulağındaki kaosun dünyanın en savunmasız nüfuslarına etkilerini iyileştirme arayışında da olmalı.
Üçüncüsü, liberal dünya düzeninin ilkelerini koruyun. Modern hükümetin kurucu efsanesi, kâh despot kâh hayırhah, ama her daim halkını dış düşmandan koruyacak kadar güçlü olan yöneticiler tarafından korunan etrafı duvarlarla çevrili bir şehirdi. Aydınlanma düşünürleri, meşru devletin amacının insanların temel ihtiyaçlarını -yani güvenlik, düzen, iktisadi refah ve adaleti- sağlamak olduğunu savunarak bu kavramı yeni bir çerçeveye oturtmuştu. Bireyler bu temel ihtiyaçları kendi başlarına sağlayamazlar. Pandemi, refahın küresel ticarete ve insanların hareketliliğine bağlı olduğu bir çağda etrafı duvarlarla çevrili şehri yeniden canlandırarak bir anakronizmi tetikledi.
Dünya demokrasilerinin Aydınlanma değerlerini savunması ve sürdürmesi gerekiyor. Gücü meşruiyetle dengelemekten küresel bir çark ediş, mevcut toplumsal sözleşmenin hem yurtiçinde hem de yurtdışında dağılmasına yol açacaktır. Bu bin yıllık meşruiyet ve güç sorunu, Covid-19 salgınıyla baş etme çabasıyla eşzamanlı olarak çözülemez. Dizginleme, -hem iç politikada hem de uluslararası diplomaside- tüm taraflarda gerekli. Öncelikler belirlenmeli.
Biz, Bulge Muharebesi’nden refahın arttığı ve insan onurunun geliştiği bir dünyaya geçiş yaptık. Şimdi ise çığır açıcı bir dönemde yaşıyoruz. Liderlerin karşı karşıya olduğu tarihi meydan okuma, geleceği inşa ederken krizi yönetmek. Başarısızlık dünyayı ateşe verebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder