23 Şubat 2018 Cuma

D.IGNATIUS: ABD’NİN RAKKA’DAN ALMASI GEREKEN DERSLER




David Ignatius (Washington Post gazetesi köşe yazarı, ödüllü gazeteci ve kitapları en çok satanlar listesinde yer alan casusluk romanı yazarı)
Washington Post, 13.2.2018

Tercüme: Zahide Tuba Kor

NOT: Lütfen kaynak göstermeden tercümenin bir kısmını veya tamamını kullanmayınız, alıntılamayınız, yayınlamayınız

Rakka/Suriye
Cehennem iki defa Rakka’nın üzerine çöktü: Birincisi, 2014’te İslam Devleti (İD) savaşçıları tarafından ele geçirilip başkent haline getirildiğinde; ikincisi, geçtiğimiz sene şehir merkezinin çok büyük kısmını dümdüz eden bir operasyonla ABD destekli kuvvetlerce kurtarıldığında.
Fotoğraflar ve videolar buradaki hasarı gösteriyor; ama yıkımın ne denli yoğun olduğuna sizi hazırlamıyor. Binalar parsel parsel un ufak olup birer moloz yığınına dönüşmüş durumda. Bazı alanlarda yeniden inşa uzak bir ihtimal. Sadece paramparça haldeki betonları ve eğri büğrü inşaat demiri yığınlarını temizlemek bile yıllar alacaktır.
Rakka, İkinci Dünya Savaşı’ndan beri ender yaşanan bir şehir savaşı vahşetini tecrübe etti. 1943’te Stalingrad ve 1945’te Berlin’le ilgili haber filmlerini bir düşünün. Bu şehirler savaşın şiddetinin ve kurtuluşun maliyetinin birer sembolüydü ve şimdi de Rakka aynı kaderi paylaşıyor.
Rakka’nın kurtarıcıları, şehri ele geçiren Kürtler öncülüğündeki SDG milisleriydi. Haziran ayı sonunda Rakka’yı kuşattılar, ardından ekim ayına kadar çemberi giderek daralttılar ve sonunda direniş çöktü. SDG savaşçıları ne kadar cesur olurlarsa olsunlar, eğer Amerikan savaş uçaklarının, silahlı İHA’larının ve topçularının yıkıcı ateş desteği olmasa savaşı kazanamazlardı. Bu vahşice ama etkili bir bileşendi. Son tahkimli mevzilerden biri yerel hastaneydi.
İD bir veda mesajıyla Rakka’dan ayrıldı: Şehri el yapımı patlayıcılarla doldurdu, ki ekim ayından bu yana 150’den fazlası çocuk olmak üzere yaklaşık 500 kişi yaralanmış durumda.
Geçen hafta operasyonu yöneten Amerikan Özel Harekât birlikleriyle yaptığımız bir günlük şehir turunda bazı unutulmaz kareler hafızamıza kazındı: Düşmanlara gözdağı vermek için bir amfitiyatroya açılan toplu mezarlar, internete yüklemek maksadıyla infazları videoya çektikleri şehir merkezi, yeraltı zindanlarında mahkûmlara işkence yaptıkları stadyum. İD şehri bir ölüm tarlasına çevirmiş.
(…) Şimdiye kadar belki 50.000 kişi, yani Rakka’nın eski nüfusunun altıda biri şehre geri dönmüş durumda.
(…)
Peki, Rakka’dan alınan dersler neler? ABD 2014’te verdiği İD’i “geriletme ve nihayetinde kökünü kazıma” vaadini yerine getirdi. Başkentin fethi tüyler ürpertici olsa bile şüphe duyulan Amerikan kararlılığını göstermiş oldu. Burada Amerikan askerî stratejisi “imha etme” idi ve bu gerçekleşti. Bundan sonra düşmanlar savaş çıkarmakta daha çekingen olacaktır.
Diğer bir ahlaki ders şu: İD gibi kararlı bir düşmanın Rakka ve Musul gibi şehir merkezlerinin kontrolünü ele geçirmelerine müsaade etmek bir hatadır. Zira kurtarılırken bu şehirler enkaza dönüştüler. Eğer ki kendisini adamış savaşçılar bir şehri ele geçirirse onları oradan çekip atabilmek ancak muazzam bir insani maliyetle gerçekleşir.
Ve son olarak Rakka [tecrübesi], herhangi bir yerde ardından ne geleceğini bilmeden mevcut idari düzeni bozmakta dikkatli olunması gerektiğine dair bir uyarı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, sürekli bu noktaya –yani ABD’nin “ertesi gün”e dair daha iyi bir planı olmadan Suriye, Irak, Yemen ve Libya’da yönetimin devrilmesini pervasızca teşvikte ettiğine– işaret ediyor ve belki de bu konuda haklı. [Bu gibi durumlarda] doğan boşluklar sıklıkla savaş ağaları, yabancı paralı askerler ve ölüm tutkunları tarafından doldurulmakta.
ABD ve müttefikleri, Rakka’yı işkenceyle yöneten bir hilafetin elinden kurtarmak için neredeyse tamamen yerle bir etti. Bu sadece bir savaştı; ama bir kez daha buna benzer bir savaş vermekten kaçınmak için elimizden geleni yapmalıyız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder