TRUMP YÖNETİMİNDE
ASKERİ LİDERLER GÜÇLERİNİ KONSOLİDE EDİYOR
Robert Costa (Washington Post iç siyaset muhabiri) & Philip
Rucker (Washington Post’un Beyaz Saray büro şefi)
Washington Post,
22.8.2017
Tercüme: Zahide Tuba Kor
Üst düzey askeri yetkililer; Beyaz Saray koridorlarındaki tartışmaları ardı
ardına kazanarak, kamuoyu önünde Başkan’la aykırı düşerek ve hatta onun en
tartışmalı politikalarından birinin hayata geçirilmesine ayak direterek Donald
Trump’ın başkanlığında Amerikan siyasi hayatının her köşesinde hazır ve nazır
hale geldiler.
Düzene ve küresel normlara itimat eden bu askeri liderler, dengesiz bir
başkana danışmanlık yaptıklarından yürütme erkinde güçlerini sürekli konsolide
ediyorlar. Her iki siyasi partiden de müesses nizamın bazı adamları, askerleri
çalkantı döneminde ulusun hamileri olarak görüyorlar.
Trump’ın kadroları emekli ve muvazzaf generallerle doldurması, nesillerdir
sivil liderleri askeriyeden ayrıştırıp onun üstünde bir konuma yerleştiren bir
ülkede bu teamülden çarpıcı bir uzaklaşmaya işaret ediyor.
Yedi yönetime hizmet etmiş eski CIA şeflerinden John E. McLaughlin, “Modern
başkanlık tarihinde ilk kez üniformalılar, Başkan üzerinde bu denli etki kuruyorlar.
Şu an onlar olağanüstü bir rol oynuyorlar” diyor.
(...)
Bu arada Beyaz Saray’daki generaller, Trump’ın etkileşimlerini/ilişkilerini
saat saat çekip çeviriyor ve yapılması gerekenleri kulağına fısıldıyorlar; bu
fısıltılar, tıpkı bu hafta Afganistan’da Amerikan askeri operasyonlarını
genişletme kararında olduğu gibi, sık sık politikaya dönüşüyor.
Trump’ın halkasının merkezinde, sahada komutan olarak bilfiil tecrübe
kazanmış deneyimli üç general bulunuyor: Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü John F.
Kelly, Savunma Bakanı Jim Mattis ve Milli Güvenlik Müsteşarı H.R. McMaster. Bu
üç general, Başkan’la şahsi ilişkilerini dikkatlice örerek onun güvenini
kazanıyorlar.
Başkan Trump’ı kıyasıya eleştirenler, askerlerin bu yükselişini,
Beyaz Saray’ın günlük kaosu içinde sakinleştirici bir güç olarak görerek hoş
karşılıyorlar.
(…)
Bill Clinton’ın başkanlığı sırasında savunma bakanlığını yürüten
William S. Cohen, Trump “yönetime hiçbir tecrübesi olmadan geldi ve tutarlı bir
stratejik felsefesi yok. Yönetim içinde bir savaş var ve bu hala çözülebilmiş
değil… Askeriye, yönetime biraz olsun tutarlılık ve disiplin katmaya çalışıyor”
diyor.
(…)
Ancak Sağ kanattan mesela bazı Trump destekçileri, asker ve sivil
liderlik arasındaki çizginin bulanıklaşmasından endişeliler; tıpkı uygulanacak
politikalar konusunda birçok asker kökenliyle çatışmış olan ve kısa süre evvel
görevini bırakmak zorunda kalan Trump’ın eski Beyaz Saray Baş Stratejisti
Stephen K. Bannon’ın yönetimindeki muhafazakâr web sitesi Breitbart News’in
son dönemdeki manşetlerinde görüleceği gibi…
(…)
Yorumcu ve Trump’ın müttefiki Ann Coulter, pazartesi günü şöyle bir
twit attı: “Askeri-endüstriyel kompleks kazanıyor.”
(…) Liberal bir web sitesi olan ThinkProgress (…) bu ay
“Askerler Trump yönetimini devralıyor” manşeti attı.
(…)
Eski CIA şefi McLaughlin dedi ki “Trump bir ölçüde [evcilik oyunu
gibi] başkan[cılık] oynuyor ve zannedersem bir grup savaşçıya komuta
edebilme fikri onun için oldukça tatmin edici.”
(…)
Trump yönetiminin üst düzeyinde hizmet eden askerler sadece Kelly,
Mattis ve McMaster da değil. CIA Şefi Mike Pompeo, Adalet Bakanı Jeff Sessions,
Enerji Bakanı Rick Perry ve İçişleri Bakanı Ryan Zinke de ordunun çeşitli
birimlerinde görev yapmış kişiler. Ayrıca Trump son dönemde eski ordu komutanı
Mark S. Inch’i Federal Hapishaneler Bürosunun başına getirdi.
Diğer müttefikleriyle birlikte Kelly, Mattis ve McMaster üçlüsünün
kendilerine biçtikleri rol, sadece Trump’ın emirlerini uygulamak değil, aynı
zamanda felaketvari sonuçlar doğurmasından korktukları adımlardan da Başkan’ı
uzaklaştırmak.
(…)
Yasama organının Demokrat Partili üyeleri, Trump’ı neredeyse her
konuda eleştirmekte gayet süratliler; ancak konu, geleneksel olarak siyasi
makamlarda askerlerin baskın olmalarına geldiğinde eleştiriden geri duruyorlar.
Hawaii Senatörü Brian Schatz, verdiği bir mülakatta “(…) onlar
oradalar çünkü düşünceliler, hukuka riayet ediyorlar ve rasyoneller” diyor. (…)
Bu duruşu, Trump’ın fikirlerinden ve huyundan endişe duyan müesses
nizamdan birçok Cumhuriyetçi de paylaşıyor. (…)
Başkana yakın olan kişiler, her ne kadar Trump çoğunlukla askeriyenin
öğütlerini tutsa da yeni problemler belirdiği takdirde generallerine kolayca
sırtını dönebilir, diyorlar. Trump’ı da “ruhen askerlerle olan, ancak daha
ziyade işadamı güdüsüyle hareket eden bir başkan” olarak niteliyorlar. (…)
Ayrıca Trump’ın Milli Güvenlik Müsteşarı McMaster’la ilişkileri de
aylardır gergin; kısmen bu, ikilinin iş tutma biçimindeki farklılıktan
kaynaklanıyor. McMaster’ın Milli Güvenlik Konseyi’nde sistemli ve –üst
düzeydeki diğer iki generalle– uzlaşma arayışlı politika üretme sürecine Başkan
Trump’ın sabrı giderek azalıyor.
Adının belirtilmesini istemeyen üst düzey bir Beyaz Saray yetkilisi,
“Başkan’ın McMaster’la gerginliklerine bakarsanız, önümüzdeki altı ay içinde
Afganistan’da şartlar iyileşmezse onlardan nasıl uzaklaşabileceğini
görebilirsiniz. Trump generallere açık çek vermiş değil” diyerek içtenlikle
durumu değerlendirdi.
Bunun bir örneği, milli güvenlik müsteşarlığı görevinde sadece 24 gün
kalabilen emekli Korgeneral Michael Flynn. Trump, onu, başkanlığı kazanıp henüz
yemin etmediği iki aylık geçiş sürecinde Rus büyükelçisiyle temasları konusunda
Başkan Yardımcısı Pence’e doğruyu söylemediği iddiası üzerine şubat ayında
görevinden almıştı.
(…)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder