17 Eylül 2017 Pazar

G.F.: SURİYE NİÇİN ESKİ HALİNE DÖNDÜRÜLEMEZ?



SURİYE NİÇİN BİR DAHA ESKİ HALİNE DÖNDÜRÜLEMEZ?
Geopolitical Futures, 8.9.2017

Tercüme: Zahide Tuba Kor

Lübnan’ın yakın tarihi, Suriye İç Savaşı ve geleceğinden neler bekleyebileceğimiz konusunda değerli bir kavrama imkânı sunuyor. Lübnan, Suriye’den çok daha küçük olup etnik gruplar da iç savaş öncesi ülkede çok daha dengeli bir şekilde dağılmış haldeydi. Buna rağmen Lübnan 1975’te savaşa girdi ve bu savaş 15 seneden fazla sürdü. Biz de altıncı yılına girerek yarı yolu kat etmiş Suriye İç Savaşı’nın en az bu kadar daha sürmesini bekliyoruz. [Z.T.K. Lübnan İç Savaşı üzerine çalışmış biri olarak naçizane kanaatim de aynı yönde. Mevcut düzenlerin çökmekte olduğu küresel ve bölgesel sistemde taşlar yeniden yerine oturmadan ve yeni bir düzen kurulmadan Suriye’de –çatışmaların azalacağı dönemler olsa bile– iç savaşın tamamen sona ermesi mümkün değil. Zira Suriye, küresel ve bölgesel güç mücadelesinin temel sahası, hatta bir nevi “Üçüncü Dünya Savaşı”nın verildiği bir alan… Lübnan İç Savaşı da 1991’de Soğuk Savaş’ın sona erip yeni bir dünya düzenine adım atıldığı, ayrıca Körfez Savaşı’nın yaşandığı ve Ortadoğu Barış Süreci’yle yeni bir bölgesel düzene kapı aralandığı bir dönemde Lübnan, Suriye’nin himayesine bırakılmak suretiyle sona ermişti.]
Lübnan’ın iç savaş sonrası yılları da tam anlamıyla barışçıl değildi. Suriye’ninki bundan daha da kötü olacak. Suriye parçalanıp beli bükülmüş bir ülke ve ne kadar diplomatik çaba sarf edilirse edilsin veya bombalanırsa bombalansın bunlar ülkeyi tekrar bir araya getiremeyecek. Sebebi çok basit: etnik ve mezhebi kaos. [Z.T.K. Suriye’nin geleceğinin Lübnan’dan daha az barışçıl olma ihtimalinin ikinci bir nedeni, bu ülkeyi kendi milli güvenliğinin bir teminatı olarak görerek nüfuzu altına almak isteyen dış aktör sayısının çok daha fazla olması… Suriye, iç savaş sonrası hangi dış gücün at oynatacağı bir alan olacak? Lübnan’ı 15 sene sonunda Suriye’ye bırakmaya razı oldukları gibi, ileride Suriye de bir ve bütün olarak tek bir gücün himayesine teslim edilebilir mi? Jeopolitik bakımdan Suriye, tek bir güce teslim edilemeyecek kadar önemli olduğundan bölünme ihtimali maalesef ki yüksek görünüyor. Ancak küresel ve bölgesel nüfuz mücadelesi veren güçler bu topraklar üzerinden birbirleriyle daha uzun bir süre kapışacaklar, ta ki sözkonusu güçlerin çoğu pes edip oyundan çıkmaya razı olana kadar. Tıpkı Lübnan tecrübesinde olduğu gibi…]



Çatışmalar ve göç nedeniyle bugün Suriye’nin karşı karşıya kaldığı demografik dağılımı/yıkımı tam olarak bilebilmemiz imkânsız; ama savaştan evvel ülkenin kabaca %68’i Sünni idi. Bunun %10’u Kürt, kalanı ise Arap’tı. Aleviler toplam nüfusun %11 idi. Ülkenin şu üç grup arasında bölünmüş halde kalacağını tahmin etmek mümkün: Aleviler, Suriye Kürtleri ve Sünni Araplar. Aleviler Esed’e bağlılar, Suriye Kürtleri YPG’ye sadıklar, Araplar da bir kısmı İslamcı bir kısmıysa Esed destekçisi olmak suretiyle kendi içlerinde bölünmüş haldeler ve bütün bunların tamamı birbiriyle nüfuz yarışı içindeler.
Esed rejimi, Aleviler ve Esed’in koruduğu diğer azınlıklar asla Suriye’de demokrasiye razı olmayacaklar. Zira bunu yapmak, Sünni Arap güçleri iktidara taşıyarak bu azınlık cemaatlerin onların belirli misillemelerine maruz kalmasına kapı aralayacaktır. Aynısı, Ortadoğu’nun en küçük ve en yeni Kürt nüfusu olmasına rağmen kendileri için fiilî bir devleti güvence altına alan ve Türkiye’yle sınırlarındaki savunmasız konumlarına stratejik derinlik katmaya çalışırken mümkün olduğunca fazla toprak elde eden Suriye Kürtleri için de geçerli.

En muhtemel senaryo Suriye’nin sonunda üç büyük parçaya bölünmesi. İlki, Esed rejiminden geri kalanlarca kontrol edilecek [Z.T.K. Şam, Hama, Humuş, Halep gibi] büyük şehirler ve Alevilerin merkezî toprakları olan Akdeniz sahilindeki kaleler. İkincisi, Suriye Kürtlerinin toprakları olacak. Üçüncüsü ise Sünni Arapların kanunsuz/kontrolsüz toprak parçaları olacak. Bu Sünni Arap grupların isimleri sürekli değişmekte; ancak sözkonusu bölgelerde üstünlük elde etmek için birbirileriyle çatışmayı sürdürecekler ve Esed birlikleri ile Suriye Kürt güçlerine fırsatçı saldırılar düzenleyecekler [Tersi de yaşanacaktır].

[Suriye'nin yüz yıllık tarihi bugün yaşananlara ve gelecekte meydana gelebilecek gelişmelere ışık tutmaktadır. Bu blogda yer alan, Robert Kaplan'a ait 1993 tarihli "Suriye: Kimlik Krizi" yazısının tercümesini okumanızı tavsiye ederim.]

[Yine Lübnan İç Savaşı'yla ilgili okuma yapmak isteyenlere tavsiyem, şahsıma ait olan "Ortadoğu'nun Aynası Lübnan" kitabıdır. Kitabın giriş yazısı ve içindekiler kısmına ulaşmak için TIKLAYINIZ.]


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder