23 Nisan 2018 Pazartesi

J.L.SHAPIRO: BATI, RUSYA’YA DERSİNİ SURİYE’DE VERİYOR





Jacob L.Shapiro (Geopolitical Futures analiz direktörü)
Geopolitical Futures, 16.4.2018

Tercüme: Zahide Tuba Kor

NOT: Lütfen kaynak göstermeden tercümenin bir kısmını veya tamamını kullanmayınız, alıntılamayınız, yayınlamayınız.

Blogda yer alan 750 küsur içeriğe http://ortadogugunlugu.blogspot.com.tr/2018/01/bu-blogda-neler-var.html linkinden toplu olarak ulaşabilirsiniz.


Geçen hafta ABD, İngiltere ve Fransa Suriye’de belirli rejim hedeflerine yönelik koordineli füze saldırıları gerçekleştirdi. (…) Sözkonusu üç ülkeyi harekete geçiren temel saik, büyük ölçüde kendi iç siyasi mülahazalarıydı; bu da hem Suriye’deki hedeflerinin rejim değişikliği olmadığına hem de Beşşar Esed’in adımlarından kısmen Rusya’yı sorumlu tuttuklarına işaret ediyordu.

Dört büyük güç
Şu an için Suriye’ye müdahil olan dört küresel güç var: Rusya, ABD, İngiltere ve Fransa. Rusya, kendi iç problemlerinden dikkatleri dağıtmak için güneye yöneldi. (…) ABD’nin iki kez Esed’i vurma nedeni, Başkan Trump’ın (…) selefi Obama’yla kıyaslanmak istememesi. İngiltere, Avrupa’nın öcüsü olarak Rusya’ya sarmış durumda; son dönemde hem Rus diplomatların sınır dışı edilmesini hem de Rusların vekil gücü bir devlete [yani Suriye’ye] hava saldırılarını -birkaç ay evvel Başbakan Theresa May hükümetini düşmenin eşiğine getiren- çekişmeli Brexit müzakerelerinden dikkatleri dağıtmak amacıyla kullanıyor. Ülkeyi felce uğratan işçi isyanıyla baş etmeye çalışan ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un popülerliğini hızla yitirdiği Fransa ise herkesin malumu olan bir gerçeği gizlemeye çalışıyor: Fransa, AB içinde Almanya’nın küçük ortağına dönüşmüş durumda.
Dört ülke de Esed’in sözümona kimyasal silah kullanımına hazırlıksız. ABD çaresizce Suriye’den bir çıkış yolu arıyor. İngiltere ve Fransa ise, bırakın Rusya’yla askeri bir çatışmayı, Esed rejimini devirmek için gerekli olan türden bir askeri kuvveti konuşlandırmakta dahi isteksiz. Rusya’nın Suriye’deki konuşlanması başından beri hep (…) hava kuvvetleriyle sınırlıydı. Bu, ne bir Körfez Savaşı ne de Üçüncü Dünya Savaşı’nın bir girizgâhı. Dış güçler Ortadoğu’da her zaman yaptıklarını tekrarlıyorlar: Birbirine karşı ve hatta kendilerine puan kazan(dır)mak için satranç tahtasında piyonların üzerine gidiyorlar.
Öte yandan bu savaştaki asıl oyuncular hafta sonu dikkat çekici bir şekilde sessizdiler. Daha evvel Esed rejimini ve Suriye’deki İran hedeflerini defalarca bombalamış olan İsrail, gelen haberlere göre, Suriye’nin kimyasal silah tesisleri hakkında [müttefiklerine] birtakım istihbaratlar sağlamak dışında bu harekâta katılmadı. (…) Türkiye de füzeler düşmeye başlayana kadar Rusya ile ABD arasında arabuluculukla meşguldü. İran ise bu saldırıları suç saydı, ama intikamı söylemlerde kaldı.
Suriye İç Savaşı çok daha geniş bir yangına dönüşebilir ve eğer ki bu gerçekleşirse Batı’nın Esed’in kimyasal silah tesislerine sınırlı hava saldırılarından değil, Türk-İran menfaatlerinin çatışmasından patlak verecektir. Rusya ile ABD BM’de karşılıklı olarak birbirini kınayadursun Esed rejimi muhalefeti temizlemeye devam edecek, Türkiye kuzey Suriye’deki istilasını sürdürecek, İran üsler kurmayı ve kendi vekil güçlerini kuvvetlendirmeyi bırakmayacak, İsrail çok daha geniş bir hedefle caydırma stratejisini uygulayacak ve Suriye Kürtleri de artık kendilerine ihtiyaç duymayan patronları ABD tarafından yarı yolda yüzüstü bırakılacakları o kaçınılmaz ana daha da yaklaşacaktır. Batı’nın hava saldırıları tehdidi yatıştıkça hasım güçler de gerçek savaşa o kadar hızlı geri dönecektir.

Rus karşıtı koalisyon
(…) Duma’da kimyasal silahların kullanıldığına dair mevcut kanıtlar az. (…) Batı’nın saldırılarının zamanlaması (…) kafa karıştırıcı.
Dahası, Esed rejiminin bu türden silahlar kullanması için ortada çok az neden var. (…) Rusya Suriye’den çekilmeye ve bunun için aylardır çözüm amaçlı müzakereler yürütmeye çalışıyor. İran’ın Suriye’deki konumu tehdit edici olmakla birlikte zayıf; sağlam bir varlık oluşturması ve uzun ikmal hatlarını güvence altına alması için zamana ihtiyacı var. Bu şartlar altında İran’ın Batı’nın hedefi haline gelmesi, kendi gündemini hayata geçirmesi bakımından zararlı olacaktır.
Bu kafa karışıklığı arasında kesin olarak söylenebilecek şey, bu vesileyle Rus karşıtı bir koalisyonun şekillenmekte olduğu. Batı’nın saldırıları, Suriye savaşında güçler dengesini değiştirmedi [Z.T.K. aksine bu saldırı Esed’in Suriye’deki meşruiyetini ve halk desteğini artırdı] ve aslına bakarsanız, Suriye’yi moloz yığınına dönüştüren çatışmayla da pek alakalı değildi. Bu aşamada sözkonusu saldırı, daha ziyade Rusya’ya karşı alınmış siyasi bir duruş gibi görünüyor. (…)
[Geopolitical Futures olarak] 2018 yılına ilişkin öngörülerimiz arasında Batı ile Rusya’nın bu boyutta bir çatışması yer almıyordu. Rusya, Ortadoğu’da Türkiye ile İran’ı süresiz olarak birbiriyle çatışma halinde tutan ve böylelikle her ikisinin de -kendi nüfuz alanında Rus menfaatlerine meydan okuyacak kadar- güçlenmesini engelleyecek bir güç dengesi istiyor. Batılı güçler de bir güç dengesi arzusunda. [Z.T.K. Hiçbir gücün diğeri üzerinde hegemonya kuramayacağı şekilde Türk, Arap ve Fars unsurları arasında bir denge diyebiliriz buna.] Ancak eski alışkanlıklar kolay kolay değişmiyor. Soğuk Savaş kıyaslaması, -her ne kadar mevcut duruma uyarlanması yanlış olsa da- ahlaken muğlak bir çatışmada anlaşılabilir şekilde ilgi uyandırıyor [Z.T.K. Shapiro’nun konuyla ilgili “İdeoloji Ölmüş Durumda” başlıklı yazısını okumak için TIKLAYINIZ]. Zaman zaman iç zorunluluklar uluslararası gereklilikleri aşarlar. Amerikan Başkanı Trump güçlü görünmek istiyor; İngiltere Başbakanı May’in Avrupa’nın Kuzey İrlanda’yla sınır meselesi yerine dış tehditlere odaklanmasına ihtiyacı var; Fransa Cumhurbaşkanı Macron da siyasi bir zafer konusunda çaresiz durumda. Ve işte bütün bu istek ve ihtiyaçlar, Ortadoğulu bir paryanın topraklarındaki önemsiz hedeflere yönelik maliyeti düşük bombardımanlarla elde edilebilir. Rus Devlet Başkanı Vladimir Putin’e gelince, [onun formülasyonu da] Moskova’ya karşı Batı; nitekim büyük iktisadi işlevsizlikler, eğer çekilen sıkıntılar Kutsal Ana Rusya’yı savunma adınaysa tabii ki affedilebilirdir.
Burada verilen iki savaş var: Birincisi Suriye için verilen askerî bir savaş, ikincisi Rusya ile Batı arasında bir halkla ilişkiler savaşı. Suriye’ye hava saldırıları bu ikinci savaşın salvoları. İlkine gelince ufukta bir değişiklik, bir çözüm yok. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder