16 Kasım 2023 Perşembe

Z.T.KOR: TUZ VE TAŞ ÜSTÜNDE: SURİYE’DE REJİM, SAVAŞ VE GÖÇ


Tuz ve Taş Üstünde: Suriye’de Rejim, Savaş ve Göç

Zahide Tuba Kor

Küre Yayınları, İstanbul, Ekim 2023

https://kureyayinlari.com/Kitap/11322/tuz_ve_tas_ustunde

 

Savaşlara sadece büyük güç mücadelesi, doğal kaynak paylaşımı, cephelerdeki ilerleyiş üzerinden bakarak sahanın gerçeklerini okuyamayız. Askerî-siyasi süreç kadar toplum ve birey, istatistikler kadar biyografiler de önemlidir. Siyasi ve askerî şahsiyetler kadar sıradan siviller de kulak verilmeye değerdir.

Bu kitapta farklı vilayetlerden, mesleklerden, mezheplerden ve ideolojilerden otuz küsur Suriyeli hem rejim, isyan/devrim, savaş ve göçe dair kendi hikâyelerini ve şahitliklerini anlatıyor hem de duygu ve düşüncelerini paylaşıyor.

Baas nasıl bir rejimdir? Siyasi, iktisadi, hukuki, askeri, dini ve kültürel politikaları nelerdir? Halk neden isyan etti? Barışçıl gösteriler savaşa nasıl evirildi? Savaş ve kuşatma altında ne tür acılar ve yıkımlar yaşandı? Rejim gerçekten kazandı mı? Şu an nasıl bir sosyoekonomik çöküş yaşanıyor? Mültecilik ne demektir? Niçin kısa vadede barış ümidi yok? Yaşananlardan ne gibi dersler çıkarılmalı? Bunlar, cevabı aranan sorulardan sadece birkaçı.

12 yıldır Suriye ve Suriyeliler hakkında doğrusuyla yanlışıyla çokça konuştuk. Bu kitapta sözü olayların canlı şahitlerine veriyor; Suriyeli şair Nizar Kabbani’nin Yasaklanmış Şiirler adlı şiirinde dile getirdiği gibi “Tuz ve taş üstünde uyuyan kentler”e misafir oluyoruz.


İ Ç İ N D E K İ L E R

Giriş 

Ali el-Kürdî (Filistinli Suriyeli eski mahkûm, belgeselci, gazeteci-yazar):

“2011’de başlayan olaylar, Esed’in elli yıllık demir yumrukla yönetiminin sonucu”

Hâşim Kâsım (Filistinli Suriyeli UNRWA insani yardım görevlisi):

“Filistinliler tarihte ilk defa rejimin Yermük Kampı kuşatmasında açlıktan öldü”

XX-1 (Filistinli Suriyeli iktisatçı ve yazar):

“Halkın yüzde 90’ı fakirlikle boğuşurken yüzde 10’luk rejim ve çevresi refah içinde”

XX-2 (Filistinli Suriyeli UNRWA insani yardım görevlisi):

“Acayip olayların şahidiyim; Suriye halkının yaşadığı zulümleri havsalanız almaz”

XX-3 (Duma’da yaşananların şahidi ve devrimin öncüsü ev hanımı):

“Kimyasal silah yüzünden insanlar boğularak korkunç şekilde can verdi”

XX-4 (Askerden firar eden Yebrûdlu elektrik mühendisi):

“Askerlerin halkı öldürmek ile firar edip ailesini kurban vermek ikileminde kalmaları korkunçtu”

XX-5 (Filistinli Suriyeli gazeteci):

“Şam sokakları dilenen çocuklar ve çöpten yiyecek arayanlarla dolu”

XX-6 (2013-2015 yıllarında hapis yatmış Şam Kırsalı’ndan dul hanım):

“Suriye’deki hapis hayatım da, Türkiye’deki tutunma çabam da çok zordu”

XX-7 (İdlibli eski mahkûm ve hemşire):

“Korkunç işkenceleri rejime boyun eğip asla muhalif olmamamız için yaparlardı”

XX-8 (Savaşta yaralıları tedavi etmiş Şam Kırsalı’ndan hemşire):

“Yararlılar hiç bitmiyordu; sağlık personeli olarak çocuklarımızı bile unutuyorduk”

Hamza el-Hatîb (Doğu Halep’te hastane kuran doktor ve aktivist):

“Doktorlar, halka ümit ve direnmeleri için cesaret veriyordu”

Vaad el-Hatîb (For Sama belgeselinin yönetmeni ve aktivist) ve Hamza el-Hatîb:

“Yaptıklarını inkâr eden rejime karşı direniş yöntemim yaşananları filme almaktı”

Râid es-Sâlih (İdlibli Suriye Sivil Savunma Kurumu müdürü):

“Rejim Sivil Savunma gönüllülerimizi katletse de 125.000’i aşkın Suriyeliyi kurtardık”

XX-9 (Şam’da psikolojik danışmanlık yapmış Filistinli Suriyeli):

“İç göç yaşayanlar her şeylerini yitirmiş, travma içindeydi”

Âmir Münir Gadban (Ürdün ve Türkiye’de mültecileri tedavi etmiş, 43 yıldır ülkesine dönemeyen psikolog):

“Geleceğini yitik hisseden mülteciler en çok güvene ve güvenliğe ihtiyaç duyuyor”

XX-10 (Subay eşi ordudan firar etmiş, Hamalı sınıf öğretmeni dul hanım):

“Vatanımızı terk edip mülteci konumuna düşmek kolay mıydı sanıyorsunuz?”

XX-11 (Hamalı, tarih alanında yüksek lisans öğrencisi):

“Savaşın hatıralarıyla yaşamak çok kötü; içimde mutluluğu engelleyen bir şey var”

XX-12 (Ebeveyni ve üç kardeşi bombardımanda hayatını kaybetmiş Humuslu yetim):

“Uçak sesi duyunca yere yatıp kelime-i şehadet getirmeye başlardık”

XX-13 (Eşi hapishanede işkenceyle hayatını kaybetmiş Şam Kırsalı’ndan dul hanım):

“Hapiste işkence altında can veren eşimin nereye gömüldüğünü bilmiyoruz”

XX-14 (Halepli gazeteci ve yazar):

“Biz mültecileri devletçe de, milletçe de istemediğinizi biliyoruz ama çaresiziz”

Muhammed Akta (Türkiye doğumlu, Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları Federasyonu genel müdürü):

“Suriye’nin yatırımcıları ve kültürel-entelektüel birikimi Türkiye’ye gelmişti”

Alaa el-Hatîb (Mehcer: Göç Sanatçıları Derneği kurucusu Selemiyeli ûdî bestekâr):

“İnsanları ferahlatmak ve onlara ümit vermek için Şam’da müzik icra ettim”

Ahmed Kebsu (Azez’de kültür merkezlerinin idarecisi Halepli entelektüel):

“Kuzeybatıdaki Suriyeliler rejimin eline düşmektense denizde boğulmayı yeğliyor”

XX-15 (Suriye’nin kuzeybatısında görev yapan Halepli avukat):

“Suriye’de hukuk acınası halde, hiçbir bölgede doğru düzgün uygulanmıyor”

XX-16 (Kamışlılı müderris ve imam):

“Baas rejimi Kürtleri marjinalleştirdi, PYD ise cahilleştirdi ve göç ettirdi”

Bedir Mulla Reşîd (Raman Araştırma ve Danışma Merkezi kurucusu, Kamışlılı araştırmacı):

“PYD önce İran ve Esed’den, daha sonra ABD’den gelen emirle hareket etti”

Muhammed Sarmînî (Jusoor Araştırma Merkezi kurucusu, Kuveyt doğumlu siyasi aktivist):

“Muhaliflerin yeterli siyaset ve devlet tecrübesi yoktu, fikirleri olgunlaşmamıştı”

Abdülhakîm Kuteyfân (Deraalı eski mahkûm ve tiyatro, televizyon ve sinema oyuncusu):

“Devrimi destekleyen sanatçıların çoğu yurtdışında maddi sıkıntı içinde”

XX-17 (Rejimin gazetesi Tişrin’de çalışmış Selemiyeli gazeteci):

“Esed, Suriye halkının değil, bir çetenin cumhurbaşkanıdır”

Bessâm Yûsuf (Lazkiyeli eski mahkûm ve gazeteci, yazar ve siyasetçi):

“Hafız Esed, tarih boyunca mazlum bir azınlık olan Alevileri zalime dönüştürdü”

Fazl es-Sekkâl (Şamlı eski mahkûm ve siyasi aktivist):

“Hiçbir diktatörlük, halkı bastırma konusunda Esed rejiminden daha beter olamaz”

Sâyil Nâsîf (Süveydalı eski mahkûm ve siyasi aktivist):

“Rejim Süveyda’yı bombayla yıkmadı, ahlaki-toplumsal olarak çökertmeye çalıştı”

Saleh X (Halepli aşiret reisinin torunu, tercüman ve aktivist):

“Rejimle silahlı mücadelede ağabeyim dahil kırk küsur akrabamız şehit düştü”

Zeliha nine (İşgalci Fransızları öldürdüğü için Kayseri’ye sığınmak zorunda kalan Halepli Abdurrahman’ın 1938 doğumlu kızı):

“Ailesine hasret giden babamın vasiyeti, vatanı Suriye’ye gömülmekti”

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder